Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun^^
_______Hoseok
"Hoseok, müsait misin?"
"Niçin sordun hyung?" Açıkçası yalnız kalmak ve Yoongi'yi düşünerek zaman geçirmek istiyordum. Eve geldiğimden beri durmadan gülümsüyordum çünkü hiç aklımdan çıkmıyordu. Kollarını hâlâ belimde, gözlerini gözlerimde, dudaklarını ise dudaklarımın üzerinde hissediyordum.
"Ben belki birlikte vakit geçiririz diye sormuştum. Hastanede pek iyi görünmüyordun zaten. Yanına gelmemi ister misin?"
Hastanede durumumun pek iyi olmadığı doğruydu ama daha sonra Yoongi beni iyileştirmişti. O ânlar aklıma gelince tekrar gülümsedim. Şu anda yalnız kalmak istiyordum ama Seokjin hyungu kıramazdım.
"Elbette isterim hyung."
"Tamam o zaman. Size geliyorum. Yirmi dakikaya orada olurum. Görüşürüz Hobi!" Suratıma kapanan telefon ile kaşlarım havalanmıştı. Benim iyi olmadığımı söylüyordu ama kendisinin sesi de bugün yaşanan şeye rağmen çok iyi geliyordu. Jimin'in kaza geçirdiğini öğrenince nasıl bir tepki verdiğini merak ediyordum. Araları pek iyi değildi, biliyordum. Hastaneye de gecikmişti zaten. Namjoon'a karşı hâlâ bir şeyler hissediyor olabilir miydi? Omuzlarımı silktim ve ayağa kalktım. Seokjin hyung gelene kadar duş alsam iyi olurdu.
Telefonumun bildirim sesiyle ekranı açtım ve gelen mesajı görmemle kalbim hızlandı.
Yoongi Hyung
Seni seviyorum.Henüz ismini değiştirmemiştim. Ben de karşılık vermek istedim. Öncelikle ismini değiştirdim.
Gönderilen: Sevgilim
Seni seviyorum Yoongi~Yüzümdeki gülümseme büyümüştü. Anında geri dönmesiyle kahkaha atmıştım.
Sevgilim
Sanırım şu anda cennetteyim.
Jung Hoseok beni sevdiğini söylüyor.Gülüşüm son bulunca hemen parmaklarım ekran üzerinde geziniyor.
Gönderilen: Sevgilim
Jung Hoseok sana bayılıyor.Sevgilim
Cidden bayılmak üzereyim.Gülüyor ve son mesajımı yazıyorum Seokjin hyung gelmeden duş almam gerek.
Gönderilen: Sevgilim
Kendine dikkat et.
Öpüyorum :*Sevgilim
Hoseok...
İyi geceler güzelim.Güzelim. Sıradan bir kelimenin kalbimi bu kadar hızlandırmasına şaşırıyor ve banyoya doğru yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yürüyorum.
-----------
Saçlarım hafif nemli bir şekilde kahve makinesinin başındayım. Saate göz atıyorum ve Seokjin hyungun birazdan burada olacağını tahmin ediyorum. Ona da kahve doldurabilirim. Dolaptan bir bardak çıkarıyorum ve kahveyi doldururken esniyorum. Uykum geliyor. Bugün çok fazla duyguyu aynı anda yaşadım. Aklıma düşen sevgilimle dudaklarım yukarıya doğru kıvrılıyor.
Bardağı alıp mutfaktan çıkıyorum. Salona girip oturuyorum. Duşun iyi geldiğini hissedebiliyorum. Kahveyi içmeye başladım çünkü Seokjin hyungun yanında uykulu gözükmek istemem. İlk yudumu almamla çalan kapıyı duyuyor ve açmak için ayaklanıyorum. Kapıya varınca derin bir nefes alıp ve gözlerimi ovuşturuyorum. Çok fazla uykulu görünmemeyi umuyorum ve kapı kolunu indiriyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just you | sope✓
Fanfiction'Sen ruhumdan bir parça değilsin Hoseok; sen ruhumsun. Bana can verensin. İçimdeki sözlükte nefes kelimesinin karşılığı sensin Sana düğümlüyüm' ***