Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun^^
_______Zihninden bütün bedenine yayılıyordu karanlık. İçine işliyor, tenine kazınıyordu. Şeytanları fısıldıyor; yapmaması gereken şeyleri yaptırıyorlardı. Kendini durdurmayı istiyor muydu sahi? Başını iki yana salladı ve sigarasından bir nefes daha çekti ciğerlerine; en derinine. Gözlerini çekmiyordu onun üzerinden; eğer baktığı yeri oyabilseydi kafasında koca bir delik açabilirdi. Bu fikir hoşuna gitmişti. Hafifçe sırıttı ve içine çektiği zehrin dumanını üfledi.
Sigarayı küllüğe bastırdı ve birasını yudumladı. Midesinin yandığını hissedebiliyordu. Aç karna alkol alması pek sağlıklı değildi; farkındaydı. Kendisi hakkında sağlıklı olmayan tek şey bu muydu? Boş şişeyi masaya bıraktı ve elleri yarısına boş olan sigara kutusuna uzandı. Gözlerini ondan ayırmadan bir tane çıkardı ve dudakları arasına yerleştirdi. Çakmağı yaktı ve derin bir soluk aldı kızıl saçlıya bakarken.
Dumanı üflerken düşünüyordu. Bu sefer ne yapmalıydı? Yine aynı şeyleri yapmak istemiyordu. Öyle bir heyecanı kalmıyordu zaten. Farklı bir yol düşünmeye başladı. Göz bebekleri yeşil saçlıya kaydı. Sinirle çenesini sıkmaya başladı. Gülümseyen suratını görünce iğrendiğini hissetti. Masadaki birleşik ellerine kaydı gözleri. Derin bir nefes aldı ve kızıla baktı. Mutlu görünüyordu ama değildi; biliyordu. Niye katlanıyordu bu aptal çocuğa? Onu ondan kurtarması gerekiyordu. Gülümsedi ve sigaradan bir nefes çekti. Bunu zevkle yapacaktı.
Onu çağırmadıkları için üzülmemişti; tavşan dişli çocuk ve bu aptalla aynı masada oturmak istemiyordu zaten. Kalkmaya başladıklarını fark etti ve taktığı şapkayı yüzünü kapatmak için indirdi; onlara görünmek istemezdi. Onların ardından hesabını ödedi ve çıktı. Arabasına doğru ilerleyen sözde çifte bakıyordu, durmadan bir yerlerini öpüyorlardı; elleri çoktan yumruk hâlini almıştı. Ne diye kendisini öpmesine izin veriyordu? Onu ondan çekip almalı ve onun bıraktığı izleri silmeliydi; öyle kirli kalamazdı.
Kendi tenindeki izleri ne çabuk unutmuştu öyle. Başını hızla iki yana salladı; zihninin geçmiş denen çöplüğe girmesine izin vermeyecekti. Geçmişinden ve oradaki insanlardan nefret ediyordu. Bu hâle gelmesinin en büyük nedeni olan insanları hatırlamak istemiyordu. Derin bir soluk aldı ve arabasına bindi. Böyle değersiz şeyleri düşünmemeliydi. Hareket eden aracı takip etmeye başladı.
Yol boyu hiçbir şey düşünmemeye çalıştı ve evin önüne park ettiklerinde arabasını karşı tarafa; onları rahatlıkla izleyebileceği bir yere park etti. İkilinin araç durur durmaz öpüşmeye başlamasını görünce damarlarının kasıldığını hissetti. Kanı geçtiği yeri yakıyor; kavuruyordu. Gözleri görmeseydi eğer teninin yanmaya başladığını söylerdi. Tırnakları avucunu yırtıyor; damarlarını yakmasına rağmen soğuk olan sıvı koltuğa damlıyordu.
Elini cebine yönlendirdi. İzin veriyordu, onların birbirine dokunmasına izin veriyordu; ilk ve son kez. Ne de olsa oyunu yeni başlıyordu.
----------
Yoongi
Dudaklarım dudaklarında, ellerim ince belinde, sen kucağımdayken doğru düzgün düşünemiyorum. Kollarınla boynumu sarmalıyor, ensemi okşuyorsun; ruhumu okşadığın yetmiyormuş gibi. Sırtını eve girer girmez kapıya yasladım, acıtmamayı umarak. Dudaklarımızın savaşına dillerimiz de katılıyor ve ateşim yükseliyor; hissediyorum. Tırnaklarının enseme battığını hissediyor ve dudaklarımızı ayırıyorum; nefes almak için nefesimden ayrılıyorum. Gözlerimi açtığımda karşılaştığım gözlerin ateşime su oluyor. Gülümsüyoruz ve dudaklarımız buluşmadan önce konuşuyorsun.
"O-odam koridorun sonunda sol tarafta."
Hemen sonra dudaklarım ait oldukları yere geri dönüyorlar; dudaklarına. Kalçanı avuçluyorum ve kapıdan uzaklaşıyoruz. İnlemen dudaklarımız arasında kayboluyor, hâlbuki şimdi duymak istediğim tek şey o. Odanın kapısına kadar dünyada tadabileceğim en iyi tadı almama izin veriyorsun. Dudaklarımız ayrılıyor; alnım alnına yaslı, gözlerin kapalı bir şekilde kapıyı açıyorum. Kalbim ağzımda atıyor ama sana belli etmemeye çalışıyorum. Yine de ikimiz de aynı durumdayız, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just you | sope✓
Fanfiction'Sen ruhumdan bir parça değilsin Hoseok; sen ruhumsun. Bana can verensin. İçimdeki sözlükte nefes kelimesinin karşılığı sensin Sana düğümlüyüm' ***