NamjoonCanım yanıyor. Her bir soluk alışımda daha fazla yanıyor. Nefeslerim zehir oluyor. Çok çaresiz hissediyorum. Jimin içerde hayat mücadelesi verirken burada böylece oturmak çok çaresiz hissettiriyor.
Gözyaşlarım durmadan akıyor. Böyle olmamalıydı. Bu durumda olmamalıydık. Jimin içerde uzanıyor değil karşımda oturuyor olmalıydı. Ona yurt dışına gitmekten cazgeçtiğimi söylemeliydim. Sebebini sorduğunda ise onun için gitmeyeceğimi söylemeliydim. Söylemeli ve gözlerinin nasıl parladığına şahit olmalıydım. Burada böylece beklememeliydim.
Yüzümü sıvazlıyorum. Etrafa göz atıyorum. Hoseok, Taehyung, Jungkook, Yoongi hyung burada. Herkes ağlıyor. Yoongi hyung bile sessizce gözyaşı döküyor, omzunda Hoseok. Gözlerim sulanıyor tekrar tekrar.
Jimin'i seviyorum. Şu anda onun yerinde olmak isteyecek kadar seviyorum. Acı çektiği düşüncesi beni mahvediyordu. Ömür boyu acı çekebilirdim yeterki o acı çekmesindi. Yanaklarım hızla ıslanıyor. Kaza yerinde onu bulduğum ân aklımdan çıkmıyor bir türlü. Arabama atlayıp onun peşinden çıkmıştım. Onu bulmayı umuyordum ama yerde, kanlar içinde değil.
Donmuştum. Beynim çalışmayı durdurmuştu. Çalışmaya başladığında ise durumu reddediyordum. Kabul etmek istememiştim gördüğüm görüntüyü. Benim miniğim kaza mı geçirmişti?
Hemen onu hastaneye getirmiştim. Orada öylece ambulans bekleyecek halde değildim. Taehyung'a haber vermiştim daha sonra. Öğrendiğinden beri ağlıyor Jungkook'un kollarında. Ona ihtiyacı var, farkındayım. Tıpkı şimdi benim Jimin'e belki de Jimin'in de bana ihtiyacı olduğu gibi.
Jimin'e hiçbir şey olmayacak. Biliyorum. Hastaneden sapasağlam çıkacak. Buradan çıktığı gibi onu sevdiğimi söyleyeceğim. Benimle olmasını isteyeceğim. Sevgilim olmasını teklif edeceğim. Daha fazla geç kalamam.
Belki şimdi bile geç kaldın.
Zihnimden geçen kötü ihtimalleri düşünmemeye çalışıyorum. Geç kaldığım falan yoktu. Ona teklif edeceğim, kabul edecek. Birlikte olacağız. Birlikte ve mutlu. Çünkü ona bir şey olmayacak. Değil mi?
Olursa... Bilmiyorum, bu ihtimal canımı daha fazla acıtıyor. Canım acıyor. Çünkü duvarın ardında can'ım acıyor.
Yoongi
Bir, iki, üç... Sayamadığım kadar gözyaşı döküyorsun. Her bir gözyaşında canımdan can gidiyor. Akıttığın damlalar içimde bir yangın başlatıyor. Sen ağlamaya devam ettikçe ateş harlanıyor. Omuzların sarsılıyor, gözlerin kızarmış. Seni böyle gördükçe kahroluyorum. Bana çeviriyorsun ıslak gözlerini. Cehennem böyle bir yermiş demek ki diyorum.
Kızarmış gözlerin, ısırmaktan tahriş ettiğin dudakların, hızla salladığın bacakların ve durmadan akan gözyaşların. Kendini harap ediyorsun. Seni böyle göreceğime içerdeki odada yatmayı tercih ederim. Sahi orada yatan ben olsaydım bu kadar üzülür müydün? Üzülmemeni tercih ederim sanırım. Kimse için böyle ağlamanı istemediğimi fark ediyorum. Bu ben olsam bile.
Birlikte oturduğumuz sırada sana bir telefon geldi ve Jimin'in kaza geçirdiğini öğrendik. O ânki surat ifadeni unutamam Hoseok. Çok üzülmüştün. Jimin'e bir şey olacak diye çok korktun ama eminim kim olursa olsun üzülürdün. Hemen hastaneye geldik. Taehyung, Namjoon hatta Jungkook da burada. Hepiniz darmadağın görünüyorsunuz.
Ben mi?Sen ağlıyorsun ve ben her ân dağılıyorum.
Yanımda oturuyorsun. Oturuyor ve hıçkırarak ağlıyorsun. Elimden hiçbir şey gelmiyor ya çıldırıyorum Hoseok. Ağlamanı durdurmak istiyorum. Acılanmana katlanamıyorum. Usulca başını omzuma yaslıyorsun. Kolumu omuzuna sarıyorum ve seni iyice kendime çekiyorum. Ateşe gittikçe daha fazla yaklaşıyorum. Gözyaşlarınla ıslanıyorum ama söndürmüyorlar bu yangını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just you | sope✓
Fiksi Penggemar'Sen ruhumdan bir parça değilsin Hoseok; sen ruhumsun. Bana can verensin. İçimdeki sözlükte nefes kelimesinin karşılığı sensin Sana düğümlüyüm' ***