Hava henüz aydınlanmamıştı ya da yağmur bulutları gökyüzünü o kadar kapatmıştı ki karanlık ve kasvetli görünüyordu. Alarmın öttüğün uyanmasa henüz daha erken bir saat olduğunu düşünecekti. Alarmın 4. Ötüşüne rağmen yataktan hala kalmamış ve kalkmamakta da ısrar ediyordu. Yüzüstü dönerek kendini iyice yatağa baktırdı. Yüzleşmek istemiyordu ve bunun için babasının gelip belki de onu kürekle kazıması gerekiyordu ama bunun olmayacağını bildiği için yatakta hızlıca ayaklarını çırparak gerçeklerle yüzleşmek için doğruldu. Gerçekten olabilecek en kötü mood da hissediyordu kendini. Tüm gece sunuma çalıştığı için akşamdan kalmaydı. Yataktan hızlıca kalkarak kendini toparlamaya çalıştı. Penceresine düşen yağmur damlaları odasındaki led lambaları sayesinde çok daha güzel görünüyordu. Kendisini o kadar kaptırmıştı ki kapıyı açıp kafasını uzatan babasını bile fark etmemişti.
" Hadi ama hala hazırlanmamışsın." Dedi. İsyaa'nın neredeyse yüreği ağzına gelecekti. Böyle şeylerden hiç hoşlanmıyordu ama buna rağmen babası her seferinde odaya bu şekilde sessizce girebiliyordu. Tam bu şekilde ona bağıracakken, o göz açıp kapayana kadar çoktan yok olmuştu bile. Biraz öylece durduktan sonra önceden hazırladığı kıyafetleri alarak hızlıca giyinmeye başladı. Nedense bugün ayrı bir ağırlık vardı. Uykusunu tam alamadığından mı yoksa tez sunumundan başarısız olacağından korktuğundan mı bilinmez, tam anlamı ile içinden gelerek yapmıyordu. Aynadan kendine doğru baktığında şişmiş yüzü ve morarmış göz altları ona çok şey anlatıyordu. Bugünü berbat edeceğim.
Derin derin nefes almaya başladı. Bunu mahvedemezdi ve buna hakkı yoktu. Onca yıllık çalışmalarını bir hiç edemezdi. Bu yüzden kendini rahatlatmalıydı. Nefes alışverişini kontrol ederek o içinde bulunduğu garip hissiyattan kendini uzaklaştırmak istedi. "Başaracağım. Sadece bildiğin en iyi şeyi yap olayları hikayeleştir." Hayatı boyunca yaptığı en iyi şey buydu.
Kombini için sadece ayakkabıları kalmıştı ve bu ayakkabılar yatağın son dibine ittirilmişti. Gece bunu almak için erindiğinden şimdi bunu yapmak zorundaydı. Yatağından neredeyse düşmek üzere olan beyaz yorganını yatağın üzerine toparladı. Ardından telefonun feneri ile tam olarak nerede olduğunu kontrol etti. Aslında yatağı çekip diğer taraftan alabilirdi ama bunu yapmak için kendini biraz eringeç hissediyordu. Bu yüzden hızlı bir şekilde yatağın altına girmek için sürünmeye başladı. İşte o zaman tam olarak eringeçliğinin bedelini ödüyordu. "Lanet olsun." Diye bağırdı bir yandan da elini ayakkabılarına doğru uzattı.
"İsyaa kahvaltı 5 dakikaya hazır." diye bağırdı hızlı bir şekilde odaya girerek. İsyaa bundan korkarak yatağın demirlerine vurmuştu kafasını. O kadar kötü sızlamaya başlamıştı ki kendini bağırmamak için zor tutuyordu.
"Ya baba şöyle girmesene odaya." Diye bağırdı yatağın altından çıkarak orada oturup ateş fırlatan gözleri ile ona baktı. Bugün her şeye iki kat sinirlenecek gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsyaa / Mu Kıtasına Yolculuk
FantasyKime güveneceksin İsyaa? Seni kaçırana mı yoksa seni kurtarana mı? Aklının ve mantığının sınırlarını zorluyorlar ve sana yepyeni bir Dünya vaat ediyorlar. Geçmişinin karanlığından kurtarıp sana yepyeni bir gelecek yaratıyorlar. Sen hangi taraftasın...