Gözlerini yavaşça araladığında yaşandığını düşündüğü şeyin aslında gerçek olmamasını diledi. Onun kurtuluşu yoktu ve bu döngü bir şekilde devam edecekti. Kendini halsiz hissediyordu. Aslında bu başına gelenlerle beraber kendisini sürekli bu şekilde hissediyordu ama bu sefer başına aldığı darbe ile bu daha da yoğunlaşmıştı. Gözünün önünü ve etrafı görmekte zorlanıyordu. Başına gelenlerin bir tesadüf olmadığına emindi. Arabanın içine dışarıdan bir ışık vuruyordu. Nereden geldiğini görmek için tüm kuvvetini toparlamaya çalıştı. Üzerindeki cam kırıkları onunla birlikte yere düşüyordu bire bire. Ön cam kırılmıştı. Ne arabanın yanında ne de etrafında birilerini görebiliyordu. Kapkaranlık sanki başka bir evren gibiydi burası. Bir anda olsa kendisini Dünya'nın dışında hayal etti. Sanki evrenin başka bir köşesindeydi.
"Kaza mı oldu?" diye düşünmekten kendini alıkoyamayıp hızlı bir şekilde oradan uzaklaşması gerektiğini düşündü. Hızla arabadan indi. Hızla etrafına bakındı ama ne tarafa gitmesi gerektiğini bile bilmiyordu. Diğer arabaya doğru ilerledi. Ön farları hala çalışıyor olasına rağmen bu karanlıkta pekte bir yeri aydınlatmıyordu. En azından araba çalışır bir durumdaysa onu kullanabilir ve buradan uzaklaşabilirdi.
Arabaya yaklaştıkça aslında arabanın ne kadar tanıdık olduğunu fark etti. "Mani-Tu orada mısın?" dedi. Bu onun arabasıydı. Tanımıştı. Onu bulmak için gelmiş olmalıydı. Etrafına daha dikkati bakındı. Ona bir şey olmasından korkuyordu. Sonuçta onlar sayı olarak ondan daha fazlaydı. Karanlıkta nereye gittiğini bilmeden yürümeye başladı.
"Buradan nasıl olurda bir araba geçemez." Diye mırıldandı. Ağlamamak ve çaresizliğini dışa vurmamak için elinden geleni yapıyordu ama bu titremesine engellemiyordu. Aynı zamanda her yeri acıyordu. Başındaki ağrıda inanılmaz boyutlardaydı. Olmaması gereken bir hikâyeye kendini sıkıştırıyordu İsyaa. Daha doğrusu bu şekilde düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Sanki bu hikâyede sırıtıyordu ve evren onu bu hikâyede istemiyordu. Belki de hissettiği bu şey hiçbir zaman hiçbir yere ait olamadığı düşüncesiydi.
"Neredesin?" dedi bağırdı tekrar sesini duymasını istiyordu. Daha fazla bağırmaya mecali kalmamıştı. Soğuktan bedeni buz kesmişti. Olduğu yerde çömeldi ve bekledi. Başından aşağı süzülen kanın sıcaklığını hissetti. Hala kanıyordu.
"İsyaa arabaya bin!" diye bağırdı. Ses uzaktan geliyordu. Sinirliydi bunu hissedebiliyordu.
"Ben gidemiyorum. Sen gel ve beni al." Dedi. Bunu ona söyleyebileceğini hiç ummuyordu. Olduğu yerde onu bekledi. Kendini kaybetmek üzereydi. Sonra ona doğru gelen adım seslerini duyduğunda kafasını yavaşça kaldırdı. Ses kafasının içinde gittikçe artan bir tonda yankılanıyordu. Kafasının iyice kaldırdığında Mani-Tu hemen yanı başında duruyordu. İkisi de bir şey söyleyemiyordu.
"Gittin sandım."
"Gitmiştim ama sende benden yardım istedin." Dedi Önüne düşen saçları geriye doğru iterek. "Senin suçun değildi." Dedi onu kucağına alarak. "Seni bırakıp gittiğim için özür dilerim. Bir daha yaşanmayacak." Dedi. İsyaa onun atan kalp sesini duyduğunda onun insan olmadığına dair olan düşünceleri tamamen silindi.
"Başım çok acıyor." Dedi Mani-Tu onu arabaya yerleştirirken İsyaa. Mani-Tu arabanın kapısını kapattı ve ön tarafa geçerek arabayı çalıştırdı. Ardından tekrar arka koltuğa geçerek hemen yanına oturdu. Hızlı ve nazikçe saçlarındaki cam kırıklarını toplamaya başlamıştı. Sesi hiç çıkmıyordu.
"Kendini sıkma, ağlayabilirsin." Dediğinde İsyaa'nın gözünden bir damla yaş aktı. Bunu durduramıyordu. Mani-Tu bir yandan pansuman yaparken bir yandan da olabildiğince nazik olmak istedi. Bir süre sonra verdiği ilaçlardan dolayı İsyaa yarı uykulu bir haldeydi ama derin yaralara geldiğinde hissetmiş olacak ki bir an ondan uzaklaştı.
"Tek isteğim bana güvenmen. Bu zamana kadar kimse bana güvenmedi." Dedi uyumakta olan İsyaa'nın üzerini örterek ama İsyaa'ya da hayatı boyunca kimseye güvenmemesi gerektiği öğretilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsyaa / Mu Kıtasına Yolculuk
FantasyKime güveneceksin İsyaa? Seni kaçırana mı yoksa seni kurtarana mı? Aklının ve mantığının sınırlarını zorluyorlar ve sana yepyeni bir Dünya vaat ediyorlar. Geçmişinin karanlığından kurtarıp sana yepyeni bir gelecek yaratıyorlar. Sen hangi taraftasın...