33

124 23 23
                                    

louis uçaktan indi ve harry'nin evine doğru yola çıktı. şuan epey uykusu vardı ve annesini de çok özlemişti ama annesine bir telefon açıp gece daha sonra geleceğini şimdi harry'nin yanına gittiğini söylemişti. 

harry'lerin evine vardığında kapıyı anne açmıştı, kısa ve hoş bir selamlaşmadan sonra louis harry'nin odasına yönelmişti. kapıyı açıp müzik dinleyen harry'i görünce sessiz olmaya çalışarak odaya girmiş ve ardından kapıyı kapatıp harry'nin biranda gözlerini kapamıştı aynı gerçekten tanıştıkları ilk gün gibi.

sonra harry bir anda gözlerinde ki elleri anlayıp arkasına dönüp kocaman sarılmıştı sevgilisine. louis de ona sarılmıştı.

''aman tanrım louis?!'' harry resmen çığlık atar bir sesle bağırmıştı.

louis de kocaman sarıldığı kollarını harry'den yavaşça ayırmıştı ve kısa bir öpücük vermişti dudaklarına sonra yüzüne bakmıştı ''seni çok özledim bebeğim.''

harry kıkırdamıştı ''bende seni çok özledim loulou..''

louis bir öpücük daha kondurmuştu dudaklarına harry'nin sonra tekrar ayırmıştı ''işte buradayım tatilin kalan son günlerini çok güzel geçireceğiz. sana söz veriyorum''

harry yatağın üzerinde duran her şeyi çekip, yatağa uzanmıştı ve yanına da louis'yi çekmişti ona sarılmıştı ve uzun bir sessizlik sürmüştü ortamda. sonra harry kafasını kaldırıp louis'ye bakmıştı ''seni seviyorum.'' louis de ona gülümsemiş ve dudak büküp konuşmuştu ''bende seni çok seviyorum hazz'' sonra anlına bir öpücük kondurmuştu.

harry sessizce sevdiğini belirten bir mırıltı çıkarmıştı. louis'le yatmayı özlemişti, en çok kokusunu özlemişti ve kendisini. her zaman onu dinleyen birinin olması çok iyi geliyordu ve bunları louis'ye anlatınca her şey çözülüyormuş gibi hissediyordu.

gecenin verdiği sessizlikle ve louis'nin koynunda olmanın verdiği huzurla uykuya dalmıştı harry, louis onu öpmüş ve o da yavaşça uyuklamıştı.

~

sabah ilk uyanan harry'di louis yol yorgunluğundan geç uyanmıştı ve sonra hazırlanmışlardı bugün çocuklarla parka gideceklerdi, fakat ondan önce louis harry'le baş başa güzel bir kahvaltı yapmak istediğini söylemişti ve hazırlanıp yürümeye başlamışlardı.

yürürken el ele tutuşuyorlardı. louis kafasını harry'e çevirdi ''çok güzelsin.'' dedi harry utangaç tavırlarını saklayamayarak teşekkür etti ve yolun sonunda kahvaltı yapacakları yerden siparişlerini alıp bir arabayla gölün oraya gittiler, gölde beraber vakit geçirmek louis'nin en sevdiği şeylerden biriydi.

kahvaltı için sepetlerini çıkardılar. gölün en yakınına kimsesiz yerine kurdular sofrayı, harry louis'nin karşısına oturmuş ona ballı ekmekler uzatarak karnının tam doyduğundan emin oluyordu.

uçan kuşlar ve bitkilerin, ağaçların havaya yaydığı pozitif bir enerji vardı. kahvaltılarını yaptıktan sonra louis ve harry çimlere yatıp yeşil ve kahverengi ağaç dallarının arasından gözüken mavi gökyüzüne baktılar. 

harry gözlerini kapatıp derin bir nefes çekti louis ona döndü bir süre onu izledi harry de izlendiğini hissedip ona dönmüştü, sırıtmıştı. ''tekrar mı aşık oluyorsun yoksa?''

louis harry'e hayran hayran bakmaya devam ederken biraz daha yaklaştı yanına, nefesleri birbirine değiyordu. konuştu, ''ben sana her saniye, her dakika her saat tekrar, yeniden aşık oluyorum.''

harry sırıttı, ''yazışırken yaşlı bir dede olabileceğimi düşünmüştün...''

louis oflayıp, yaslandığı kolunu çekip geriye giderken kafasını yukarı, gökyüzüne çevirmişti ve bu sefer harry ona yaklaşmıştı vücutları birbirine değiyordu. ''yaşlı bir dede olsaydım ve sana çok fena aşık olsaydım beni sevmez miydin lou..''

hedgehog maniac | larry stylinson [half texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin