28

142 30 57
                                    

louis gözlerini açtığında yatağında dün geceden kalma çıplak bir harry olduğunu görünce, biraz sırıtarak ona bakmıştı sonra yerde ki dağınık kıyafetleri arasından pantolonunu bulup cebinden telefonunu almıştı, zayn bir sürü mesaj atmıştı. louis iç geçirip ayağa kalkmıştı, yerde baksırını ararken bir yandan da telefondan zayn'i aramıştı.

''LOUIS?!''

''sana da günaydın zen.''

''SAATLERDİR SENİ ARIYORUM, NEDEN AÇMIYORSUN!!''

louis telefonu kulağından çekip saate bakmıştı, saat sabahın 9uydu. ''çünkü sabah 9 ve ben yeni uyandım. ondan olabilir mi zayn?''

''evet olabilir... her neyse bak sana önemli bir konudan bahsedeceğim!!''

''evet, dinliyorum.''

''hayır! telefonda olmaz çok acil ve önemli bir konu.''

louis, yüzünü buruşturmuştu ve önce uyuyan harry'e bakmış sonra telefonda ki zayn'e, geri dönmüştü ''şuan harry yanımda ve benden gelmemi istiyorsun? onu tek mi bırakacağım?''

zayn oflamıştı ''o 3 yaşında değil louis aş bunları!''

louis için çekmişti ''zayn... zayn beni anlamıyorsun. o üç yaşında değil ama daha dün kavga ettik ve annesinden dolayı morali bozuktu ben onu tersledim neyse olayı anlatmama gerek yok, biliyorsun. sonra... biz de kaldı ve şuan uyuyor onu burada bırakamam yoksa hala ona kızgın olduğumu sanabilir.'' harry'e bakmıştı, küçük bebekler gibi uyuyordu...

sonra sinirle zayn'e bağırmıştı ''ve evet o 3 yaşında, her zaman öyle kalacak!?'' bağırması ardından, uyuyan harry yerinde rahatsızca kıpırdanmış ve en sonunda gözünü açmıştı. louis uzun süre onu izlemişti, zayn tam bir şey diyordu ki louis atılmıştı.

''her neyse, uyandı hepsi senin yüzünden uyandırdın onu! benimle işin yoksa ben kapatıyorum.'' demiş ardından 3 saniye beklemeden kapatmıştı.

''günaydın, sevgiliiimmm.'' louis, uyanan harry'nin yanına kendisini atıyorken söylediği cümlenin sonunu uzatarak söyleyip sonunda da harry'nin yanağına bir öpücük kondurmuştu.

harry de karşılık olarak ona gamzesini gösterecek biçimde gülümsemişti.

louis yanına oturup bağdaş kurmuştu ''bugün kahvaltıyı biraz farklı bir yerde yapacağız güzelim.''

harry, heyecanlı bir şekilde gözlerini louis de gezdirmişti, ''nereye gideceğiz.''

ayaklanmaya başlayan harry yorganı çıplak vücuduna sarmış odada baksırını arıyordu, louis sinsi bir gülümseme yerleştirdi yüzüne ayağa kalkıp arkadan sevgilisine yaklaşıp omuzuna küçük öpücükler bıraktı, öpücükleri arasında konuştu ''çok güzel bir kahvaltı yapacağız bebeğim, sonra seni özel bir yere götüreceğim.''

louis, harry'nin omuzundan boynuna çıkıyordu, harry kendinden geçmişçe boynunu onun için açıyorken louis çekildi. ''dün gece fazla serttim canın yanmıştı bugün yapmamalıyız zaten yetişeceğimiz bir kahvaltı var.'' harry'nin dudaklarına öpücük kondurmuştu.

harry, baksırını arama işine geri dönmüştü bir yandan louis'ye cevap vermişti  ''sert olmanı seviyorum.'' louis buna gülmüştü.

harry bulduğu baksırı bacaklarından geçiriyorken, louis onu izlemişti bir süre sonra cevap vermişti, ''sert olmayı seviyorum ama sadece o anda, o andan sonra çok tatlı gözüküyorsun gözüme ve neden serttim ki diyorum ama geceleri çok seksi oluyorsun harold... sana karşı koyamıyorum.''

harry utangaç gülümsemesinden vermişti. sonra ikisi de üstlerini aynı yavaşlıkla giyinmişlerdi. louis annesinin arabasını ödünç almıştı ve harry'i arabaya bindirmişti kapısını açmıştı ve o bindikten sonra o da yanına geçmişti. harry her gün böyle ilgi görmekten aşırı memnundu, sonsuza kadar böyle kalmalarını istiyordu. ve harry bunun öylesine bir ilişki olmadığını düşünüyordu, louis de öyle düşünüyor muydu acaba? belki de harry kahvaltı da bunu sormalıydı...

kahvaltı yapacakları yere varmışlardı. louis arabayı özenle park edip harry'e yine kapısını açmıştı, elini tutmuştu restorana girmeden onu kendine çekmişti ve soru sorarca yeşillere bakmıştı ''sana iki şık sunacağım; öncelikle buradan yiyeceklerimizi alıp sessiz bir ormanda da sadece ikimiz baş başa yiyebiliriz -çörekleri harika, veya burada oturup yedikten sonra ormana geçeriz. sen hangisini istersen?''

harry, utangaç bir tavırla başını eğmiş ve gülümsemişti sonra tekrar mavilere bakmıştı ''bence yemeğimizi burada yiyelim orada ayrı vakit geçiririz, eğer sende istersen sevgilim.''

louis de gülümsemişti harry'nin bu fazla tatlı tavırlarına. ''sen rahatsan her şeye tamamım ayçiçeğim, önden buyur.'' harry, önden girmişti büyük ve oldukça tatlı olan restorana.

''burası çok güzel..''

louis incelediği menüden ayırmıştı gözlerini ''beğenmene sevindim güzelim.''

kahvaltılarını sipariş ettikten sonra, sohbet etmişlerdi.

''harry, okuldan mezun olmamıza az kaldı.''

''evet, fark ettim.'' gülmüştü

''bence üniversite de kendi evimize çıkabiliriz. sen ne düşünüyorsun bu konuda?''

harry gülümsemişti ''olabilir, ailelerimizle karar vermemiz gereken bir mesele ama neden olmasın çok isterim!''

louis de gülmüştü, yemeklerini güzel ve tatlı sohbetler eşliğinde yiyip bitirdikten sonra yakınlarda bir ormana gitmişlerdi -tam orman denmezdi ama yalnız kalabilecekleri bir yerdi.

louis, her şeye hazırlıklı gelmişti ki arabasında piknik sepetine kadar her şey vardı, onları çıkardıktan sonra kurup oturmuşlardı, sadece birbirlerine zaman ayırıp sohbetler etmişlerdi.

harry sürekli sevgilisine güzel kahkahasından armağan ediyordu, louis ise ona iltifatlar yağdırmaya devam ediyordu.

sadece onlar, doğa ve huzur vardı. bu anı ölümsüzleştirip bir fotoğraf çekinmişlerdi. kendilerini ilk randevularında ki zaman da gibi hissetmişlerdi ve bu onlara uzun zaman sonra aşırı iyi gelmişti... 

🦔💨

tamam kabul edelim... çok güzel bir bölüm değildi, ama hayal etmesi çok güzel!!

sanki texting kitabı değilmiş gibi hep yazı bölümleri atıyorum bu yüzden bundan sonra ki bölüm texting ;) belki bakarsınız sexting-

lots of love xx.

;)

hedgehog maniac | larry stylinson [half texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin