13. Bölümden Kesit

847 50 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Şaka yapıyorsun?!" diye heyecanla sesim yükselirken o güzel gülüşünü pahşetti.

Hızla yorganı kaldırıp yatağın içine girmesine izin verdim. Tahta ahşaptan olan tepsiyi yatağın üzerine koydu.

Üstün de hiç bisey yokken altında gri eşofmanı vardı.

Kaslarını göz ziyafeti için çıkarmış, tepsi ile de midemi doturkai istemişti.

Dudaklarını alnıma bastırdı. Ordan bi süre çekmedi. "Sonunda aydı benim güzel minik güneşim." tebessümle söylediklerinin üzerine birkaç kelime daha ekledi.

"Dolan gözlerine geleceğimizi sığdırdım güzel kızım doldurma gözlerine taşırma bizim geleceğimizi  gözlerinden." hıçkırık kaçarken ağzımdan homurdandı.

Tepsiyi aramızda alıp komidinin üzerine koydu. Bana geri dönüp beni kucağına alırken kollarımı boynuna sardım. Hıçkırarak ağlamaya başladım da iç çekti.

Sol kolunu bile sarıp diğer eliyle sırtımı sıvazlıyordu. "Kötü bişey mi yaptım?" uysalca mırıldanması kalbimi kavururken ağlamaya devam ettim.

Hayatım boyunca hiç görmedim değeri görüyordum onun tarafından. Yemin ederim o kadar çok güzel his ki kıskanmadan edemedim daha önce niye böyle bisey hissetmedim diye.

Kucağında biraz daha kaldıktan bi süre sonra beni yanına doğru koydu. Bacaklarım kucağından diğer tarafa sarkarken, bi koluyla belimden tuttup dengede kalmadı sağladı.

Eliyle gözyaşlarımı silerken iç çektim. Çok güzel hissettiriyordu. Onun yanında mutluydum hep.

Yarabbim bana Yavuzu bağışladın için teşekkür ederim.

"Güzelim kahvaltını yap hadi sonra parti için bişeyler almamız lazım sana."  dediğin de anlamayarak ona baktım. Gözlerim ağladım için boğulu boğulu olmuş onu net seçemiyordum.

"Parti?"

"Yeni rütbeler verilecek bugün akşam. Gençler de parti tarzında istedi. Kokteyli mangal akşam yemeği birkaç dans edeceğiz o kadar." kısa süre durup sonra devam etti sanki istemeyerek "Gelmek istemezsen anlarım. Mecbur hissetme kendini." demişti.  Bunun tersini demek istediğini yemin edebilir, kanıtlayamazdım. 

"Gelmek istiyorum."

Gözleri ışıl ışıl parlamış çarpık gülüşüyle gülmemi sağlamıştı ve tam o sıra da hiç beklemedim bisey yaptı. Gülüşümden öptü beni.

"Gülüşünden öpmeseydim ayrılamazdım senden sanırım."

Yavuz'a ters ters bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Ne diye mavi gömlek giymişti bu? Genç kızlar ona sırıtarak bakıyor bazıları kulağımız duya duya "Üniforma olmadan da gideri var." Tarzında cümlelerini kuruyordu.

Neden herkes Yavuz'u tanıyor? 

"Güzelim bak şurada kokoreçci var çok güzel yapar gel gidelim oraya." diyerek beni kolunun altına alıp gösterdi tarafa doğru yürütmeye başladı. Kolunun altından çıkıp "Kendim gidebilirim." dedim. Hızlı hızlı yürümeye başladım da bana büyük adımlarla yetişip o güzelim kahkahayla kolunun altına geri aldı.

"Sen kendin gidebilirsin ama ben sensiz gidemem. Sen yokken can suyumda yok oluyor." diye kulağıma fısıldadı o gülüşüyle birlikte bi moledi oluştu.

Kollarımı beline sarıp kafamı sert göğüsüne yasladım rahat durmayıp gözlerimle etrafı kontrol ettim kimse şuan bize bakmıyordu. Hızla yaslandım göğüsüne kalbinin üzerine küçük buse kondurup koşarak ondan kaçtım.

Gösterdi kokoreç'nin önüne gelip onu beklemeye başladım. O ise ıslık çalarak geliyordu yüzündeki tebessümle.  Gözlerini gözlerimden ayırmıyor o güzelim sesini herkese duyuruyordu. 

Bi kızın gelip ona biseyler sormaya başladı. Yavuzun gözleri benden o kıza kaydı. Kızıl saçları ve üzerinde eskimeye durmuş siyah sweat ile bütün zayıflığını belli eden siyah kot çalı çırpı gibi incecikti. Ayakkabı yerine terlik vardı ayağında bu soğukta. 

Yavuz anlamayarak ona bakarken bi adam yaklaştı kızın yanına kızın arkasından sarılıp kendisine çekti dudaklarını kulağına doğru yöneldi öpüyormuş gibi gösterip biseyler söyledi. 

Kısa bi süre sonra Yavuz'un yanından ayrıldılar. Yavuzdan uzaklaştıklarından kısa zaman sonra Yavuz'a baktı kız. Gözlerinde kırgınlık vardı. Sanki bisey istemiş ama Yavuz ilgilenmemiş gibiydi.

Yavuz'un gözleri yine bana doğru döndüğün de gülümsedim. Kız Yavuz'un nereye baktığını anlamak için bana doğru döndürdü. Güler yüzüm onun hastalıklı teni ile karşılaştı. Bembeyaz teni yerine sapsarı teni vardı. Hala o adama sarılıydı..

Bu kız ne anlatmak istiyordu?

Yardım et diye dudaklarını hareket ettirdi. Tam o sırada kıza daha dikkatli bakmaya başladım.  Beline bastırılan bıçağı görmüştüm ve kızın sürekli elini acıp kapatmasını. Yardım et işaretiydi bu.

Yavuz'a anlatmak istedim ona doğru baktım da telefonla biriyle konuşuyordu. Kızın başına bisey geleceğini düşünerek koşarak Yavuz'un yanına gittim.

Hızımı alamamış ona hafifçe çarpmıştım. Beni kollarıyla tuttup göz kırptı.  Kıza bakmak istedim de yok olmuşlardı. Adım atmaya yer olmayan yerde onları bulmak zor olacaktı.

"Yavuz.."

"Yavuz..."

"Yavuz diyorum.." diye en sonunda cırlamış onun beni dinlemesini istedim. Bana ters bakış atıp "Anladım kamutanım. Dediğim gibi kaçmayı başarmış olabilir ama bulunmuş." anlamayarak ona bakarken elimi tuttup dudaklarına götürdü küçük buse bıraktı öptü yeri baş parmağıyla okşamaya başladı. 

"Haklısınız kamutanım."

EN KISA SÜRE DE BÖLÜM GELECEKTİR.

LİVE (ASKER YARENİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin