Acınası

691 35 16
                                    

Liza'dan

Mason'ın gitmesinden sonra oracıkta oturup ağlamaya başlamıştım. Dizlerimi kendime çekip kafamı yasladım.

Sonra çantamdan kulaklıklarımı çıkarıp son çalan listeden karışık açtım. (medyadaki şarkı - Toprak Yağmura Akustik)

Kafamı sağa doğru çevirip nehrin karşı tarafını izlemeye başladım. Tam belli olmasa da çocuklu insanlar, geceye karışan gençlerden oluşuyordu.

Ayağa kalkıp üstümü silkeledim. Çantamı toplayıp bi kafeye gidip kahve içmeye karar verdim.

Gözüme ilk kestirdiğim kafeye girip sırada beklemeye başladım. Sıra bana gelince bir tane americano söylemiştim.

Kadın bana acırmışçasına bakınca parayı hızlıca ödeyip kahvemi de alıp çıktım.

Buraya yürüyerek gelmiştim. Kendimin de arabası olmadığı için eve bir süre yürümem gerekiyordu ki bu durumda benim için çok makuldü.

Bu arada arkada çalan şarkı tüm duygu dengemi alt üst ederek beni tekrar ağlatmaya başlamıştı. (Roam - Porsche Love)

"If i let you go
Eğer gitmene izin verirsem

If i let you roam
Eğer gezmene izin verirsem

Would you come back?
Geri gelir misin?

Would you come home?
Eve gelir misin?"

Üstüme yatmasını, belime sıkıca sarılmasına ihtiyacım vardı. Acaba kabustan mıydım? Lütfen birisi beni uyandırsa ya.

Resmen Foden ile dedikodum çıkmıştı. Kaldırıma oturup telefonumu çıkardım. Tanıdığım insanlardan gelen mesajları es geçerek Instagram'a girdim.

Yüksek takipçili bir magazin sayfası Foden ile olan shoplanmış fotoğrafı paylaşıp altına da "Gizli iş çevirmek, hem de sevgilinin milli takımdan arkadaşıyla" yazmışlardı.

Ya dava etmek istiyorum diye çığlık atmaya başladım kafamın içinde böyle bir fotoğraf bile çekilmemiştim ki. Benim böyle bir elbisem mi vardı ya?

Sarı elbise cidden hayır yani. Zaten genel olarak sarı sevmeyen biri olarak ne zaman böyle bir elbise almıştım ki?

Gerçi eve gidip baksam iyi olacak çünkü böyle bir şeyin içine karışmasından hayra alamet olmadığı anlayabiliriz.

Eve gidince böyle bir şey olmadığını anlatacaktım. Mase, o dinler beni diye düşünüyordum.

Kahvenin kalanını kafama dikip en yakın çöpe onu attım ve eve doğru yürümeye başladım.

Yürürken bir yandan listede ilerliyor bir yandan da göz yaşlarımı siliyordum.

Şarkıyı "The Beach"de bıraktım. Tüm zamanların en iyisi diyebilirdim bence. Ne zaman dinlesem hem yatıştırıp hem süper hissettirtebiliyordu.

Şarkıyla beraber 45 dakikalık bir yol yürütmüştüm. Vardığımda saat on bir buçuğa geliyordu. Mason'ın arabası park edilmişti. Demek oluyordu buradaydı.

Kapının önüne gelince çantamdan anahtarlarını çıkardım ve olabildiğince sessizce kapıyı açtım.

İçeri girip kapıyı kapattığımda bir merdivenlerin küçük ışıkları açıktı.

Vestiyere eşyalarımı bırakıp yukarı çıkacaktım ama ya uyanıksa, ya beni dinlemezsem, ya bana inanmazsan soruları aklıma doluştuğu için merdivenin başında kalakalmıştım.

Ben de mutfağa gidip koca bir bardak soğuk su içtim ve kendini yukarı çıkmak için motive etmeye başladım.

Yukarı çıkınca odamızın kapısı aralıydı. Oradan bakınca arkasını dönüp uyumuş olan Mason'ı görünce gülümseyip banyoya gittim.

Ilık bir duş iyi gelirdi ki galiba Mason da yapmıştı. Üstümdekileri kirliye atıp kısa bir duş aldım. Çıkınca bornozuma sarılıp giyinme odasına gittim.

Altıma siyah eşofmanın giyip üstüne de yeşil bir tişört giyip yatak odasına geri geçtim.

Mason'ın tam karşısına çömelip yatağın ( yere yani ) kenarına oturdum. Saçlarıyla oynamak çok istiyordum ama uyanır diye de o kadar korkuyordum ki.

O sırada arkada çalan müzik dikkatimi çekmişti. Ona böyle bakarken arkadaki müzikle o kadar uyumlanmıştık ki...

Ama bana kırgınlık. Bu düşünceyle beraber doğrulup giyinme odasına doğru geri gittim.

Oradaki dolapların ince bir battaniye ve yastık alarak aşağıya inmeye karar verdim.

Aşağıya indiğimde koltuğun üstünü toplayıp yatmak için hazır hale getirmiştim. Kafamı yastığa koyunca bir türlü uyku tutmamıştı.

Ya o karamsarlık herkesi vurmuştu ya da Mason aklımdan çıkmıyordu ki hangisi olduğunu anlamak zor değil artık. Yan bir şekilde yatıp örtüye iyice sokuldu ve uyumaya çalıştım.

need to hear / mason mountHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin