Sensiz Yapamam

645 32 6
                                    

Mason'dan

Suyu bitirdikten sonra bana gözleri dönmüştü. Öyle bir baktı ki bir kelimenin o bakışı anlamdırabileceğini sanmıyorum. Ve yavaşça dudaklarını aralayıp bana tek bir şey söyledi: "Neden?"

Aslında bu soruya bir cevabım olduğunu sanmıyordum. Bunu yapmamam gerekiyordu, o beni aldatmıştı ama şu an o bu haldeyken ona olan sevgim daha ağır basıyordu ki aklımı bile kontrol edemiyordum. Tek doğru şey buymuş gibi geliyordu. Yaptığı şeye rağmen yanında olmama sebep olacak kadar sevgim vardı.

Belki de kendime saygım yoktu. Bunca şeyden sonra kendime değer mi vermiyordum acaba? Çünkü seni aldatan insanın yardımına koşmazdın ki? Ama bana ihtiyacı var gibime geliyordu. Bu düşünceden hemen sıyrılmıştım. Liza'nın kesinlikle kimseye ihtiyacı yoktu. Çok güçlüydü ki o bi kere. Her şeyi karşısına alabilirdi, istediği her şeyi başarabilirdi. O zaman neden bu haldeydi, anlatmasını istiyordum.

Sorusunu görmezden gelerek elindeki su bardağını aldım. "Ne oldu neden böylesin" diye sormuştum hiçbir şey bilmiyormuş gibi. O anlamalıydım.

O ise gözlerinden yaşlar süzülürken histerik bir şekilde gülmeye başlamıştı ve aynen şöyle cevapladı;

_Benim sorum yok sayılıyor, soru soruluyor. Hadi ama Mason cidden merak ettiğim şey bu. Nedem buradasın? Neden yanımdasın?
_Burada olmasa mıydım? Bunu mu isterdin yani. Gitmemi mi istiyorsun?

Konuyu başka yere çekerek sıyrılmaya çalışmıştım. Umarım fark etmezdi ya da fark etse bile üstüme gelmezdi. Bu soruyu ona karşı hatta kimseye karşı cevaplayabileceğimi sanmıyordum. Kendime bile doğru dürüst cevap bulamamışken ona cevaplamak adil bile olmazdı ki.

Derin bir nefes çekmişti. Büyük ihtimalle cevaplamayacağımı anlamıştı. Büyük ihtimalle anlatmak için güç arıyordu. Çinkü ne zaman konuşmaya başlasa yüzü buruşup gözleri doluyordu.

O böyle yapmaya devam edemezdi. Ben o bu haldeyken kötü oluyordum, içimde bir yerlerde bir şeyler kavruluyordu.

Kendi içimde bir yardım edip etmemek tartışmasına gireceğimi fark ettiğimde neden burada olduğumu hatırladım. Ya da neden buraya kadar ilerlediğimi. Artık geri dönemezdim, ve bugün için aklımı arka plana atmam lazımdı.

Bir kez daha anlatma girişimine gireceğini anladığımda örtünün üzerinde olan elinin üzerinden tutup sakinleştirmek adına okşamaya başladım.

Bir şey olduğunda iyi gelirdi hep, en azından geldiğini söyledi.

Bi anlık ürpermişti. Büyük ihtimalle bu kadar ileri gidebileceğimi düşünmemişti. Ama ben fazlasını yapıp elini bırakmıştım.

Oturduğum yerden kalkıp yatağın etrafından dolaşıp yanında yatağın boş kalan yerine gittim. Yorganı atıp içine girdiğimde başka bir şeye odaklandığı için göz yaşları durmuştu.

Sadece hareketlerimi izliyordu. Cebimdeki telefonu yandaki şifonyerin üstüne bırakıp karşıya bakmaya başlamıştım. Şu an yaptığım şeyin geri dönüşü yoktu.

Kafasından yavaşça tutup kendime doğru çektiğimde gözleri kocaman açılmıştı. Kafasını göğsüme yasladığımda en az onun kadar ben de şaşırmıştım.

Kollarımla onu sardığımda ne tepki vereceğini bilemedi ilk. Dona kalmıştı ama kısa bir süre sonra rahat pozisyonu aramak istermişçesine hareket etmişti ve kollarını belime sarmıştı. Ben de saçlarını okşamaya başlamıştım.

_Yarın sergim vardı ya, ordaki bir tabloyu ve ana tabloyu yırtmışlar
_Naııl yani kamera görüntüleri falan yok mu?
_Soph konuştu. Mark ile o da görür görmez aramış beni. Kızdım ben de ona neden sahip çıkamıyorsun resimlerime sergiyi ertelemek zorundasın ana tablosu yapamam diye bağırıp ağlamaya başlamıştım, dedi.

Ana tablosu en sevdiğim tablosuydu, ana tablosu en iyisiydi. Diğer tabloyu hiç umursamadığını düşündüm.

Sırtımı yatağa dayamış üstümde yatan Liz'in saçlarını okşuyordum. O ise kafasını ban gömmüştü. Ağladığını ıslaklaşan tişörtümden biliyordum. Zaten arada için çekme sesleri geliyordu.

O an aydınlanmış gibi kafasını kaldırdı ve gözlerini gözlerime yaslayarak o soruyu sordu:
_Mason lütfen cevap ver, neden bunu yapıyorsun?

Derin bir nefes aldım. Kafamı kaşımam gerektiğini hissettiğimde elimi saçlarından çekmiştim. Ona sadece:
_Bugün hiçbir şey olmamış gibi yapamaz mıyız? 1 hafta öncedeymiş gibi yapsak. Ona göre konuşsak, ona göre davranmak, diyebilmiştim.

O ise beklemeden cevaplamıştı. "Eğer seninle eskisi gibi vakit geçirmem için seni aldattığımı kabul etmem gerekiyorsa tamam olur kabul ederim, demişti.

Beni aldatmadıpını bu kadar fazla söylüyordu. Ama fotoğraf... Hayır bugün bunu düşünmeyecektim. Hiçbir şey olmamış gibi.

Yandan telefonu alıp Spotify'ı açtım. Rastgele şarkı çalmaya başladığında ilk başta çalan şarkı It's Ok'tu. Şarkı boyunca hiç konuşmadık. Ama sonuna doğru durmayacağını düşündüğü bir şekilde "Sensiz yapamam" demişti.

need to hear / mason mountHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin