Keşke Hiç Sevmeseydim

486 28 7
                                    

Liza'dan

Biri kapımı çaldığında gelmesini söyledim.

Hiç şaşırmadığım üzere Soph gelmişti. Bana giymem için eşofman ve crop getirmişti.

Giyinmem için çıktığında kıyafetleri alıp banyoya girdim.

Dolaptan misafirler için ayrılan havluya sarıldıktan sonra klozete oturdum ve sadece durdum.

Bir süre öyle kaldıktan sonra üstünü kurulayıp kıyafetleri giydim. Saçlarımı da bir havluyla kuruladıktan sonra aşağıya inmiştim.

Mutfağa girdiğimde Soph yemek hazırlamaya başlamıştı. Bende ona katılıp bir şeyler hazırladım.

Yemekte Soph'un özel tavuklu makarnasından vardı. O kadar güzel yapıyordu ki bunu.

Ben de yeşillik için yanına güzel bir salata hazırlamıştım.

Yemek hazır olduğunda saat yediydi. Ben masayı kurarken Soph da içeriye çocukları çağırmaya gitmişti.

Hepsi geldiğinde oturup yemek yemeğe başladık. Tabi saçma bir şekilde ortam çok gergin olduğundan kimse konuşmuyordu.

Ben de yemeklerin nasıl olduğumu sorarak biraz olsun azaltmak istemiştim.

Kai cevap verdiğinde ilk defa olay hakkında ne düşündüğünü merak ettim.

Çok az konuşulan bir yemeğin sonunda masayı toplayıp oraya geri çıktım. Benden biraz sonra Soph geldiğinde ona Kaş olayını sordum

_Soph yemekteyiz aklıma geldi de Kai ne düşünüyor olay hakkında?
_Yani benim olay hakkında bu kadar emin olmama karşı biraz karşı çıktı tartıştık. Sonra geldi yanıma başkalarının ilişkisi yüzünden bizimkine bir şey olmadın dedi barıştık.
_Ay Soph özür dilerim öyle arada kaldığın için. Öyle bir şey olursa asla beni seçme.
_Ortaya çıkacak merak etme gerçekler.

Oturup konuşurken çok sıcak geldiği için çatıya çıkmıştık. Soph ortaya şarap içme fikri attığında aşağıya inip dolaptan şarap almıştık.

Geri yukarı çıktığımızda balkona oturup bardakları şarapları doldurmuştuk

Mason'dan

(bir buçuk saat geçer - Kızlar sarhoş oluyor)

Kai Soph'a bakmak için ayrıldığında ben de telefonda geziniyordum. Sonra yukarıdan Kai'nin bana bağırmasıyla beraber kafamı telefondan kaldırıp "Efendim" diye bağırdım.

_Kızlar sarhoş olmuş gel bana yardım et hadi.

Oflayarak kalktığımda merdivenleri tırmandım ve yukarıda Kai'yi aradım.

Balkonda bulduğumda Soph ve Liza yere oturmuş ve duvara yaslanmışlardı.

Liza ben balkona girdiğimde konuşmaya başlamıştı:

_Ooo hikayemizin ana karakteri de gelmiş. Mason Tony Mount. Beyim nasılsınız? Sormadık ama bir şey alır mısınız?

Ben Kai'ye ne oluyor diye baktığımda omuzlarını silkip Soph'u kaldırmaya çalışmaya devam etti.

_Cidden bana hiç sormamana inanmıyorum. Ya körü körüne inandın insanlara ya. Her şeyi bir fotoğraf için bitirdin.

Ayağa kalkmıştı ama sendelediği için ona doğru bir adım atınca benden uzaklaşıp elini hayır dercesine sallamaya başlamıştı.

_Yapma işte bunu yapma. Gün içinde suratıma bakmayıp ihtiyacım olduğunda ilk koşan sen olma. Her şeyi bu kadar silip atabilecekken bana bunu yapma. Siliyordan tam sil bakma bir daha suratıma ama bunu yapma. Çünkü neden biliyor musun Mason, seni her gördüğümde bana o günkü bağırışın aklıma geliyor. Bana baktığında bana inanmayışın geliyor. Ben ne yapayım söyle? Sevdiğin insan tarafından yapmadığın şey yüzünden terk edilmek nasıl biliyor musun hayır çünkü terk eden sensin, dediğinde aplamaya başlamıştı.

Kai durumu anlayıp Soph'u oradan çıkarmaya çalışıyordu ama Soph da Liza'yı yalnız bırakmak istemiyordu. Soph ve Kai çıktığına ben konuşmaya başladım.

_Sen düşündün mü hiç? Birfen telefon geliyor sana en yakın arkadaşlarından. Sevgilin başka birinin kucağında fotoğraf çekilmiş. Sen ne yapardın. Neyi açıklayabilirsin ki o fotoğraf hakkında Liz ha neyi açıklayacaksın. Foden'ı nasıl öptüğünü mü, Foden'a nasıl baktığını mı, nasıl kucağına oturduğunu mu, dediğimde bana ağlarken acırcasına bakmıştı. Benim de gözlerim dolmuştu.

_Ben seni aldatmadım. Fotoğraf uzaktan çekilmiş. Sarı elbise giymem. Sarı giydiğim tek şey senin forman. Biliyorsun bunu.
_Ben artık senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki Liz, ben artık senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki. Eğer böyle olucağımı bilseydim seni sevmezdim, dediğimde bana öyle bir baktı ki bir anda bana doğru yürüyüp balkondan içeri doğru sokmaya çalışıyordu.

_Siktir git Mount ya, siktir git. Bi bok bildiğin yok. Her şeyi öğrenince o kadar pişman olacaksın ki. Siktir git, ya siktir git, derken beni ilerliyordu.

_En sonunda onu omuzlarından tutup kendime çevirdim ve aynen şunu dedim "Biri beni aldatırsa ve ben ondan ayrılırsam bundan pişman olmam Liza." dediğimde bana tokat atıp bir daha bakmadan odasına girmişti.

Ben de ağlayarak odaya girdiğimde yere oturup akan gözyaşlarını silmeye çalışıyordum. Ama bir türlü durmuyorlardı.

Bir süre boyunca yatakta tavanı izlerken uyuya kalmıştım.

need to hear / mason mountHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin