• Chianti Classico

2.3K 403 85
                                    


Merhaba ve iyi geceler! Klavyenin başına bölüm yazmak için oturdum ancak yine, tam olarak keyfim ve kahyası iş birliğinde ortaya böyle bir şey çıktı. Çıkmışken ben de kendisini paylaşmak istedim, umarım keyif alırsınız :')


🍷


"Bu seçiminde yüzde yüz objektif olduğun konusunda eminiz yani? Algıda seçicilik değil..."

Fulya'nın cam ekranın içinden dahi maviliğini koruyan gözleri şüpheyle kısıldığında Devrim, gözlerini devirmek üzereyken kendini tuttu ve sabırlı bir nefes alıp oldukça yumuşak bir sesle açıklamaya başladı.

"Algıda seçicilik değil, Chianti Classico on üçüncü yüzyıldan bu yana üretilen ve temelde üç türü bulunan bir şarap. Ve bu üç tür aslında üç katmanı da temsil ediyor; yalnızca en iyi üzümler kullanılarak üst düzey bir titizlikle üretilenler, en iyileri kovalamayıp belirli parametrelere uyulması yeterli olanlar ve zorunlu yöntemlere hiç gereksinim duymayanlar... Ki benim favorim herkesin aksine üçüncü kategoride olanlardır."

Sorgulanmaktan, özellikle de şaraplar söz konusuyken sorgulanmaktan nefret ediyordu ama seçimlerinin Fulya'nın da içine sinmesini istiyordu ve bunun için de onun istediği her soruya cevap verebilirdi. Gerçi Fulya'nın bu konuda pek soru sorduğu ya da sorularına uzun açıklamalar beklediği söylenemezdi.

Mesela az önce sorduğu soruyu Devrim sadece, Toskana'nın kalbi olarak görülen bir şarabı, yalnızca şu an Toskana'da olduğu için değil, bu şarabın söz konusu tasarıma da uygun olduğunu düşündüğü için seçtiğini söyleyerek yanıtlasa Fulya'nın ona güveneceğini ve daha fazla uzatmayacağını biliyordu. Ama işte bu konuda ilgisini biraz olsun çekebiliyorken ona şaraplardan bahsetmenin hoşuna gitmeye başladığını fark ettiğinden beri bulduğu fırsatları değerlendiriyordu. Ta ki Fulya ilgisini yitirene ve ilgisinin zaten hiçbir zaman şaraplarda olmadığını belli edene kadar...

Ve ne yazık ki bunun gerçekleşmesi de o kadar uzun sürmüyordu.

Devrim, aklının bu düşünceyle dağılmasına izin vermeden omuzlarını dikleştirdiğinde tok bir ses tonuyla devam etti, "Senin anlattığın tasarım da, hem üç parçadan oluşuyor hem de bu parçalar istenilen şekilde eklenip çıkarılarak tasarımın tarzı değişebiliyor. İster casual ister elegant olarak kullanılabilir yani. Bu da tasarımın katmanlı olduğunu gösteren bir şey, tıpkı Chianti Classico gibi."

Fulya'nın şüpheli bakışları yerini parıltılı bir maviliğe bıraktığında Devrim bir an için o gözleri sanal bir pencere yerine karşısında görmeyi istemişti. Fulya kaşlarını oyuncu bir şekilde kaldırdığında ise gardını alması gerektiğini hissetti ve onun dudaklarından çıkacak olan kelimelere odaklandı.

"Bak sen," dedi Fulya tam da Devrim'in beklediği şekilde imalı bir ses tonuyla. "Bayağı bayağı alışmışsın bizim terimleri kullanmaya." İmalı ifadesi gururlu ve ukala bir hale büründüğünde ise farkında bile olmadığı belli bir şekilde burnunu da havaya dikti. "Moda dünyası böyledir işte, bir şekilde sızar insanın içine."

Devrim, Fulya'nın bu kendinden emin haline bakarken içine sızmaya başlayanın moda olup olmadığından emin olmasa da bunun üzerinde çok durmadan alaylı bir kahkaha attı. "Benimle uğraşmaya geçiş yaptığına göre, fikri beğendin diye düşünüyorum."

Fulya bu defa utangaç bir şekilde gülümsediğinde kafasını salladı ve "Beğendim," dedi. Bunun üzerine Devrim de memnuniyetle gülümsemişti. "Üç çeşidi birden ikram edebiliriz aslında... Her biri tadımlık olacağı için bir sorun yaşanacağını sanmam."

Bi' Bağ BozumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin