7.Bölüm

2.5K 164 76
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Flashback
"Bunu yapmak istemiyorum baba." dedi Çağatay. Büyük bir sabırla direniyordu babasına. İstemediği bir evliliğe zorlanıyordu babası tarafından.

"Ne demek yapmak istemiyorum? Bu evlilik seni düzeltecek. Bizler gibi normal olacaksın." dedi. Babasının son sözleri, Çağatay'ın kalbine ok gibi saplanmıştı sanki.

"Ben zaten normalim. Asıl normal olmayan sensin. Senin düşüncelerin. Ben o kızla evlenirsem ömür boyu mutsuz olacağız." dedi Çağatay. Babası bu sözler üzerine sinirlendi ve Çağatay'ın üstüne yürüdü. Tam elini kaldırıp tokat atacakken, abisi tuttu babasının kolunu.

"Baba yapma. Çağatay haklı. Çağatay yanlış bir şey yapmadı. Böyle doğmayı o istemedi. Sakin ol." dedi. Yaşlı adam, elini geri çekti sinirle.

"Sakin falan olamam! Erkeklerden hoşlanıyor! Nasıl sakin kalabilirim? Senin de bir abi olarak benim yanımda durman lazım!" dedi Hikmet bey öfkeli bir şekilde.

"İyi de, Çağatay'ın gay olmasının sana bir zararı yok ki! Yanlış bir şey de yapmadı, yapmaz. Ben kardeşime güveniyorum." dedi Efkan. Çağatay, minnetle baktı abisine. Abisi de, hafifçe gülümsedi.

"Ne olursa olsun umurumda bile değil! Bu akşam o kızı istemeye gideceğiz. Bunu kimse duymadan halledeceğiz." dedi Hikmet bey ve odayı terk etti.

Çağatay'ın gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Nasıl olurdu bu? Nasıl yapardı babası bu kötülüğü ona? Ömür boyu mutlu olamayacağı bir evliliğe nasıl sürüklerdi?

Efkan, hızla kardeşinin yanına gitti ve ellerini kardeşinin yüzüne çıkarıp, gözlerini sildi.

"Üzülme. Bir yolunu buluruz. Şimdilik babamı dinliyormuş gibi yap. Ne derse onu yap. Halledeceğiz." dedi ve Çağatay'a sarıldı destek olmak için. Babasına çok kızgın olduğu, ateş saçan gözlerinden ve sıktığı yumruğundan belliydi...

...

Çağatay'a, babasının yakın arkadaşının kızını istemişlerdi. Sevil ve Çağatay, birbirlerini çocukluktan beri tanıyordu. Sevil, zamanla Çağatay'a karşı, farklı duygular beslemeye başladı ama bunu hep içinde sakladı. Gelinlik yaşı gelip çattığında, Çağatay'ın babası ve Sevil'in babası bit araya gelerek, çocuklarını evlendirme kararı almışlardı.

Sevil için bir sorun yoktu. O zaten uzun zamandır seviyordu Çağatay'ı. Ama Çağatay için büyük bir sorundu bu. O eşcinseldi. Bir kızla, arkadaşlıktan öte  bir ilişki kurmak ona göre değildi.

Babası, bu evlilik kararını ailesiyle paylaştığı zaman, Çağatay şiddetle karşı çıkmıştı. En sonunda da yönelimini açıklamak zorunda kalmıştı. Babası bir süre yüzüne bile bakmamış, sadece annesi ve abisi destek olmuştu. Babası ise, bir süre sonra oğlu evlendiği zaman her şeyin değişeceğine inanıyordu. Bu yüzden baskılarla, oğlunu evlendirmeye zorladı.

Çağatay, babasına ne kadar dirense de, işe yaramamıştı. Çok üzülüyordu ama elinden gelen bir şey yoktu. Bir süre idare edecekti. Belki Sevil'e anlatsa durumu, birlikte idare edebilirlerdi. Eğer Sevil istemezse de,  başka biriyle evlendirmeye kalkacaktı babası, biliyordu. Asla vazgeçmezdi, oğlunu 'normal' yapma isteğinden Bu yüzden, Sevil'e şeffaf olacaktı. Sevil, her şeyi bilecekti.

Çağatay ve Sevil,  Sevil'lerin evin üst katına çıkmış, balkonda oturuyordu. İkili, suskundu. Çağatay, nasıl açıklayacağını toparlamaya çalışıyordu ama kafası o kadar doluydu ki, yapamıyordu. Bu yüzden, doğaçlama yapmaya karar verdi.

"Sana çok önemli bir şey anlatacağım Sevil." dediğinde, Sevil tamamen ona doğru döndü. Çağatay'ın yüzündeki ifade çok ciddiydi. Ses tonu da öyle. Sevil, biraz korksa da, dinlemeye devam etti sessizce.

"Sen benim çocukluktan beri arkadaşımsın Sevil. Bu yüzden bunu bilmen gerekiyor. Aslında ben sana arkadaşlıktan öte duygular beslemedim hiç." dedi ve Sevil'e baktı. Sevil'in gözleri dolmuştu. Çağatay, Sevil'in elini tutup, devam etti.

"Sen çok güzel bir kızsın Sevil gerçekten. Ama bana hitap etmiyorsun. Ben... Ben kızlardan hoşlanmıyorum. Bunu bilmen gerekiyor." dedi. Sevil, duyduğu şeyle, şokla baktı karşısında oturan gence. Çağatay, devam etti konuşmaya.

"Babam da bunu biliyor. Bunu bile bile, bizi evlendirmek istiyor. Ben çok karşı geldim ama babamı biliyorsun. Eğer şimdi aşağıya inip beni istemediğini söylersen, babam başka birini bulacak bana. Ben başka kimseye güvenemem. Bu yüzden sana anlatıyorum. Ne kadar anlayışlı olduğunu, bana sevginin dışında, ne kadar değer verdiğini de biliyorum. Bana yardım et Sevil lütfen." dedi. Sevil, gözlerini hızla silip, karşısındaki gence baktı.

"Ben ne yapabilirim ki? Ben nasıl bir yardım edebilirim sana?" diye sordu. Çağatay, yerinden kalkıp, Sevil'in önüne çöktü ve diğer elini de tuttu kızın.

"Babamın dediğini yapalım. Bu nişanın düzmece olduğunu, sadece sen, ben ve abim bilecek. Başka kimse değil. İleride de bir bahaneyle bitiririz bu işi. Bunu bizim için yapar mısın? Eğer olur da evlenirsek, gerçekten mutsuz olacağız. Bunun için her şeyi sana şeffaf bir şekilde anlatıyorum." dedi. Sevil, ellerini çekti Çağatay'ın ellerinden.

"Ben seni gerçekten seviyorum Çağatay. Ben düzmece değil, gerçek bir şeyler yaşamak istiyorum seninle." dedi. Çağatay, üzgün bir şekilde baktı.

"Ama Sevil sana her şeyi açıkça anla-" derken, sözü Sevil tarafından kesildi.

"Tamam." dedi Sevil. "Kabul ediyorum." diye ekledi. Sevil, bu geçen süre içinde, Çağatay'ın onu seveceğini düşünerek kabul etmişti. Bir umut diyordu içinden. Belki Çağatay onun aşkına karşılık verirdi. Yıllardır onu beklemişti.

"Sevil... Çok teşekkür ederim." dedi Çağatay ve yerden kalkıp, kızın boynuna sarıldı. "Çok iyisin. Çok teşekkürler." diye fısıldadı. Çok mutluydu.

Sevil, Çağatay'a karşı şeffaf değildi ne yazık ki. Biraz bencilce davranıyordu belki ama her şeyin değişeceğine olan inancı da vardı.

Çağatay'ı yargılamadan önce anlamaya çalışın lütfen. Bir çıkış yolu aramaya çalışıyor kendince ve bu nişan olayına o yüzden giriyor.

Sevil'i de anlamaya çalışın. O da seviyor ve sevdiği için kabul ediyor her şeyi. Belki bir umut, Çağatay onu sever diye düşünüyor.

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸

BACANAK (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin