4: "Seni Kurtaracağım, Kızım"

2.4K 97 23
                                    

Okurken yorum yaparsanız çok sevinirim (':

Dip not; Ben değiştirdiğim yerlerden ve araya zaman girmiş olmasından dolayı tekrar okumanızı tavsiye ederim. Bu bölümü yeni bölüm gibi düşünebilirsiniz çünkü dördün akışını pek beğenmedim ve yeniden yazdım.

 Bu bölümü yeni bölüm gibi düşünebilirsiniz çünkü dördün akışını pek beğenmedim ve yeniden yazdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ben ömrüm boyunca yanlış olanın tanımı üzerinde düşündüm. Sahi neydi yanlış olan?

Asu Yıldıran'a göre yanlış olan, küçük bir çocuğun üzerini kirletmesi olabilirdi mesela.

Ne acı. En çokta bana, çocukluğuma, geleceğime acı.

Yüzleşmeye cesareti olmayan bir korkak gibi salonda bir ileri bir geri giderken bir anlığına yaşadığım adrenalin yüzünden kalbimin duracağını hissettim.

Oradaydı, beni almak için gelmişti.

Dışarda, belinde ki silahlarından başka hiçbir vasfı olmayan adamlarıyla Alparslan Karahan'a kafa tutmuş, sesini bana duyurmak istercesine bağırıyordu.

"Seni kurtaracağım, kızım."

Duyanın bir annenin acılı feryadı sanacağı bu ağıt, kaderimin en kirli oyunun boynuma doladığı urgandı.

Ve ben üzerine çıktığım o iskemleden çoktan düşmüş, nefesim kesilirken son çırpınışlarımı gerçekleştiriyordum.

Bulunduğum camın ardından dışarda olanları izlerken, bir an kendimi her şeyden çok uzakta hissettim. Konuşulan bendim, Alparslan Karahan'ın önümde dağ gibi durup beni ardında bıraktığı "Onu sana vermeyeceğim, kimseye vermeyeceğim," diye bahsettiği bendim.

Kale gibi bir evin ardında üvey annesinin korkusuyla yüzleşemeyen, bir yabancının çıkarı için dahi olsa korumasını beklediği bendim.

O yabancı, gerçeklerimle yüzleştirmek için elini uzattığında tutmayan da bendim.

Avuçlarıma batan tırnaklarım canımı yaktığında bakışlarımı oradan çekip dış kapıya doğru yöneldim. Titreyen ellerimle kapıyı açtığımda bir anda tüm başların bana çevrildiğini hissetmiştim.

Korktuğum halde ifademi düz tutmaya çalışarak ona baktım.

Asu Yıldıran, yine tüm asilliğiyle kırmızı ceket, pantolon takımını giymiş ardında ki adamların önünde bir kraliçe edasıyla Karahan'ın karşısında duruyordu. Bakışlarında ki alevler kendini hissettirirken yüzünde sahte ama onu tanımayanların inanacağı hüzünlü bir maskesi vardı.

KATRAN KARASI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin