"Teşekkür ederim Han" benim için aldığı kahveden bir yudum alıp masaya bıraktığımda o da kahvesini yudumlamıştı.
"Youngji ile aranız mı bozuk?" sorusu ile göz devirip birkaç masa ilerideki Youngji'ye kısaca bakıp tekrar bakışlarımı çekmiştim.
"Takıma girdiğimizden beri beni takmıyor. Daha 1 hafta oldu bu kadar çabuk satacağını düşünmemiştim hem de o takıma onun için girmişken. Minho ile rahat bir şekilde konuşabildiği için mutluyum ama bir çocuk için arkadaşını satan ezikler gibi davranmaya başladı."
"Takımdan çıkacak mısın yani?"
"Bilmiyorum Han, belki de ilk zamanların verdiği bir heyecandır. Şimdilik üstelemeyeceğim ama devam ederse onunla konuşup ayrılacağım takımdan." Han anlamış olduğunu belirterek başını salladığında masadaki titreyen telefonumu elime almıştım.
Seoul Science High School Team
Eun: Çıkışta antrenman var unutmayın!
Felix: Aynı şekilde bizim de antrenmanımız var.
Chan: Aynı masadayız neden mesajlaşıyoruz.
Hyunjin: Çünkü Lily ve Changbin burada değil.
Chan: Lily 2 masa ileride ve Changbin de şimdi geliyor 😒
Felix: Cidden, Lily neden bizle oturmuyorsun?
Lily: Sizle oturmak gibi
bir zorunluluğum olduğumu
bilmiyordum, kusura bakma Felix.Mesajı gönderip telefonu masanın üzerine baktığımda birkaç saniye bana bakan gözler ile göz göze gelmiş Han'a "Kalkalım" diyerek kantinden çıkmıştım.
"Yarın birlikte kütüphaneye gidelim, şu anlatmamı istediğin yerleri anlatırım." Han önümdeki sırasına oturduğunda ben de sırtımı duvara yaslayarak yan bir şekilde oturmuştum.
"Han, sormayı unuttum. Mina noldu?" derin bir iç çektiğinde işlerin yolunda gitmediği belli oluyordu.
"Sanırım ilk zamanlar dediklerinde haklıydın. Mina'nın beni sevdiğinden emin değilim. Son zamanlarda çok düşünüyorum sanırım ondan ayrılacağım."
"Ne karar verirsen ver arkandayım, unutma" destek amaçlı elimi masamdaki elinin üzerine koyup gülümsediğimde o da bana gülümsemişti.
...
Son dersin bittiğine dair zil sesi duyulduğunda herkes aceleyle okuldan çıkmaya başlamıştı. Koridorun biraz boşalmasını bekleyip yavaş adımlar ile soyunma odasına ilerlediğimde içerideki kızlara kısaca selam verip üzerimi değiştirmiştim.
Salondaki erkekler çoktan maça başlamışlardı. Birkaç saniye hepsi bana baktığında selam vererek çalıştığımız köşeye ilerledim ve kızlar gelene kadar telefon ile ilgilenmeye başladım.
"Merhaba, Lily!" önümde dikilen Felix ile telefonumun ekranını kapatıp selamına karşılık verip konuşmasını beklemiştim.
"Mesajımı yanlış anladın sanırım. Tabiki bizimle oturma gibi bir zorunluluğun yok ben sadece bizimle takılmanı istediğim için öyle yazmıştım. Cidden düşündüğün bir şekilde yazmadım. Yanlış anlaşılma için özür dilerim." kibar bir şekilde hızlı hızlı konuştuğunda rahatlaması için konuşmadan önce tebessüm etmiştim.
" Sorun yok Felix, ben de gergindim. Dediğin gibi bir an yanlış anladım ve sinirle yazdım. Ben de özür dilerim. "
" Sıkıntı yok, iyiyiz yani?"