masum kişi

2.4K 296 180
                                    

jadu heart-forgotten ghosts

kendi hakkımda ne kadar cin fikirli olduğumu savunsam dahi bunca yıldır, aslında saf ve herkese çok çabuk güvenen biri olduğumun farkındaydım. dışarıya yansıttığım kişiliğin tam tersi oluşum beni her seferinde böyle hazırlıksız yakalıyordu işte.

aylar önce konuştuğum abim, ona yardım etmem için bana mesaj atmış, eklemem gerekirse resmen yalvarmıştı. hiçbir zaman aramız kötü olmadı soobin ile. büyürken ikimizin üzerine de eşit şekilde baskı uygulanmış, sorumluluklar yüklenmiş ve bir şekilde ikimizi de mağdur durumuna düşürmüşlerdi. bu yüzden birbirimizden zaman içinde kopmamızın suçunu ne kendime ne ona yüklemedim. bütün suç ailemizde ve içinde bulunduğumuz yüzyıla rağmen utanmadan gösterdikleri cahil davranışlarındaydı.

ben o evden çıkıp giderken abim üniversiteyi yeni bitirmişti. eve birkaç ayda bir geldiği için kendisinde suç olduğunu, o burada olsaydı evlilik gibi bir sorumluluğu bana yüklemeyeceklerini söylemişti ama ben hiç onu suçlamadım.

o yüzden şu an taehyun'un varsaydığı hiçbir şey gerçek olabilirmiş gibi gelmiyordu kulağıma.

"gyu, bir şekilde abin babanla tartışma içine girdiyse ve o evde yaşamayan kişiye, yani sana suçu atabileceğini düşündüyse şu an ona yardım etmen en büyük hata olur. ben buna izin veremem--hey beni dinliyor musun?" ellerini gözümün önünde sallayınca daldığım halıdan kaldırdım başımı.

"taehyun," elini tuttum. "biliyorum beni korumaya çalışıyorsun fakat abimi tanımıyorsun. lütfen dur."

"duramam. ben senin erkek arkadaşın olduğum kadar avukatınım da. asla ama asla izin vermiyorum bunu yapmana." bir hışımla ayağa kalktı. salonu turlarken çenesini sıktığını fark ettim. sesi çok ufak yükselmişti ama sorun değildi, onu anlayabiliyordum. beni korumak için her şeyi yapabileceğini bana kanıtlamıştı çoktan. fakat abim hiç onun kafasında tasarladığı gibi biri değildi.

"madem masum olduğunu düşünüyorsun o zaman direkt polis karakolunda görüşeceğiz." koltukta oturan benim önüme eğildi, iki elimi büyük avuçlarının içerisine hapsetti. "seni suçlu durumuna düşürmeyecek tek yol bu beomgyu." içli bir nefes verdim. yarım saat önce sevgilimin çıplak göğsünde hiçbir derdim yokmuş gibi uzanıyordum. hala üstlerimizde hiçbir şey yoktu ve her yerimiz boya izleriyle kaplıydı. yerdeki tuvale kaydı gözüm, çok güzel gözüküyordu. kesinlikle salona asılması gerekecek türde bir tablo olmuştu.

uzanıp alnını öptüm. "sakin ol sevgilim. yanlış bir şey yapmayacağım. yanına gidip yardım istediği konuda ona destek olduktan sonra ifade vermesi için ikna edeceğim. söz." rahatlamış gibi sıkıntılı nefesini verdi. "ben de geleceğim ama."

taehyun'u bu güne kadar ailemden tanıştırabileceğim kimse olmamıştı. bir tek arada paraya ihtiyacım oldukça barmenliğini yaptığım barın sahibi, ayrıca öz abim gibi sevdiğim yoongi ile tanıştırmıştım onu. işletme okuyup barmenlik yapmakta anca benim yapabileceğim bir hareketti zaten.

"bilemiyorum taehyun.. abim çok tatlı biridir ama içinde bulunduğumuz durumu göze alınca yanına bir avukat ile gitmem onu germez mi?"

beni hiç dinlemeden yerinden kalktı o sırada. yerdeki tuvali dikkatlice kaldırıp bir duvara yasladı ve boyaları hızlıca yatak odasına götürdü. onu ne dersem diyeyim ikna edemeyecektim ama yine de şansımı denedim işte. beni yalnız bırakmayacağını biliyordum. bir yandan, çok tatlıydı gözümde.

"pekala.." arkasından boş boş bakmayı bırakıp odanın her yanına saçılmış kıyafetlerimizi toparlayıp peşinden gittim. duş almak istiyordum fakat o kadar vaktim olmayabilirdi. bu yüzden taehyun gibi yatak odamızın içindeki ufak banyoya girip ıslak mendil çıkardım ve yüzümü, ellerimi temizlemeye başladım. boynuma ve kalbimin üzerindeki avuç izine dokunmadım. zaten giydiklerimle kapanacağını biliyordum. izlerini biraz daha taşımak istedim. ben boyaları sildikçe ıslak mendile bulaşan renk cümbüşü kıkırdamama yol açtı. çok tatlıydı.

circle, taegyu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin