seni en çok ben sevdim

1.9K 229 820
                                    

princes-oscar and the wolf

where are you-oscar and the wolf

we are-one ok rock

tw// disturbing behaviors, mental disorders, mention of stalking

kendimi bildim bileli insanlara güvenmekte zorluk çekerdim ben. her ne kadar etrafımda bir sürü insan varmış gibi gözükse de içten içe işlerim için hiç kimseye güvenmez, kendi sorunlarımı kendim çözerdim. en ufak sorunlarda insanların desteğine ihtiyaç duysam bile konu hayati bir mesele olduğunda o durumdan tek başıma çıkmayı öğrenmiştim. saçımın yanlış kesildiğine saatlerce birinin kucağında ağlasam bile, zihnim beni dipsiz, ucu bucağı gözükmeyen çukurlara çekerken ve önemli değişimler yaşarken yine tek desteğim kendim olurdum.

gereğinden fazla duygusal ve kırılgan olduğum için en ufak şeyi kafama takardım. bu küçüklüğümden beri hiçbir zaman değişmemişti ve bu kadar fazla düşünmeyi nasıl kesebileceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. aldığım profesyonel destekler ya da sevdiklerimden aldığım duygusal destek hiçbir şekilde bana yardımcı olamıyordu. bana kim ne kötülük yaparsa yapsın yine günün sonunda tek suçladığım kişi kendim oluyordum ve yaptığım şeyin doğru olmadığının da farkındaydım. farkında olsam dahi elimden gelen bir iç güdü değildi bu. beni en çok bu üzüyordu.

örneğin, babamın bana yıllarca uyguladığı bu sert tavır benim suçum değildi. belki de onun suçu da değildi, belki de babam da bu şekilde yetiştirilmişti ve başka türlüsünü bilmiyordu. cahil kalmayı seçtiğinden dolayı bakış açısını geliştirmemiş ve hayata gözlerini yumarken arkasında iki kırık dökük çocuk, bir de hiçbir zaman gerçekten sevildiğini hissettiremediği eşini bırakmıştı.

annem.. son öğrendiğim şeylerden sonra onu affetmenin eşiğine gelsem dahi beni hiçbir zaman yeterli olmadığım için attığı suçlayıcı ve kırgın bakışları ben aklımdan silemezdim. büyürken her zaman etrafımdaki insanlarla yarış içine girmem gerekiyormuş gibi büyütmüştü beni. hayattaki en önemli şeyin başarı ve saygınlık olduğu düşüncesi ona öyle bir işlemişti ki kendisi büyük bir çelişkinin içine düşerek en iyi anne olmakta büyük bir başarısızlığa uğramıştı. ne büyük bir başarısı, ne de ailesinden ona saygı duyabilen biri kalmıştı.

benim en korktuğum şeylerden biri de buydu o yüzden hayatta. ironik bir döngünün içerisinde sıkışıp kalmak. çember içerisindeki fare misali kendi kendimi kovalamak ve yolun sonunda hiçbir şeye ulaşamamak.

"al bakalım kahveni, sütlü ve ılıtılmış. tam sevdiğin gibi."

abimin sıcacık sesiyle avucumu çeneme yaslayıp daldığım camdan arkama döndüm.

iki gün önce taehyun ile yaşadığımız saldırıdan sonra ilk olarak abimi arayıp yoongi hyung ve huening kai'nin evinin konumunu atmıştım. sonrasında arayıp onlardan da izin alarak buraya gelmiştim. yoongi hyung izin almak için aradığımdan dolayı kapıda beni karşılarken biraz azarlamış ve buranın benim de evim olduğu konusunda beni yirminci kez tembihlemişti.

eve girer girmez her zaman sıcak sarılmasıyla bana güvenli alan olan arkadaşım hyuka'nın kollarında akşama kadar ağlamıştım. sanki bütün korkularım ve taehyun'u ürkütmemek için o an içine attığım endişelerim ona sarıldığım an bardaktan boşalırcasına hücum etmişti bana. dizlerine yatıp yoongi hyung bizi sessizce izlerken bütün zehrimi kusmuştum sanki.

taehyun'dan belirsiz bir süre uzak kalacağım düşünceleri, her an biri benim dokunurken bile kıyamadığım saçlarının teline zarar verir endişesi ve arkadaşlarıma, aileme bir şey olur korkusu kendimi düşünmemek için ne kadar zorlarsam zorlayayım zihnimin içinde ara vermeden yankılanıyordu. baş ağrım inanılmaz bir dereceye ulaşmıştı ve yüzümün şişkinliği yüzünden artık gözlerim acıyordu. yine de her şeye rağmen yaptığım şeyin arkasındayım.

circle, taegyu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin