1.1

1.6K 84 146
                                    

medyadaki şarkı mavi gri'nin en güzel şarkısı net. bol yorum yapıp yıldıza basarsanız yazma motivasyonum da artar, iyi okumalar. 🌌

berk ortamı terk ettiğinden beri kantine sessizlik hakimdi. sessizliği oğulcan bozdu.

"aybike-"

"sakın. sakın kimse bana berk'i savunmasın."

aybike de kantinden hızla çıkarken süsen yanındaydı. lavaboya girip göz yaşlarını serbest bıraktığında da süsen, genç kızın saçlarını eliyle toplamıştı.

pişman değildi kesinlikle, asla da pişman olmayacaktı. ama bu hale gelmeleri, tüm bu yaşananlar aybike'yi çok yıpratmıştı. berk'e üzülmek istemiyordu, eğer üzülürse onu affederdi çünkü. aybike berk'i affetmek istemiyordu.

"tamam güzelim, ağlama artık lütfen kıyamam ben sana."

süsen aybike'ye sarıldığında aybike'nin hıçkırıkları da artmıştı.

"pişman mısın?"

başını sağa sola salladı aybike. "sadece... çok yorgunum. çok kırgın."

"biliyorum canım benim, biliyorum."

"sen haklıydın, berk'in bu kadar yakınında olmamalıydım."

"sen onunlayken gözlerinin içi parlıyor aybike. onun yanında herkesle olduğundan çok daha mutlusun."

"öyleydi galiba, artık bilmiyorum."

süsen aybike'yi lavabodan çıkardığında kaan gelmişti yanlarına. aybike'ye sıkıca sarıldığında neden böyle bir şey yaptığını da asla sorgulamadı. mükemmel bir arkadaştı çünkü o, herkesin sahip olması gereken çok iyi bir arkadaş.

"iyi misin canım?"

"değilim."

"bak berk sana iyi gelmiyorsa onun yanında olmak zorunda değilsin evet. ama ben bunu görüyorum aybike. berk sana çok iyi geliyor, biliyorum."

genç kız sessiz kaldığında da devam etti. "derslere girme istersen, kafanı boşaltman lazım."

"deniz kenarına gideceğim zaten, iyi ki varsınız."

ikisine birden sarıldığında son göz yaşlarını da sildi.

🍂

berk çok kırılmıştı, daha önce ciddi ciddi kalbinin kırıldığı bir zaman oldu mu diye sorulursa pek de verebilecek bir cevabı olmazdı. birkaç kez babası tarafından kırılmıştı kalbi ama o zamanlarda çok küçüktü zaten. büyüdüğünde ya da gerçekten kendini büyümüş hissettiği zamanlarda ise kalbinin kırıldığını hatırlamıyordu. evet, babasıyla tartıştığı zamanlarda da çok canı sıkılıyordu ama kalbi kırılmıyordu.

aybike'ye karşı öfke, nefret ya da intikama dair en ufak bir kırıntı bile yoktu içinde ama. kendisi demişti zaten, canımı yak diye. ve kıza da aynı şeyleri yaşatmıştı. aybike de mi böyle hissetmişti o zaman kendini? böylesine yıpranmış, parçalanmış ve yalnız. onun da kalbini böyle kırdığını bilmek berk'in kendine olan klasik nefretinin katlanmasına sebep oluyordu.

o banktaydı yine berk. her şeyin başlangıcı olan o bankta. evet, burada hep kötü anılar biriktirmişlerdi belki ama bu bankta berk'i çeken bir şeyler vardı. ne kadar hatırlayacakları güzel bir şey olmasa da ilkleriydi bu bank. olumlu taraftan bakmaya çalışırsa tabi. ilk konuşma, ilk beğeni, ilk yakınlaşma. kötü taraflarını düşünmek istemiyordu berk. düşündükçe aybike'ye daha çok bağlanıyordu çünkü, bağlanmaması lazımdı. belli ki genç kız onu istemiyordu, uzak durmalıydı.

hate n passion | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin