1.4

1.5K 79 247
                                    

selamlar, yıldıza basıp bol yorum yapmayı unutmayalım 🌌

süsen yanından sessiz sessiz geçip gitmeye çalışan kızı durdurdu.

"hop hop hop, dur bakalım. boynumuz saçlarımızla kapatılmış, berk'le bir derstedir ortada yokuz, neler olmuş neler."

"süsi?"

"hı?"

"boşver onu da bana kapatıcını verir misin?"

"kapatıcımı mı?"

"evet. ben benimkini berk'e verdim de."

süsen iyi halt yedin bakışlarını takınıp çantasını kurcaladı. neler olduğu çok belliydi.

"al aybike al."

aybike havadan öpücüğünü atıp lavaboya gitti. son dersin de bitmesiyle herkes eve dağılmaya başlamıştı. aybike de sınıfa girdiğinde kimsenin olmamasının rahatlığıyla eşyalarını toparlarken berk geldi yanına. arkası dönük olduğu için onu göremese de onun olduğunu hissedebiliyordu. sınıfa girdiği an ortamın havasının değişmesinden kokusuna kadar her şey onun geldiğinin habercisiydi zaten.

genç kız kızılın geldiğini anlasa da dönmedi arkasına, onun yanına er geç geleceğini biliyordu çünkü.

düşündüğü de olmuştu, berk arkasından gelip omzuna küçük bir öpücük bıraktığında gülümsemesini engellemedi genç kız, berk'e döndü yüzünü. o da aynı şekilde gülümserken bir süre gözlerinde kaybolmak istediler birbirlerinin. sessizliği bozan da berk olmuştu.

"aybike. yarın diyorum, beraber vakit geçirelim mi?"

genç kız verilen mesajı anlamıştı. çapkınca sırıtıp alt dudağını ısırarak çocuğun kravatıyla oynamaya başladı.

"senin eve gidelim diyorsun yani. odana falan. proje için yine, her zamanki gibi."

bakışları çocuğun dudaklarını bulduğunda da berk başını olumsuz anlamda salladı. aybike'nin ona sadece fiziksel hislerle yaklaştığını düşünmesini istemiyordu artık. tamam en başta ikisi de o düşüncedeydi ama artık ona karşı hisleri olduğunu genç kızın öğrenmesi gerekiyordu.

"hayır hayır, çok yanlış anladın. yani ev değil de kafeye gidelim mi beraber? kahve falan içeriz. hem..." derin bir nefes aldı. ilk kez onunla bu kadar kelimelerini seçerek konuştuğunun farkındaydı aybike. "hem benim seninle konuşmak istediğim bir şey var."

söyleyebilmenin verdiği rahatlıkla bakıyordu genç kıza öylece. açık kahve gözlerinde umut vardı çocuğun. kızdan gelecek umut vadeden bir cümle bekliyordu.

"olur, gidelim."

berk sevinçten havalara uçtuğunu belli etmemek için uğraşsa da gözlerinin parıltısından bile anlaşılıyordu bu durum. bir de genç kız her şeyi unutup hislerine karşılık verirse kelimenin tam anlamıyla dünyalar onun olurdu.

"süper. o zaman. yarın saat üç gibi ben seni alırım olur mu?"

"almana gerek yok aslında, oğulcan falan laf etmesin şimdi. sen konum at ben gelirim."

"peki güzelim, sen nasıl istersen. yarın görüşüyoruz o zaman."

"görüşüyoruz."

.

berk: ömer
berk: sen demiştin ya hani vazgeçemezsiniz falan diye
berk: ben aybike'yi yarın için kafeye çağırdım
berk: ben sana aşık oldum diycem

ömer: ciddi misin?
ömer: çok iyi bu
ömer: çok sevindim sizin adınıza, gelecek mi peki emin misin?

hate n passion | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin