~1.8~

919 52 27
                                    

Selam, gerçekten bölüm atmayalı uzun bir süre oldu. Çook beklettim, üzgünüm :( güzel bir bölümle geldim amaa jdhdjhfkd

Ufak anlam kaymaları varsa kusura bakmayın yazarken çok bölündü :(

Satır arası yorum yapın lütfen (yoksa kedinin kuyruğundan tutup havada döndürürüm🐈🤏) hdsfhdjfdh

🤍


~~~~~~~~

Oturduğum bankta arkama yaslanıp saate göz attım. On ikiyi on geçiyordu. Sözde on iki olmadan teleferiğin önünde bulaşacaktık!

Hava güneşliydi. Gölgede olmama rağmen sıcağı hissedebiliyordum, İzmir'e tam anlamıyla yaz gelmişti. Binanın bahçesinin büyük giriş kapısının önünde yavaşlayıp duran arabayla bakışlarım oraya döndü. Araba tanıdıktı.

Ayağa kalktığımda kızlar arabadan inmiş, bana doğru yürüyorlardı.

"Çok şükür gelebildiniz." dedim gözlerimi devirerek.

"Pazar pazar bir trafik vardı görmen lazım!" dedi Gonca.

"Off çok sıcak hadi çıkalım bir an önce." Sanem'i onaylayıp turnikelere doğru yürüdük. Teleferik daha yeni açıldığından içeride sıra yoktu. Turnikelerden ve güvenlikten geçtikten sonra merdivenlerden yukarı çıktık. Görevli eşliğinde kabine ilerlerken Gonca bizi ikna etme çabasındaydı.

"Bakın yakında çok güzel bir kafe var. Hemen karşıdaki üniversiteliler doluşuyor. Yakışıklı yakışıklı çocuklar var hadi gidelim boş verin teleferiği!" görevli bize garip garip baksa da ona sorun olmadığını söyledim. Gonca şuan korkudan yeni seçenekler üretiyordu. Normalde erkeklere tip tip bakıp göz deviren birisiydi.

Hareket halinde olan kabine bindiğimizde kapılar kapandı. Bir kaç saniye sonra ufak bir sarsıntının ardından kabin yükselmeye başladı.

"Tamam sakinim. Bildiğim bütün duaları edeceğim.. Ne biliyorum ben? Fatiha! Fatiha, fatiha.." gözlerini hızla açtı. "Fatiha'yı unuttum!" bakışları camdan dışarıya değince tekrardan gözlerini kapattı.

"Anamm çok yüksek! Düşersek ölürüz ama ben daha çok gencim..." kendi kendine mırıldanırken hafifçe güldüm. Sanem telefonunu çıkarıp gittikçe ortaya çıkan manzaranın fotoğrafını çekiyordu. 

Beş dakika olmadan yukarı çıktığımızda Gonca kendini hızla dışarıya attı. Yüzü bembeyaz olmuştu. 

"İyi misin gülüm?" Sanem'in sorusuyla kaşlarını çatıp bize baktı.

"Çok iyiyim ya? Siz nasıl arkadaşsınız? Ölüyordum!" yine merdivenlere yönelip binadan çıktık.

"Bebeğim daha önce de çıktın." 

"Bayıldım?"

"Ama bu sefer bayılmadın." dedi Sanem. "İlkinde bayıldın, ikincisinde kağıt kesildin, üçüncüye hallederiz. Dördüncü geldiğinde manzarayı izleyerek çıkarsın." güldüm.

"Dalga geçiyor bir de!" gözlerini kıstı. "Aaaa yılan!"  Sanem çığlığı basıp elleriyle kulaklarını kapattı. 

"Gitsin! Gitti mi? Gidelim mi?" 

"Sakin ol Sanem. Gonca şaka yaptı." Sanem hızla ellerini indirdi.

"Ne? Sen de benle dalga geçtin!"

"Seni var ya!" Sanem, Gonca'ya doğru yürüyünce Gonca koşmaya başladı. Gülerek onları takip ettim. Aramızda normal olan kimse yoktu.

Burada bir kaç kafe ve mangal alışverişini yapmak için ufak bir market vardı. Tesis dışında piknik yapılmasına izin verilmiyordu. Mecburen buradan yiyecektik, bunun da adı piknik değildi ama atmosfer piknikteymişiz hissi veriyordu.

Düğün ~texting~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin