~2.4~

574 26 1
                                    

Umarım anlam kayması ve yazım yanlışı yoktur, varsa da mazur görün, bölüm yazarken biraz bölündü..


🤍


~~~~~~~~

Küçük boy valizimi odamın kapısına sürükleyip bıraktım. Açık olan gardırop kapaklarını kapattıktan sonra telefondan saat gözüme ilişti. Tam on beş dakikada hazırlamıştım bavulu! Odamdan çıkacakken ayağıma sürtünen Kayısı'yla duraksadım. Eğilip onu kucağıma aldığımda bana sürtünmeye devam etti.

"Bebişime bak! Nasıl da büyümüşş! İlgilenemedim ki seninle.. Söz veriyorum gelirken en güzel mamadan alacağım sana!" miyavlayıp gözlerini kapattı. Şu halini ısırmak istesem de kendimi durdurdum. Odamdan çıkıp Gökçe'nin odasına daldım. Gökçe aniden girmemle irkilmiş olacak ki kafasını test kitabından kaldırıp bana baktı. Masumca gülümseyip yanına ilerledim.

"Naber kız?" omzunu silkti.

"Her zamanki gibi. Sen nasılsın? İyi misin abla?" gözlerimi devirip kucağımdaki Kayısı'yı çalışma masasının üstüne bıraktım. Hareket dahi etmeden uyumaya devam etti.

"İyiyim iyi. Sınavın mı var?" başını salladı.

"Mükemmel geçecek eminim. Sonuçta kimin kardeşi?" güldü. Kollarımı açınca sandalyeyle yaklaşıp kollarını belime sardı. Biraz sarılı kaldıktan sonra ayrıldık. Yatağının ucuna oturdum.

"Sevgilin varmış!" aniden söylemesiyle uzanıp hafifçe ağzına vurup açık olan kapıyı kolaçan ettim.

"Niye bağırıyorsun be?! Annemler duyacak şimdi!"

"Annemlerden de saklandığına göreeee ikinci enişte geliyor!" diyip güldü.

"Sus kız! Sizden asla pot kırmamama rağmen hiç bir şey saklanmıyor. Hafiye misiniz ya?" bilmişse sırıttı.

"Seviyooorsuun sen de hâlâ saklama gözlerin ele veriyor seni seviyooooorsunn" koluna vurdum.

"Valla duyacaklar! Sus!" sırıtmaya devam etti.

"Eee kim müstakbel eniştem?"

"Şu ortamda söylememi bekleyemezsin Gökçe!"  

"Neyse artık dönünce anlatırsın." geçiştirmek amaçlı başımı salladım.

"Kayısı'ma iyi bak. Gerçi bir haftadır bakıyorsun ama olsun. Annemin sağına soluna belli olmuyor, bir şeye sinirlenir,  etrafta ilk kedimi görür terlik falan fırlatır. Sana emanet." 

"O iş ben de. Sesi soluğu çıkmıyor zaten. Ne zaman baksam uyuyor." oturduğum yerden kalktım.

"Hadi gelsene içeriye."

"İçerdeydim zaten, yeni çekildim."

"İyi o zaman. Bir daha sarılayım, giderken bölünmesin testin." tekrar sarıldık.

"Dikkat et kendine abla."

"Sen de canım." Kayısı'yı öpüp odadan çıktım ve kapıyı kapattım. Salona girdiğimde annemlerin sohbet ettiğini gördüm. 

"Hazırım ben." bakışlar bana dönerken Burak abiyle ablam ayaklandı.

"Kalkalım o zaman. Saat de dört buçuk olmuş. Yediye anca varırız." annemlerin biraz daha otursaydınız yakınmalarından sonra hepimiz vedalaştık. Burak abi bavulumu alırken ben de sırt çantamı taktım.

"Dikkat et kızım tamam mı? Bol bol dinlen." 

"Tamam merak etmeyin siz." asansörle aşağı inip arabaya ulaştığımızda sırt çantamı bagaja bavulumun yanına koydum. Üçümüz de yerimizi aldıktan sonra Burak abi arabayı çalıştırdı. Balkondan bizi izleyen annemle babama el salladım. Burak abi de korna çaldıktan sonra gazlayıp evden uzaklaştı.

Arkama yaslanıp derin bir iç çektim. Yol uzundu, birazcık kestirsem iyi olurdu.


~~~~~~~

Araba şefliğin bahçesine girip durduğunda ablamla arabadan inip bagajdan eşyalarımı aldık. Burak abi arabayı park etmek için uzaklaştığında etrafa göz gezdirdim. Yolda gelirken durup akşam yemeğini aradan çıkardığımız için hava çoktan kararmıştı. Bahçenin yeşil ışıklandırması gözümü alırken lojmana doğru ilerledik. Bu arka bahçedeki lojmanlardan farklı olarak şeflikle birleşikti (yn: burasını size anlatma çabam onda on)

Kapıya ulaşmak için yaklaşık on basamaklı merdiveni çıktıktan sonra ablam anahtarla kapıyı açtı. İçeriye ilk ben girip lambaları yakarken ayağıma dolanan şey irkilip zıplamama neden oldu.

"Ayy! Bulut! Ödümü kopardın!" benden beklediği ilgiyi göremeyince yalpayarak küçük yatağına geçip yattı. 

"Nasıl da büyümüş ve.. başına bir şey mi geldi?" 

"Geçen gün evden kaçmış. Buluncaya kadar kömürlükte sokak kedisi hırpalamış." şaşkınlıkla bakakaldım.

"Nasıl ya? Oğlum atsaydın sen de iki pati! Kendini sokak serserilerine mi dövdürdün?" ablam gülüp bavulumu içeri çekti.

"Kendini korumaya çalışmış ama tüylerini yeni kestirmiştik. Ondan biraz fazla darbe almış." eğilip başını okşadığımda mırıldayıp gözlerini kapadı.

"Oyy yavrum benimm. Topal mı oldun sen?"

"İlk zaman görecektin yerinden kalkmıyordu. Şimdi çok daha iyi, veteriner de zamanla iyileşeceğini söyledi." dedi. "Neyse ben senin yatağını dün hazırlamıştım. Hemen yat dinlen. Yol yormuştur." ablam öyle diyince gerçekten de yorulduğumu hissetmiştim. Onu onayladım.

"İyi geceler." "İyi geceler canım." bavulumu çekiştirip sağımda kalan odaya girip kapıyı kapattım. Oda ön tarafa baktığından sokak lambalarının ve bahçenin ışığı içeri vuruyordu. Işığı açma gereksinimi duymadan bavulumu açtım ve en üste koyduğum pijamalarımı aldım. Hızlıca üstümü değiştirdikten sonra yatağa girip üstüme çarşafı çektim. Uyku beni ele geçirirken beş dakika sonra yoktu..


~~~~~~~~

Ufak bir geçiş bölümü oldu gibi.. Aslında biraz Keremli sahne de yazacaktım ama bekletmek istemedim.. diğer bölüme artık :)

Bu arada aklıma (yeterli soru gelirse) bir soru-cevap bölümü yapmak geldi. Çook uzun zamandır yapmamıştım, bir değişiklik olur ne dersiniz?

Kimin hakkında kime ne sormak istiyorsanız bu satırın altına bırabilirsiniz. Herkese olabilir, bana da olabilir cevaplayabileceğim bir soruysa cevaplarım.

Soruların birikmesi için bir kaç bölüm beklerim ve her bölümün sonuna bu hatırlatmayı koyarım. Oldu da bölüm oluşturacak kadar soru gelmezse soranlar üzülmesin cevabı yorumunuzun altına yazarım, zaten karakter tarafından yorum cevaplamayı çok seviyorum bilen bilir jfkhsdjfk


İnstagram: purpleghosttt_ 🌸


🌟🌟🌟




Düğün ~texting~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin