Tanıtım

4.4K 120 6
                                    

Selaaaam!!

Görüşmeyeli nasılsınız?

Evet, yep yeni bir maceraya hazırmıyız?!!

Kitaptaki kurum ve kuruluşlar yerler mekanlar kişiler tamamen hayal ürünüdür ve gerçek dışıdır

Hadiii, başlayalıım...

                                      *******

"Sayın savcım!"

Elimdeki mahkeme ile ilgili dosyaları düzeltip durdum. Mafya tipli bir adam önüme geçip horoz gibi gerildi. Eliyle kirli sakallı çenesini sıvazladı. Beni tehtid edecekti çünkü son duruşmada onun tasmasını tutan şerefsizi daha da köşeye sıkıştırmıştım. Adam bana vir adım daha yaklaştı ve konuşmaya başladı. Gözlerimi gözlerine diktim ama bir yandan da beden dilini analiz ediyordum.

"Bu aralar çok ayak altında dolanmaya başladınız..."

Eliyle siyah ceketini açtı ve belimdeki silahı gösterdi. Güldüm ı da devam etti.

"Mazaallah, başınıza bir şey gelir, sevdiklerinizden biri daha vakti gelmeden... Ha yanlış anlamayın ha tehtit değil uyarı. Allah korusun ayağı taşa takılır ne bileyim kaza kurşunu falan. Üzülürsünüz"

Son dediği ile damarıma basmıştı. Beni ailem ile tehtid ediyordu. Bu ne haddineydi! Dudaklarımdaki gülümsemeyi silmeden adam bir adım attım. Topuklularımın sesi çok hoştu.

"Vatana ihanetin affı olmaz beyefendi, şimdi git o tasmanı tutan çok şerefli beyefendiye söyle sevdiklerimin nefes aldığı ortamda sizden birinin nefesini dahi hissedersem iflahınızı keser, çevirdiğiniz dolapları, ülkeler arası çıkardığınız tüm krizleri sererim ortaya. Patronun anlar beni, hadi git şimdi ona havla!"

~~~~~~

Barlas Arıkan

Elimdeki uydu telefonunu çömeze verip  gelen helikoptere baktım. Kulakları patlatacak kadar sinir bozan bir sesi olsada şuan tek kurtuluşumuz buydu. Timi toparlayıp helikoptere bindik. Yaklaşık 20 gündür dağ da terörist avlıyorduk. 6 kişilik timim sapa sağlamdı elhamdülillah. Ama ne yalan söyliyeyim postallarımın içinde ayaklarım pişmişti. Yağmur, çamur, ter, barut ve şerefsizlerin kanı...

Hepimiz leş gibiydik. Karşımda oturan üçlüye baktım. Faysal kafasını duvara yaslamış camdan dışarıya bakıyordu. Enes elimdeki tüfeğine bakıyordu, Ali de ellerinde ikinci bir deri gibi olmuş eldivenlerine bakıyordu. Aslanlarım benim, tam tamına yirmi gündür eşşek gibi yürütmüştüm onları. Sırtlarımızda 40 kilodan fazla yük ile sıcakta susuz gezmiş bir çok defa da çatışma yaşamıştık. Ama gık dememişler daha çok sarılmışkardı mesleklerine. Hoş gıl deseler de o an yapabileceğim bir şey olmazdı. Biz bordo bereliydik. Bu günler için binlerce zorlu etaptan, sınavdan geçen ölüm ile arkadaş olan insanlardık. Hepimizin duyguları alınmış gibiydi, yoksa gördüklerimiz , yaşadıklarımız... Delirmemize sebep olurdu. Gözlerim tanıdık yeri görünce rahatlamıştım. Sonunda yatağıma yatıp ayaklarımdaki postalları çıkartabilecektim. Sonunda sıcacık bir çay içebilecektim...

~~~~~~~

İlk bölümü tanışmaya ayırmak istedim. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
İyi akşamlaar...
(Tanıtım olduğu için biraz kısa oldu ama ileleyen bölümlerde hikayemiz uzayacak)

BORDO'NUN SAVCISI (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin