| 13/11/2018 |
"Jungkook, baban seni odasına çağırıyor." Yutkunup hemen ayaklandım.Takım elbisemin kollarını düzeltip önümü ilikledim. Hızlı adımlarla babamın odasının önüne geçip kapıyı tıklattım.
"Bir şey mi istemiştiniz, baba?"
"Otur." Dedi sert bir dille. Koltuğa geçip oturdum. Gergin görünüyordu. Keskin gözleri beni korkutuyordu.
"Yarınki doğum günü partisinde bazı misafirlerim olacak. Onlarla tanışmanı istiyorum." Başımı salladım. "Kameralarda olacak, bana yakışır bir oğul olarak görün."
Yumruğumu sıkıp kendimi sakinleştirdim, başımı onaylar şekilde salladım."Nasıl isterseniz."
Kapı çaldı, içeri babamın yardımcısı Bay Jung girdi. "Efendim, sizi ziyaret etmek isteyen biri var."
Babam gözlüklerini geri iterek, "Kim?" Diye sordu. Bay Jung bir babama bir de bana baktı kararsız bir şekilde.
"Kardeşiniz efendim."Dedi. Gözlerim kocaman açıldı. Amcam mı buradaydı?
Babamın bildiğim sadece tek kardeşi vardı, ondan yaşça küçük. Ama hiçbir zaman onu görememiştim. Her zaman kim olduğunu merak etmiştim ama tanışma şansım olmamıştı. Çünkü babam ondan nefret ediyordu.
Babam hararetli bir şekilde masasından kalktı. Bana doğru bakıp "Jungkook'u buradan götür." Dedi. Ardından odasından çıktı.
Bay Jung kolumdan tutup beni odadan çıkardı. Babamın bu konuda bu kadar sert olmasını anlamıyordum. Kesinlikle ailesinden birini tanımamızı istemiyordu.
"Kendim gidebilirim Bay Jung." Dedim kolumu ondan çekip. Üstümü silkeledim.
"Jungkook Bey babanızın bu konuda ısrarcı olduğunu biliyorsunuz. Eve kadar size eşlik etmek zorundayım." Derin bir nefes verdim. Babam herkes için bir kabustu.
Arabaya geçtik. Yan koltuğa da ben geçtim. Eve doğru gidiyorduk.
Babamın kardeşini sır gibi saklamasını bir türlü anlamıyordum. Sanki inanılmaz kötü bir şey yapmış da yollarını ayırmış gibi davranıyordu. Belki de amcam hayatıma anlam katacak biri olabilirdi.
Eve gelmiştik. Eve gider gibi yaptım. Bay Jung geri dönünce bir taksi çevirip şirkete geri döndüm. Amcamla tanışmam gerekiyordu.
Yaklaşık yarım saat süren yolculuğun ardından şirketin önünde inip hızlı adımlarla içeri girdim.
Kimseye görünmemem gerekiyordu. Başımı eğip kenardan kenardan yürüdüm. Babamın odasının kapısına gidip kulak dayadım. Ne konuştuklarını merak ediyordum. Yinede rahatça onları duyamıyordum ve böyle ilgi çekmekten korktum.
Adım sesleri gelince hızlıca duvarın arkasına saklandım. Kapı açıldı. Babamın sesini duyuyordum.
"Buraya gelmeye cesaret edersen bir daha, seni öldürürüm." Dedi. Kaşlarımı havaya kaldırdım. Karşı taraftan bi kahkaha sesi geldi. Bir şeyler diyorlardı ama duyamıyordum.
"Hiçbir hakkın yok." dediğini duydum Babamın. Sesini yükseltmişti.
Gizlice bakmak istedim ama hemen fark edilirdim. Kendimi ifşa etmemek için bekledim. Hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Sonunda amcam olacak kişinin kurduğu bir cümleyi düzgünce anlamıştım.
"Seni pişman edeceğim ."Adım sesleri yakınlaşıp yanımdan geçti. İlk defa arkadan görmüştüm amcamı.
Peşinden gitmeye karar verdim. Belki babamdan beni kurtarabilirdi. Belki onun yanına gidip mutlu olabilirdim.
Kolumun tutulup çekilmesiyle duraksadım. Arkamdaki kızgın yüz beni korkutmuştu. Kolumu sıkmasından ne kadar sinirli olduğunu gösteriyordu.
Beni odasına sürükleyip köşeye ittirdi. Korkudan uyuşan bacaklarıma rağmen dimdik durmaya çalıştım.
"O adam amcamdı değil mi?" Diye sordum cesaretimi toplayıp.
"Sana bu konulardan uzak durmanı söylemiştim!" Boynumu kalın parmaklarıyla sardı.
"Bir şeye burnunu sokmadan dur." Ellerimi ellerinin üzerine koyup üzerimden çektim. Eskisi kadar genç ve kuvvetli değildi. Korkutucu da olsa güçlü olan bendim.
"Ya her şeyi anlatırsın ya da gidip onunla ben konuşacağım." sinirli bir şekilde nefes alıp verdi. Ağzını açmıyordu. Daha fazla beklemeden odadan koşarak çıktım. Amcamı yakalamam gerekiyordu.
Şirketi koşarak taradım. Hiçbir yerde yoktu. Büyük ihtimalle gitmişti.
Aklıma annem geldi. O kesin biliyordu her şeyi. Belki amcama ulaşmamı bile sağlayabilirdi.
Şirketin arabalarından birini alıp eve döndüm. Bugün kaç kez bu yoldan geçmiştim bilmiyordum. Hızlı bir şekilde sürüp eve vardım.
Annem yarınki parti için hazırlık yapıyordu. Yanına gidip onu öptüm.
"Anne sana sormam gereken şeyler var." Dedim.Ona bugün olan şeyleri anlatıp, neden babamın ailesini sır küpü gibi sakladığını sordum.
"Senden fazla bir şey bilmiyorum bebeğim." Dedi Saçımı okşayıp.
"Anne bana doğruyu söyle." yüz ifadesi kesinlikle daha fazla şeyi bildiğini gösteriyordu. Yinede hiçbir şey söylememekle yeminliydi sanki.
"Tek bildiğim babamın kardeşi iyi biri değil. Ondan uzak durmamız gerekiyor." Dedi annem. Daha sonra yanımdan ayrıldı. Sanki babam ona tembihlemiş gibi.
Telefonumu elime alıp en başında yapmam gerekeni yaptım. Tuşladığım numara açınca telefonu kulağıma koydum.
"Benim için birinin numarasını bulabilir misin? Babamın kardeşi, adı Kim Namjoon."
.
.
.merhaba arkadaşlarrr
küçük bir hatırlatma: Bu bölüm bir flashback bölümüydü. Kitabın ilk bölümünde olan tarih 14/11/2018
bu bölüm de bir gün öncesini anlatıyor tşklrrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Gang / Taekook
FanfictionEsmer genç, kollarından tuttuğu hareketsiz bedeni ayağı kaldırırken nefes nefese kalmıştı. Ensesine cam şişeyle sertçe vurduğu bedenin düşündüğünden daha ağır oluşu onu şaşırtmıştı. Takım elbise içinde baygın olan genci tek başına arabaya kadar taş...