'take this or else you will be sick'

467 84 7
                                    

Camın karşısında yatakta, dizlerimin üzerine çıkmış kollarımı başımın altında birleştirip dışarıyı izliyordum. Sararan yaprağın ağaçtan düşüşü, ilgimi çeken tek şeydi.

Herhangi yaptığım bir şey yoktu bir haftadır. Sabah kalkar kalmaz kahvaltım geliyordu, Jimin ara sıra yanıma uğruyordu ama bazen Yoongi gelip onu odadan çıkarıyordu. Günde üç defa tuvaleti kullanma iznim vardı bu sayede çok kısa da olsa odadan çıkabiliyordum.

Ama kesinlikle şikayetçi değildim.

Sürekli takım elbise giyip, şirkete gidip babamın suratını görmek zorunda değildim. Bir çok televizyon ekranına ezberlediğim sözleri saymak zorunda değildim.

Burası benim özgürlüğümdü.

Tek sıkıntım belki bir kaç tane kitabım olsa iyi olurdu.

Odanın soğuk olmasına rağmen Taehyung'un kazağının kollarını sıyırıp, soğuk rüzgar sızdıran camın önünde sararmış yaprakların düşmesini izlemeye devam ettim. Kapının açıldığını duyunca başımı çevirdim, gelen kişinin Jimin olması beni şaşırtmamıştı.

Ama Jimin'un suratı asıktı. Yataktan kalkıp yanına gidip "Neyin var?"diye sordum. Bir şey demedi. Onun yerine bana sarıldı. Sırtımı sıvazlayıp geri çekildi.

"Birazdan seni götürecekler."dedi. Endişelenmeye başlamıştım.

"N-nereye?"

"Seni kaçırmamızı isteyen kişiye."dedi bakışlarını bana çevirip.

"Gitmesem olmaz mı?"diye sordum Jimin'e. Gözlerim dolmuştu. Bana ne yapacaklarını tahmin edemiyordum. Belki beni babama karşı tehdit etmek için kullanacaklardı. Belki şirketin gizli bilgilerini vermemi isteyeceklerdi. Belkide beni direk öldüreceklerdi.

"Jungkook keşke benim elimde olsa. İnan bana dün geceden beri onlarla kavga ediyorum hatta buradan kaçman için sana yardım bile edecektim ama Yoongi dünden beri yanımdan ayrılmadı."gözleri dolmuştu.

"Sen iyi birisin Jimin."dedim kolunu sıvazlayarak. Bana tekrar sarıldı ve "Özür dilerim."dedi.

Bu esnada Hoseok odaya girmişti.

"Gitme vakti geldi."

------

Kırmızı eski arabayı görünce sanki onu daha önce görmüşüm gibi hissettim. Arabanın içi benzin kokuyordu ve koltuk süngerleri yırtıktı. Dışı kadar içi de oldukça eskiydi.

Sürücü koltuğuna Yoongi oturdu, yan tarafına ise Taehyung. Benim her iki yanıma Jin ve Hoseok oturmuştu. Jimin'in gelmesine izin vermemişlerdi çünkü onun benimle yakın olduğunu düşündükleri için Jimin'in onlara zorluk çıkartacağını düşünmüşlerdi.

Sanki ölüme gidiyormuşum gibi hissediyordum. Kimse konuşmuyor herkes yapacağı şeyi biliyor gibiydi.

"Beni kaçırdığınız için ne kadar para alacaksınız şimdi?" diye sordum gergin ama alaycı bir şekilde. Yoongi'yle aynada göz göze geldik, bir şey söylemedi.

"Çok fazla."dedi Taehyung sinir bozucu sesiyle. Jin yanımda onu uyarmak ister gibi sakin bir şekilde "Taehyung." dedi. Onlar için hiçbir şekilde önemli değildim. Aniden gözlerim doldu.

Taehyung arkasına dönüp Jin'e "Ne var?"diye sorunca onunla göz göze geldik. Gözlerimin dolduğunu farketmişti. Hatta sadece bir kaç saniye bakmasına rağmen o an bana acıdığını anlamıştım. Sessizce önüne dönüp yolu takip etti.Araba durana kadar kimseden ses çıkmamıştı.


The Gang / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin