| 14/11/2018 23:02 |
"Bugünden itibaren elli beşinci yaşıma girmiş bulunmaktayım. Geriye dönüp bakınca yılların ne kadar çabuk geçtiğini fark ettim. Eskiyen yılların bana kattığı iki güzel şey için kadehimi kaldırmak istiyorum. İlk olarak sevgili eşim Ha Eun için," salondaki bütün gözler anneme döndü ve çoğunluğu babamın arkadaşlarının oluşturduğu kalabalık onu elit bir şekilde alkışladı." ve ikinci olarak sevgili oğlum Jungkook için." sahte gülümsemesiyle bana baktı. Bende ona sahte gülümsememle yanıt vererek kalabalıkla birlikte onu alkışladım.
"Lütfen herkes eğlencesine devam etsin."diyerek son sözünü söyledi ve gülümseyerek kadehini kaldırdı.
Bu ortamda bulunmaktan nefret ediyordum. Sahte gülüşler, samimiyetsiz sohbetler ve çıkar ilişkileri barındırıyordu bu ortam.
Babam, Woo Jin dünya çapında tanınan ünlü bir parfüm şirketinin kurucusu. Kendimi bildim bileli her zaman etrafımda olan kameralara gülümsemek zorundaydım. Sahte samimi aile profilini, baba-oğul ilişkisini medyaya yansıtmak zorundaydım. Çevremdeki herkes gibi bende sahteydim. Yapay duygularım ve samimiyetsiz ilişkilerim vardı. Olmak istediğim kişi değil, olmak zorunda olduğum kişiydim. Babamın beni göstermek istediği gibi biriydim.
Ondan nefret ediyordum.
Doğduğum andan itibaren hayatımı satın almasından nefret ediyordum. Onun seçtiği kıyafetleri giymekten, onun ezberlettiği cümleleri söylemekten, ona bakmaktan, ona muhtaç olmak zorunda olmaktan nefret ediyordum.
O iyi biri değildi. Medyaya yansıttığı kişi değildi. O, bir kez sözünden çıktığı için oğlunun bedeninde bıçak izi bırakan biriydi..
Arkadaşlarının tebriklerini sunmalarına karşı gülümseyerek teşekkür etti.Onları salonun bir köşesine uğurladıktan sonra etrafa bakındı. Yeşil gözleri beni buldu. Tek başıma kenarda elimde bir kadeh kırmızı şarap, yavaş yavaş içiyordum. Bu gecenin bir an önce bitmesini istiyordum. Bakışlarımı ondan kaçırıp elimdeki kadehe diktim. Kırmızının koyuluğuna odaklandım.Bir yudum aldım ve tadının ekşiliğine karşı yüzümü buruşturdum.
Birden onu yanımda hissettiğimde vücudum gerilmeye başladı. Onunla aynı havayı solumaktan bile nefret ediyordum. Sahte samimiyetinden, sadece kameralar önünde baba oluşundan nefret ediyordum.
Önüme geçip siyah kravatımı düzeltti. Hareketleri sertti. Bugün yine neden onu tatmin edemediğimi düşündüm. Bakışlarıyla, hareketleriyle, nefes alıp vermesiyle bile benden nefret ettiğini hücrelerime kadar anlıyordum.
Kravatımı düzelttikten sonra dostane bir şekilde omzuma vurup kulağıma eğildi. " Eğer böyle somurtmaya devam edeceksen," dedi sert sesiyle. "siktir git buradan." kulağımdan uzaklaşıp bize dikkatini veren kameralara gülümsedi. Elini omzuma atıp poz verdi.
Gözlerim dolmuştu. Bunu ona belli etmemek için gülümseyerek başımı salladım. O ise yanımdan ayrılıp arkadaşlarının yanına gitti. Bunu fırsat bilerek balkona çıktım. Temiz havaya ihtiyacım vardı.
Hava çok soğuktu. Yinede üstümü başımı yırtıp atmak 'sana ait değilim!' diye bağırmak istiyordum. Göz yaşlarımı tutamadım. Yine her zamanki gibi sessizce iki elimi de gözlerime bastırarak ağladım.
Ondan nefret ediyordum. Onun yüzünden ağlamaktan nefret ediyordum. Yara izlerim sanki bunu hissetmiş gibi sızladı. Vücudumda izler bırakmasından nefret ediyordum. Ama artık hissizleşmiştim. Önüne gelene gülümseyen, ezber cümleleri kullanan bir plastiktim. Sert, soğuk bir plastik.
Kolumdaki saate baktım, 23:30'du tam olarak. Her ne kadar siktir git dese de eğer beni içeride görmezse parti bittikten sonra beni cezalandıracağını biliyordum. İçimden 'dayan' dedim.
Kollarımla gözyaşlarımı sildim. Sakinleşmek için demire yaslanıp ışıklı manzarayı seyrettim. Soğuk hava gözyaşlarımı ve sinirimin vermiş olduğu heyecanımı dindirmiş ve rahatlatmıştı. Son kez derin bir nefes aldım.
Arkamı dönecekken ensemde sıcak bir şey hissettim. Birden ayaklarım uyuştu ve kendimi tutmadan yere yığıldım. Bilincimi kaybetmeden önce gördüğüm tek şey yerdeki cam kırıkları ve siyah bir bottu.
SELAmM BİRİNCİ VE İKİNCİ BÖLÜMÜN BAŞINDA GÖRDÜĞÜNÜZ SAATLERE DİKKAT EDEREK OKURSANIZ DAHA İYİ OLUR
LOVE XOX
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Gang / Taekook
FanfictionEsmer genç, kollarından tuttuğu hareketsiz bedeni ayağı kaldırırken nefes nefese kalmıştı. Ensesine cam şişeyle sertçe vurduğu bedenin düşündüğünden daha ağır oluşu onu şaşırtmıştı. Takım elbise içinde baygın olan genci tek başına arabaya kadar taş...