'I trust him'

397 64 14
                                    

"Japonca bildiğimi nereden biliyorsunuz?" diye sordum tek kaşımı kaldırıp hepsinin yüzüne tek tek bakarak.

"Senin hakkında bir çok şeyi biliyoruz." dedi koltuğun kenarında oturan Hoseok. Bu biraz ürkütücüydü.

"Yardım edecek misin, etmeyecek misin?" diye sordu Yoongi sabrı taşmış bir şekilde.

Japoncayı anadilim gibi konuşabiliyordum. Bu da tıpkı ingilizce, ispanyolca ve çince gibi babamın bana kendi tercihimin dışında kattığı bir şeydi. Bundan bir şikayetim yoktu  ama  bunları öğrendiğim  zamanları camımıza çarpan top seslerini bastıran özel öğretmenlerin yerine oyun oynayarak küçüklüğüme yakışır bir şekilde geçirmeyi isterdim hep.

Şimdide benden babamın eski ortaklarından biri için değerli bir kolye çalmalarını kolaylaştırmamı istiyorlardı. Yapacağım tek şey aradıkları kişiye bir iş adamının yardımcısı taklidi yapmaktı. Kolyeyi çalacakları kişi japon olduğu için japonca bilen bir yardımcıyı oynayacaktım.

Kesinlikle zorlanacağım bir şey değildi ama bunu kendime yakıştıramıyordum. Yinede hepsine tek tek bakınca sanki burada biraz daha uzun kalmamın tek yolu onlara yardım etmek olduğunu hissettim.

Başımı sallayıp "Tamam." dedim. "Yardımcı olacağım."

Jimin gülümseyip bana baktı. Eğer beni zor duruma düşürecek bir şey olsaydı mutlaka karışırdı diye düşündüm.

Jin kırmızı ahizeli telefonu kaldırıp bir numara tuşladı. Ardından benim sekreterimmiş gibi konuştu bir süre. Daha sonra telefonu bana uzattı.

Açıkçası bana ne söylemem gerektiğini söylememişlerdi. Çünkü ne demem gerektiğini onlardan daha iyi biliyordum. Telefonu kulağıma koyup karşıdakine selam verdim. Biraz hal hatır sordum. Kurguda satacağımız ürünü pazarlama için buluşma zamanını ve yerini konuştuk. Sesi yabancı gelmiyordu. Daha önce konuştuğum biri olabilir diye düşünüyordum ki konuştuğum adam da aynısını bana sordu.

Bir an ne yapacağımı bilemesem de onunla daha önce konuştuğumuzu kabul ettim. Bir telefon bağışında konuştuğumuzu hatırladık ikimizde. Bu vesileyle adam beni de buluşmada görmek istediğini özellikle belirtti. Bende bu isteğine kabul ettim, etmezsem sanki bu iş yatarmış gibi hissettirmişti.

Son sözlerden sonra telefonu kapattım. Herkes hiçbir şey anlamamış şekilde gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

"Sanırım bana biraz daha ihtiyacınız var."


————————————————

"Yok abi ben güvenmiyorum." dedi Yoongi kaşlarını kaldırıp. "Japonca bilmiyoruz diye tuzağa düşürüp, yakalatacak bu bizi." gözlerimi devirdim.

Jimin aradan, "Jungkook öyle bir şey yapmaz." diyerek atıldı ortaya.

Gözlerimi kısıp dilimi dudağımda gezdirdim. "Madem güvenmiyorsunuz," dedim Yoongi'ye bakarak. "Neden bu çeviri işini en başta yaptırdınız?"

Yoongi omuz silkti. "Ben kabul etmedim zaten Taehyung ısrar etti."Gözlerimi Taehyung'a çevirdim. Kollarını göğsünde bağlamış ortaya bakarak bir şey düşünüyor gibiydi.

"Bakın şöyle bir anlaşma yapalım."dedim. "Eğer benim yardımımla bu işten paçayı sıyırırsanız burada biraz daha kalmama izin verin, eğer benden en ufak güvensizlik hissederseniz beni evime geri gönderirsiniz."  Yoongi ve Hoseok bu teklifime  kahkaha atarak tepki verdi.
"Eve gitmektense burada olmayı tercih ederim." dedim derin bir nefes verip.

"Bu teklifine mi güveneceğiz senin?" dedi Yoongi.

"Ben ona güveniyorum." dedi Taehyung bakışlarını bana çevirerek.Mutlu olmuştum.

Daha sonra Jimin aynı şekilde "Ben de güveniyorum." dedi.  Jin hepsinin ortasında kalıp sessizliğini koruyordu.

Ortada eşitlik olduğu için Yoongi Jin'e dönüp "Sen ne düşünüyorsun, hyung?" diye sordu. Jin bakışlarını bana çevirerek gülümsedi.

"Ben de Jungkook'a güveniyorum." dedi. Gülümsedim. Onlara bu konuda elimden geldiğince yardım edecektim ve güvenlerini boşa çıkarmayacaktım.

——————————

"Bundan emin misin?"diye sordu Jimin üzerimdeki takımın son rötuşlarını yaparken. "İstersen senin için konuşurum onlarla."

"Hayır, hiçbir sorun yok. Gayet basit bir şekilde gidip Yoongi'yi tercüme edeceğim benlik bir şey yok aslında."dedim omuz silkip. Jimin'e belli etmesem de korkuyordum açıkçası tanınmaktan.

Jimin'le beraber evin önüne çıktık. Eski kırmızı arabayı beklerken karşımda siyah lüks mercedes görünce oldukça şaşırmıştım.

"İnandırıcı olmalı."dedi Jimin kulağımın arkasından. Arabaya doğru gidip arka kapıyı açtım. Tam binecekken Yoongi durdurdu beni.

"Hayır dur senin öne binmen gerek."dedi kendisi arkaya geçip "Zengin olmasan bilmiyor diyeceğim." gözlerimi devirip öne geçtim.

Arabayı Hoseok sürüyordu. Yan tarafında ben arkada ise Koreli iş adamı sıfatıyla Yoongi ve yardımcısı Taehyung oturuyordu. Jin ile Jimin evde kalmıştı.

Herkes binince Hoseok arabayı çalıştırdı.

"Benim kayıp olduğumu anlarsa ne olur?" dedim arabanın camından dışarı bakıp.

"Anlayamaz." dedi Yoongi. "Senin kayıp olduğun henüz televizyonda çıkmadı."

Buna şaşırmıştım. Babam çoktan iyi baba rolünü oynamaya başlamıştır diye düşünüyordum ama olan anneme olmuştu. Onu gerçekten özlemiştim.

Babam bana sahte olduğu kadar anneme de sahteydi. Annem onu parası için bırakmıyordu. Çünkü eğer bırakırsa hiçbir şeye sahip olmadan yaşanılamayacağını düşünüyordu. Bende bir zamana kadar öyle düşünüyordum ama bu eve gelince, Jimin'le ve diğerleriyle tanışınca bunun çok da gerekli bir şey olmadığını düşünmeye başladım.

Kendi düşüncelerimde bir süre gelip gittikten sonra araba bir şirketin önünde durdu. Valelerden biri kapımızı açtı. Eski günler geldi gözümün önünde. Arka koltuktan çıkan Taehyung yerine babamın olduğu zamanalar.

Binanın içine girdik hep birlikte. Hoseok arabada kalmıştı. Yoongi ve Taehyung'la birlikte asansöre binip en üst kata çıktık.

Gerilmiştim. Hayatımda ilk defa babam haricinde başka birinin planını uygulayacaktım. Bu beni rahatsız etmişti. Ama onlara yardım etmek istiyordum.

Taehyung'la göz göze geldik. Bana iyi misin der gibi tek kaşını kaldırdı. Hafifçe başımı salladım. Konuştuğum Japon iş adamının kapısının önüne geldik. Sekreteri bizden önce içeri girip adama haber verdi daha sonrada bizi içeri aldı.

Heyecandan fırlayacakmış gibi olan kalbimi duymazlıktan gelip Yoongi ve Taehyung'un arkasından içeri girdim.




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The Gang / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin