'i am in love with Yoongi'

267 21 10
                                    

Gergin bir şekilde dudaklarımı ısırıyordum. Bir yandan sağ ayağımla ritim tutarken arabanın camından dışarıyı izliyordum.

"Dediğin yere geldik." Dedi Yoongi arabayı durdururken. Derin bir nefes alıp yan tarafımda oturan Taehyung'a döndüm.

"Sence doğru olanı mı yapıyorum?" Dedim onay almak için gözlerinin içine bakarak. Başını sallayıp omzumu sıktı.

"Doğru olanı sen biliyorsun." Omzumun üzerindeki elinin üzerine koydum kendi elimi. Arabadan çıkmak istemiyordum. Taehyung'un gözlerine bakarken kendimi güvende hissediyordum.

Ön taraftan bir öksürük sesi geldi. Araba da bizimle beraber olan Yoongi ve Jin'i tamamen unutmuştum.

Hepimiz bir arabadan indik. Elimdeki Dosyayı ve flashbelleği sıkıca tutuyordum.

"Ben tek başıma gireceğim." Dedim onları kapının ağzında bırakıp.

Korkuyordum. Kararımın Jimin'i etkilemesinden. Ya güvenim boşa çıkarsa? ya Jimin'i öldürürlerse benim yüzümden?

Gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir nefes aldım. Taehyung'un son sözünden güç almaya çalıştım.

"Doğru olanı sen biliyorsun. "

İçeri girdim. Zaten kapıda görmeye alıştığım iki iri adam duruyordu. Sarı saçlı adam yine içeride kendi masasındaydı.

İçeri geçtiğim gibi elimdeki dosyayı ve flashbelleği masanın üzerine koydum.

Yandan gülümsediğini gördüm. Elleri dosyaya ve flashbelleğe gidiyordu ki ellerimi masaya vurarak durdurdum.

"Jimin nerede?" kafasıyla iri adama işaret çakıp bana döndü.

"On dakikaya burada olur." Masanın üzerindekileri elime geri alıp,

"O zaman on dakika daha bekle." Dedim.

Bu hareketime baya sinirlenmişti. Yinede elimdekileri o kadar çok istiyordu ki sessiz bir şekilde oturup benimle beraber bekledi.

Boğazımı temizleyip açıkça, "Namjoon'un amcam olduğunu biliyordun, değil mi?" diye sordum.

"Biliyordum." Dedi.

"Peki sen kimsin? Sen de mi benim bir akrabamsın?" Güldüm yalandan. Artık 'senin babanım' dese ona inanacak kadar kendimi saf ve umursamaz hissediyordum.

Kafasını salladı. Ayağa kalkıp yanıma geldi. Neredeyse aynı boydaydık.

"Bu bir şeyi değiştirir mi?"

"Namjoon ile arandaki mesele ne?" Diye sordum yüzüne açıkça.

"Alakan olmayan şeylere burnunu sokma." Dedi yüzüme yaklaşıp. Tam ağzımı açıp cevap veriyordum ki içeriye giren Jimin'i görünce yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı. Koşarak ona sarıldım.

"İyi misin?" Omzunu sıkıp tekrar sarıldım. Sırtımı sıvazladı.

"İyiyim Jungkook. Eve gidelim artık lütfen." Dedi. Sesindeki tükenmişliği ve çaresizliği hissettim. Yinede ona gülümseyerek hem onun hem kendi acımı göstermemeye çalıştım.

"Diğerleri dışarıda bizi bekliyorlar."

Arkamı dönüp az önceki adama bir bakış attım. Elimdeki flashbellek ve dosyayı masaya koydum. Daha sonra Jimin'i bizimkilerin yanına götürdüm.

Hepsi Jimin'i görünce koşarak yanımıza geldiler. Yoongi'nin tarif edilmez sevincini gözlerinden okuyorum.

"Bebek kokunu özleyeceğimi hiç düşünmemiştim." Dedi Jin gülerek. Jimin kendini koklayıp,"Ter ve saman gibi kokuyorum." Dedi.

The Gang / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin