Bu harika kokusu karşısında daha fazla dayanamamış uyuya kalmıştım. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda kocaman yatakta tek başıma yattığımın farkına varabilmiştim. Yattığım yatakta gerindikten sonra cam tarafına döndüm ve taş misali sımsıkı duran Evren gözüme çarpmıştı. Sırt kasları o kadar harikulade duruyor ki insan ellememek için kendiyle savaşıyor, belindeki iri gamzeler tüm güzelliğe ayrı bir çekicilik kazandırıyordu. Bu adam dünyaya muhteşem olmak için gelmiş olmalı. Bir kaç kez bana dönmesi için yalandan öksürdüm ama bana mısın demeden ayakta dikilmeye devam etti. Yanına gidip bana dönmesi için kolundan çekmeye çalıştım ama bana dönmemekte ısrar ediyordu. Yüzünü görebiliyordum ama bana bakmıyordu. Çene kasları gerilmişti ve gözleri sinirli bir ok gibi tam karşıya bakıyordu.
"Odana geç"
"Evren bir sorun mu var ?"
"Sana odana geç dedim" sinirle bana döndüğünde öyle bir bakıyordu ki sanki bakışlarıyla beni yemek istiyordu o an ona hayır ben gitmiyorum desem üzerime saldıracağına eminim.
"Sen normal bir adam değilsin manyak herif" hışımla odadan çıktıktan sonra yattığım odaya girdim. Telefonumu komodinin üzerinden aldıktan sonra yatağın yanındaki bavullar ilgimi çekti. Yaklaştığımda benim eşyalarım olduğunun farkına varmıştım. A dan Z ye tüm kişisel eşyalarım buradaydı. Kıyafetlerim, bakım eşyalarım, kozmetik ürünlerim, laptopum, her zaman yanımda taşıdığım kol çantam, ayakkabılarım falan filan derken neredeyse 9 valiz vardı. Ne oluyoruz diye düşünürken kapı açıldı.
"Uyurken telefonun çaldı. Eşyalarını alabileceğini söylediler fakat tek olmaman gerektiğini evin harabe olduğunu söylediler. Bir kaç tinerci camları açık görünce tüm evi soyup soğana çevirmişler bir tek senin odana girememişler o da kapısı kilitli diye. Ev tam takır kuru bakır bir şekilde. Uyandırmaya çalıştım uyanmadın. Bende gidip eşyalarını aldım odanda ne var ne yoksa işte." söylediklerini sindirmeye çalışırken Evren suratıma bakmaya devam ediyordu. Kısa süreli bir dalgınlığım sonucunda Evrene cevap verebilmiştim.
"Odama nasıl girdin?"
"Kapıyı kırdım"
"Defalarca kez kilitlediğim bir kapıyı nasıl kırabildin?"
"Bu kaslar süs olsun diye değil"
"Onlar nasıl kıramadı ki "
"Uğraşmamışlardır"
yaşadığım şok beni yeterince bunaltmışken bavulumun kenarında hırpalarmış eski bir defter gördüm. Defteri elime alınca demin yaşadığım şokun beş mislini yaşadım. Bu defter benim ve Burak'ın defteriydi ve ben bunu uzun zamandır arayıp bulamıyordum. Şu ana kadar yaşadığımız her anın karesi vardı. Birlikte yazdığımız yazılar, çekildiğimiz fotoğraflar, bana bıraktığı notlar, ilk öpücüğümü aldıktan sonra bana yazdığı uzun yazı ve niceleri. Eşyalarımı alırken neyim var neyim yok getirdi demiştim ya hani işte odamı karıştırırken bulmuş olmalı bunu. Sabah bana yaptığı sinir de bu olsa gerek. Normalde bu defteri görür görmez duygulanıp oturur saatlerce ağlardım ta ki öğrendiklerimden öncesine kadar. Şimdi ise boş bir deftere bakar gibi bakıyorum. Ben düşüncelerimle dalıp gitmişken Evren odadan çıktı hızla odanın kapısına ulaşıp koridorda sert adımlarla yürüyen Evreni durdurdum.
" Bizim Burak'la yaşamış olduğumuz her şeyi gördün ve bunu sindiremedin. Çünkü sen, senin olanı elinden alan adamın sevgilisine evini açtın. Şimdide beni kovamıyorsun çünkü mecburiyetten değil kendi isteğinle beni eve aldın ve eğer beni evden kovarsan kendi lafını çiğnemiş olacaksın. Ama merak etme seni daha fazla zor duruma düşürmeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMDAR
Подростковая литератураSevgilisinin katiline aşık olan bir genç kız. İçini nefret bürümüş olan bir adam. Yaşanılan çıkmazlar ve aradaki buz dağı nasıl gidecek dersiniz ? -07.04.2015- Kitap kapağı için blue-freedom'a çok teşekkürler :)