Bölüm 8 -İlk öpücük-

404 16 4
                                    

Sızlayan gözlerimi araladığımda sıcacık bir yatak içinde kendimden bol bir tişörtle yatıyordum. Yavaşça kalktığımda yatağın sol tarafının kan kapladığını farkettim. Solak olduğum için sol elimi kullanarak o posteri parçalamıştım. Tüm bunların sorumlusu o aptal kız ve aptal erkek arkadaşımdan başkası değildi. Mantıklı bir şekilde düşünürsek eğer bu konuda Evrenin üzerine gitmem için bile bir sebep bulamıyorum. Sadece sinir doluyum anlatılamaz bir sinirle kaplı içim. Elime baktığımda elim yumruk gibi kalmıştı açmaya çalıştığımda ise çığlık atmamı sağlayacak bir acı yaşamıştım. Büyük ihtimalle elimin içindeki kan kurumuş ve parmaklarımla bütünleşmişti. Nasıl çözülecek bilmiyorum ama canım felaket derecede yanıyor. Yataktan kalktığımda ise belimin altındaki boş görüntü gözüme çarpmıştı. Evet o sinirle sütyenime kadar çıkarttım ki nedense bundan hiç utanmıyorum neyse altımdakiler duruyordu şimdiyse bir kilodumla kalmıştım. Evren çıkartmış olmalı muhakkak. Bana elbise gibi gelen tişörtü çekiştirdikten sonra odanın çıkışına varıp kapıyı araladım. Elimin acısı beynimi zonklatıyordu. Cam basamaklı merdivenlerden aşağı indiğimde içkisini yudumlayan Evreni gördüm. Bir insan nasıl olur da hiç uyumadan yaşayabilir ki ? Bir tek benimle uyuduğunda uyuduğunu fark etmiştim sonraki günlerde uyuduğunu hiç görmedim. Evren bana dönüp sönmüş gözleriyle bakarken gözlerinde binlerce ifade vardı. Biraz üzüntü biraz nefret biraz kuşku biraz pişmanlık ve bolca boşluk. O kadar büyük çıkmaz sokakları var ki insan çıkamayacağını biliyor ama yine de bir çıkış yolu arıyor. Ona çok üzülüyorum evet benim hâlim pek iç açıcı değil sevgilimin katilinden bunca şey öğrendim ama öğrendiğim herşeyi gözleriyle görmüştü. Bu kadar dik durabilmesi bile mucizevi bir olay kesinlikle. Hiç bir gerekçe onun birini öldürmesine sebep olamaz elbette ama olup bitmiş bir şey ve benim buna alışmam şart artık. Sessizliği bozan kişi Evren olmuştu.
"Gürenaz sana ulaşamayınca beni aradı tatil turunu uzatma kararı almışlar benim senin yanında olduğum içinde seni bana emanet ettiklerini söyledi bende uyanınca arayacağını söyledim"

"Ben neden yarı çıplağım? "

" Bunca sözümden sonra gerçekten bunu mu soruyorsun ?"

"Evet aynen öyle yapıyorum"

" Taytında çok fazla yırtık vardı parçaladığın vazo yüzünden bacağında da yara vardı bu yüzden çıkarttım "

" Uyandırsaydın ben de çıkartırdım"

" Çok meraklı değilim senin vücudunu görmeye "

" Taytımla ilgilenmek yerine elimi sarsaydın ya çok acıyor elim açamıyorum"

" Kesik çok derin değil dişini sık biraz açmaya çalış"

dediğini yapıp dişlerimi sıkarken canımın acısından gözümden yaşlar dökülmüştü. Elimdeki etler birbirine yapışmış gibiydi ve kanaması tekrar başlamıştı. Evren oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi ve elimi avucuna alıp inceledi. Yavaşça açmaya çalıştığında göz yaşlarım şiddetini arttırmıştı. En son canım böyle acıdığında hastanede ayağımdaki cam parçalarını çıkartıyorlardı. Sağlam elimden tutarak beni banyoya çekiştirdi. Ufak mavi bir leğen çıkartıp içini neredeyse kaynar denebilecek suyla doldurdu. Kendi elini sokup kontrol ettikten sonra benim elim çekiştirmeye başladı ne yapmaya çalıştığını anlamadan elimi geri çektim. Kesik acısı üzerine birde yanık acısı çekmek gibi bir derdim yok sonuçta. Diğer elimle kontrol etmemle ufak bir çığlık atarak elimi geri çektim. Evren insan falan değil ben bir tek bunu biliyorum. Olağanüstü güçleri olmayan bir insanın böylesine kaynar suya elini rahatlıkla sokabilmesinin normal bi tarafı yok çünkü. Gözlerini devirerek leğene soğuk su eklediğinde birazcıkta olsa ısısı düşmüştü ama hala kaynar olduğuna kalıbımı basarım. Elimi tutup leğenin içine soktuğunda öyle bir çığlık attım ki uzaktan gören bir insan bu kız kesin acı çekiyor derdi. Gözlerimden yaşlar boşalırken Evren sessizce sakin ol demekten başka bir şey yapmadı. Avucumun içi öylesine sızlıyor ki anlatamam. Yalvararak ona baktığımda geçecek sabret diyerek elimi ovmaya başladı. Parmaklarımın kenarındaki kanı ovarak çıkarttığında parmaklarımın gevşediğini ve suyun artık eskisi gibi sıcak gelmediğinı fark ettim. Evrenin elinde kaybolan elime baktığımda parmaklarım açılmıştı ve kesik yarası alenen belli ediyordu kendini. Yaramın kenarlarını nazikçe temizledikten sonra elimi tutarak sudan çıkarttı ve havluyla kuruladı. Siyah dolabın içini açarak ilk yardım çantası görünümlü bir çanta aldı ve beni elimden tutup çekişerek salona getirdi. Karşıma oturduktan sonra onu izlemekten başka hiçbir şey yapamıyordum. Elimi temizlemeye ve pansuman yapmaya başladığında ufak sızıltılar ve inlemeler çıkıyordu ağzımdan. Ortamdaki sessizlik beni germeye başlarken sessizliği bozma kararı almıştım her ne kadar yanlış bir karar alsam da.

HÜKÜMDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin