Evren odadan çıktıktan yarım saat sonra ne yapacağımı bilmeyerek bende odadan çıktım. Elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Neyin heyecanını yaşadığıma dair en ufak bir fikrim olmasa dahi güzel bir his yaşadığımı biliyordum. Karnımdaki kelebekler benden bağımsızca uçuşurken aklım bir sürü soruyla kaplanmıştı. Beni öpmesine umut bağlayacak kadar ufak değilim fakat öpmesinin altında yatan nedeni öğrenmek istiyordum. Belki de sadece öpmek istemişti nedensiz ve anlamsızca. Sadece hissetmek istemişti. Ya da çok daha farklı şeyler kuruyor kafasından. Hiç birinden emin değilim fakat Evrene karşı olan sert davranışlarımın yumuşadığını hissediyordum her ne kadar istemeyerekte olsa. Salona doğru ilerlediğimde kimsenin olmadığını fark etmiştim. Tüm odalara korka korka baktığımda ise Evrenin evden gitmiş olduğunu fark etmiştim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ne kadar gitmem gerekse de gitmeyi istemiyorum. Gelirse ne konuşacaksın diye soruyorum kendime fakat bununda bir cevabını bulamıyorum. Ulaştığım tüm çıkışlar büyük çıkmazlarla geri dönüş yaparken ne yapmam gerektiğine dair bir fikrim yoktu. Aklımı es geçip kalbimin sözünü dinleme kararı aldığımda aslında ne kadar büyük bir yanlış içinde olduğumu anlamıştım. Kalbim bana burada durup bana bir açıklama yapmasını beklememi söylüyordu ve dediğini yapacaktım. Kaybedecek hiç bir şeyim olmadığı gibi kazanacak bir şeyimde yok sonuçta. Boş hayatıma anlam kazandıracak bir öpücük olmadığının ne kadar farkında olsam da güzel bir anlam çıkartmak için aklım bana oyun oynuyordu. Salonda oturup Evreni beklediğim iki saat boyunca hâlâ eve gelmemişti. Yavaş yavaş gözlerim kayarken uykuya kendimi teslim etmiştim.
Gözlerimi araladığımda koltuktan yavaşça sıyrılıp ayağa kalktıktan sonra odaları tekrar dolaştım fakat Evren hâlâ yoktu. Salondaki kanepenin üzerinde duran telefonu elime aldığımda saatin neredeyse sabah olmak üzere olduğunu fark etmiştim. Güneş doğmak üzereyken eve yansıyan turuncu ışıkları evi ne kadar aydınlatmasa da ufak ışıltılar veriyordu. Kalbimi susturmayı başaran aklım bana 'sen burada ne yapıyorsun ?' diye bağırınca gerçekten burada onu beklememin ne kadar komik olduğuna kanaat getirmiştim. Beni aylarca takip etmiş olan oydu ve eminim ki evden çıkmadan bu eve gelmeyecektir. Beni evinden defalarca kez kovan adam eminim ki şimdi gelip benimle kal demeyecektir. Unuttuğum asıl nokta ise sevgilimi öldüren adamı benimseyip burada durmam. Nasıl bir aptallıksa kalbime uymuş ve saçma sapan hayaller kurup onu beklemiştim. Burada durmanın saçmalığı kafama düşünce hızla yerimden kıpırdadım ve kapıya doğru hareket ettim. Kapıyı açıp dışarı çıktıktan sonra peşimden kapıyı kapattım. Tam ilerlemek üzereydim ki kapının sol köşesinde üstü sırılsıklam olmuş ve sızmış olan Evreni fark ettim. Baygın olup olmadığını anlamak için yaklaştığımda sigara ve içki kokusu kendi kokusunu bastırmıştı. Yağmur yağmadığı halde felaket derecede ıslaktı. Evren diyerek bir kaç kez dürttüğümde ise bana karşılık vermemişti. Montunun ceplerini karıştırıp anahtarı bulduğumda kapıyı açtım. Evrenin kolunun altına girip onu kaldırdırmaya çalıştığımda imkansız olduğunu anlamıştım. Evreni uyandırmam gerektiğini anladığımda bir kaç kez dürtmüş ve sarsmıştım. Nihayet kıpırdamaya başladığında gözlerini aralamış ve o kahverenginin en açık ve en güzel tonuna sahip gözleriyle bana bakmıştı. Kolunun altına tekrar girdiğimde kendide biraz çabalayarak ve kapıya tutunarak kalkmıştı. Tüm yükünü bana vermese de şuan altında ezilebileceğim kadar ağırdı. Çabalarım sonucunda odasına çıkartmış ve yatağında yatırmıştım. Üzerini çıkartmam lazımdı yoksa felaket derecede hasta olacaktı. Elini alnına koyduğumda elimin sızladığını hissettim. Yanmak ne kelime elimi biraz sürtsem alev alacaktı. Bir kaç kez öksürdüğünde ne yapacağımı bilmeyerek gömleğini çıkartmaya başladım. Banyoya koşup havlu aldıktan sonra odaya dönüp Evrenin vücudunu ve saçlarını kurulamaya başladım. Gittikçe ateşi artıyordu sanki. Elim ayağım dolaşmış ne yapacağımı bilmiyorken hemen elim telefona gitti. Hızla ambulansı arayacaktım ki Evrenin inleyen sesi durmama sebep oldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMDAR
Novela JuvenilSevgilisinin katiline aşık olan bir genç kız. İçini nefret bürümüş olan bir adam. Yaşanılan çıkmazlar ve aradaki buz dağı nasıl gidecek dersiniz ? -07.04.2015- Kitap kapağı için blue-freedom'a çok teşekkürler :)