15.BÖLÜM ( Buldum Seni )

67 5 1
                                    


"Tekrar ararsa beni bu telefondan görüntülü ara " diyerek bana telefon verdi. Onu onaylayacakken tekrar telefon çalmaya başladı.

Telefonu açmadan yer tespiti yapmak istedi polis arkadaşım ve telefonumu bilgisayara bağladı.

Telefonu açtım. " ne oldu neden arıyorsun hala " diye sordum

" Ben sence senin blöflerini yediğimi mi sanıyorsun? " dediğinde gülmeye başladım onun sinirlerini bozmak çok hoşuma gitmişti.

"Hala onu öldürmediysen gönder beni boşuna heveslendirme onu bırakta sen benden ona karşılık ne istediğini söyle" dedim

"Bu kız seni hiç haketmemiş şuan gözündeki pişmanlığı görüyorum sen tam bir götsün " dediğinde sinirlenmiştim fakat onu hatta tutmam gerekiyordu.

"Sen beni tanısaydın kendimi hiç kimse için tehlikeye atmazdım. Yani senin bütün uğraşların boşa gidecek" dediğimde eski polis arkadaşım koluma dokunarak yeterli olduğunu anlatan bir işaret yaptı.  Tekrar ona cevap vermeye başladım

"He senin işini ben çözecem yarın sahildeki fenerin altında buluşalım. Bu konular telefon ile konuşulmaz. Seni bekleyeceğim" deyip telefonu kapattım.

Bilgisayara baktığımda bizim yayla evlerinden biri olduğuna kanaat getirdim. Oraya götürme sebepleri orada bu zamanlar kimsenin olmamasıydı. Sadece çobanlar oluyordu. Aslında benim sakin olmayıp dağı taşı yıkmam gerekiyordu ama çoban diye aklımdan geçirirken orada çoçukluk arkadaşım çobanlık yapıyordu.

Onun aklıma gelmesiyle evden çıktım ve hemen onu olduğu yaylaya doğru yola çıktım. Yolda giderken en son yaylada başıma gelenlerden sonra Selvi'nin fedakarlıkları gözümün önünde belirmeye başladı. Kim sevdiği insan için yapılmayacak şeyler yapmayı göze alırdı. Kimse!!

Yaylaya geldiğimde arabadan inip çoban olan arkadaşım Hasan'ın yanına gelmiştim Hasan koyunların arasında beni gördüğünde tanımadığı için tüfeğini çekmişti. Köpekleri ise beni yiyecek gibi hırlamaya başlamıştı. Hasan beni tanıdığında köpekleri durdurdu. Bana yaklaşıp sıkıca sarıldı.

"Lan köpek herif nerelerdesin yeni mi geldik aklına " dediğinde mahçup bir şekilde ona bakıyordum.

"Kanka biliyorsun dükkan açtık. İşler biraz yoğun olunca kimseyi arayamadım. Fakat sana gerçekten işim düştü" dediğimde elini omzuma attı ve " Hayırdır " diye bi kafa işareti yaptı.

" Kanka benim bir ortağım var aynı zamanda yeni aramızda bir şeyler olmaya başladı. Bir gün önce kaçırdılar onu ve konumları Eğrelti yaylasında gösteriyor.... " diye başlayıp olan biteni anlattım.

Hasan kafasını sallayarak yanımdan kalktı ve odaya girdi. Geri geldiğinde bana bir yağmurluk çanta ve havlu verdi. Havluyu elime aldığımda içinde bir silah olduğunu farkettim. Şaşırarak ona bakıyordum.

"Ne bakıyorsun oğlum bu işin çözüm yolu bu başka çaresi yok. Üzerini giyin çıkıyoruz" dediğinde kafam karışmıştı. Bela sanki demir ben ise sanki mıknatıstım. Hep çekiyordum.

"Bana kalırsa bu saçmalık ama deneyeceğim kardeşim. " bana gülerek bakıyordu. Dışarı çıktık ve köpeklerden iri olanı yanına aldı.

Yürümeye başladık yarım saatin sonunda yaylaya gelmiştik. Bir tane evin önünde bana atılan videodaki minibüs vardı. O kadar sevinmiştim ki onu bulduğuma içim kıpır kıpır olmuştu. Fakat içimde korku vardı canını yakmalarını hiç istemiyordum.

Hasan bana " eğer dediğimden çıkarsan seni vururum " dedi Hasan eskiden bir kaç kişiyi vurup yaralamıştı. Gözünü kırpmadan yapacağını biliyordum ve ona uymaya karar verdim.

ENGEL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin