Bu adam işyerini aldığımız adamdı. Adamı bu şekilde bırakmak isterdim fakat bunun bi cezası olmalıydı. Bize gelip derdini söylese çözebilirdik belki fakat ilk elden zor kullanması beni deli ediyordu.112'yi aradım ve durumu belirttim. Selvi'nin yanına geldiğimde bacağında bıçak yarası vardı. Kandan midem bulansada gözyaşları içinde ona bakmaya başladım. Canının çok acıdığı belliydi. Alnından öpüp " hepsi geçecek az daha dayan bak bende yanındayım " dedim elini tutarak
Hemen 10 dk içinde 2 ambulans gelmişti. Peşine üç polis gelmişti. Ne olduğunu anlatmaya başladım. Anlatmayı pek beceremediğim için dükkanın kamera kayıtlarını açıp gösterdim.
Selvi'nin bıçaklandığını görmek hiç hoş olmamıştı. Orada aynı şeyleri tekrar izlemek çok kötü bir durumdu. Eğer o an yetişemeyip geç kalsaydım. Yanımda ne Selvi olurdu nede ben kendimde olurdum. Yetiştiğim için binlerce şükür ettim.
Hastane ve karakolda işimiz bittikten sonra Selvi ile beraber ailesinin evine gittik. Aslında ne olduğunu anlatmamız gerekirdi fakat ailesi hala dükkan işinde başarılı olamayacağını düşünüyor bu olayda üzerine gelince tuzu biberi olmuştu.
" Biz sana ne dedik kızım bu işler basit değil yapamazsın demedik mi? " dedi annesi o lafları duyunca " Esma abla sana söyleyeceklerimi iyi dinle eğer Selvi olmasaydı o dükkan alınmazdı aldıktan sonra yaptığımız ciro üç haftada üç aylık iş, bunların hepsi Selvi sayesinde kızınıza engel olacağınıza gurur duymalısınız. " dediğimde Selvi'ye gözümü çevirdim
Bana dolu gözlerle bakıyordu. Esma abla bu yakarışlarından vazgeçmiş. Bize kahve yapmış içiyorduk. Sohbetimiz daha iyi yönlere kaymıştı.
İki gün sonra Selvi'yi dükkandan içeri girerken gördüm. Şaşırarak ona baktım. Kasadaki müşteriyle ilgilenip hemen Selvi'nin yanına geçtim
Sıkıca sarılarak "Dinlenmen gerekiyordu neden geldin" dedim
"Emin ol burada daha çok dinleneceğim evde içim sıkılıyor " dedi
"İyi o zaman kasaya bak sadece bugün başka işle ilgilendiğini görmeyeceğim anlaştık mı ?" dedim
Bana elini uzattı. Elini sıktım " Anlaşmamız güzel" dedi gülerek orada fazla oyalanmadan herkes işinin başına döndü.
İşler sakinleştiğinde eksikleri tamamlamak için depoya indiğimde Selvi raflardan birine merdivenle çıkmaya çalışıyordu.
" Anlaştık sanıyordum " dediğimde irkildi ve sendelediğinde düşeceğini farkettim. Tam düşüyordu ki belinden yakaladım. Fakat çok güçlü bir erkek olmadığım için ağırlığı taşıyamayıp bende yere kapaklanmıştım.
Gözlerimiz birbirine değdiğinde o kadar yakındı ki o üstümde ben altındaydım. Hiç bu kadar utandığımı hatırlamıyorum. Bu hissiyat iyi yerlere gitmeyeceği için hemen toparlandım onunla beraber ayağa kalktım.
"Bir şeyin var mı? " dedim Selvi'ye bakarak
"Bende yok ama senin yüzün çizilmiş galiba kanıyor" dediğinde yüzümde ince bir sızı hissettim parmağımı oraya götürecektim ki elimi tuttu. "Hayır dokunma enfeksiyon kapabilir. " dedi ellerimi tutunca ona karşı hislerim garip bir hal almaya başladı. Bu halden acil çıkmalıydım Yoksa
" Sen neden beni dinlemiyorsun ya bana söyleseydin beraber alırdık. Ne acelesi vardı" dedim hafif sitemli bir şekilde;
" Olabilir ama senin yukarda uğraştığını görünce çağırmak istemedim. Hem o kadar da kötü değilim" dediğinde yüzünü buruşturdu.
Ne olduğunu anlamak istercesine ona baktım. Yaralandığı yer kanıyordu. Onu öyle görünce "Hastaneye gidiyoruz hemen " dedim
"Gerek yok pansumanı burda yaparız içerden çantamı getir dediğinde hızlıca gidip çantasını aldım. İçinden malzemeleri çıkardım. Ona kafamı geri çevirdiğimde gördüğüm karşısında şaşkınlıkla ona bakıyordum. Çünkü pantolonunu yaranın olduğu yere kadar indirmiş. Üzerinde ise sadece iç çamaşırı vardı.
Onu o halde görünce " Napıyorsun " dedim.
"Hazırlanıyorum" dedi " Neye " dediğimde
Kahkaha atarak "Aptal yaa! O düşündüğün değil ' Pansumana' " dedi. Garip bir his kaplamıştı içimi normal bir kadın olsa bu kadar heyecanlanmazdım fakat en yakınımı bu şekilde görünce ister istemez çekiniyordum.
Bizi başkası böyle görmesin diye kapıyı kitledim. Kapıyı kitlememin sebebi aslında kendim için değil. Selvi içindi eğer ikimiz bu halde yakalanırsak bana adam derlerdi Selvi'ye... neyse siz anladınız. Onun yerinde hangi kadın olursa olsun bunu yapardım.
Zaten belkide bana güveninin sebebi bu olabilirdi. Yoksa bu kadar rahat üzerindekileri çıkarmazdı. Bu düşünceleri bir kenara bıraktım.
"Ne yapacağız şimdi" diye Selvi'ye sordum eline aldığı pamuğun üzerine birşeyler sıktı bana verdi "üzerindeki kanı temizle bandajla saracağız" dediğinde yarayı silmeye başladım. Temizledikçe inleme sesi çıkarıyordu
"Acıtmıyorum değil mi?"diye sordum "senle alakası yok zaten çok acıyor bandajı sar çıkalım burası biraz sıcak oldu." dedi. Hemen silmeyi bitirip bandajla sardım.
Tam işimi bitirmiştim ki bacaklarından destek alıp kalkarken Selvi bacaklarını hareket ettirdi ve elimi bir anda kasığında hissettim. Ateşe değmiş gibi elimi ordan çekip ayağa kalktım.
Üzerini giymesini bekledim. Giyindikten sonra tam kapının kilidini açacaktım ki Arkamdan
"Faruk" dedi arkamı Selvi'ye döndüğümde sıkıca bana sarıldı. Eskiden de sarılırdık ama neden bu farklıydı.
"Ben çok özür dilerim hep elime yüzüme bulaştırıyorum her şeyi " diyerek ağlamaya başladı. Bende onu sakinleştirmeye çalıştım
"Sakin ol lütfen hayatta hiçbir şey istediğiniz gibi gitmez. Karşımıza bazı engeller çıkması lazım ki bu hayatın bi tadı olsun. Her şeyi elde etmek çok sıkıcı olur. " dedim tam geri çekilecekken sırtımdan tuttu geri çekilmemi engelledi. Gözlerine baktığımda dudaklarıma baktığını gördüm. Tam yaklaşacaktı ki ondan önce davranıp yanağına uzun bir öpücük kondurdum. O da beni öptüğünde tekrar sıkıca sarıldım. Ona sarılırken düşüncelere daldım.
Çünkü daha cevabını alamadığım biri vardı. Eğer orda Selvi'ye karşılık verseydim. Yıllarca olan arkadaşlığımıza yara verip acımasızca davranamazdım. "Olmaz" dediğimde Selvi boynuma bir öpücük kondurdu. " Beklerim " dedi fısıldayarak birbirimizi tanıyorsak ne düşündüğümüzü ikimizde çok iyi biliyorduk.
Sarılmamız bittiğinde kapının kilidini açtım. Dükkanın içine girdiğimde kasanın önünde duran kadına baktım. Zamanlaması çok iyiydi gerçekten Selvi'ye kafamı çevirdiğimde ona öldürecekmiş gibi bakıyordu.
Kadın bize döndü ve gülümseyerek.......

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENGEL
Novela JuvenilBu sadece benim yaşadıklarım ve hayal gücümün ortaya çıkardığı hikayelerdir Uyandığım zaman kestane rengi saçları çıplak göğsüme dağılmıştı. Kokusu ıslak çimen gibi kokuyordu. Aslında uzun zamandır hayalini kurmuştum, benim yanımda uyansın diye dua...