(28)

1K 99 41
                                    

Allah askiniza aranizdan biri agoni dinliyo olsun

Adama 2018 yazi taktim hâlâ takigim

Ergence falan diyenler olursa koyarim bu arada herkesin kendi düşüncesi sonuçta

Her neyse

Olaylar yine 1 ay öncesinden

Bölüme geçebilirsiniz

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Kaze ueyama

Dayanamıyorum. Ama söylemeyeceğim.
Yoko söylemiyor, bana onların haberi olmasın demişti ve hâlâ söylemiyor.
Söylersem onu da ele vereceğim ama baji git gide benden uzaklaşıyor.

İkinci hafta.
Hâlâ! Hâlâ yüzüme bile bakmıyor.

Derin bir nefes aldım ve sırtımı kapıya yaslayıp yere oturdum.
Saat akşam dokuz falan olmalıydı, ben bajinin evinin önünde oturuyordum.
Girmeye korkuyorum.

Yine bir şeyler olacak ve benden daha da uzaklaşacak.
Sahi neden geldim ki buraya? Yoko ben halledeceğim diyip duruyordu, bajiyle konuşuyordu. Gerçekleri anlatmadan ama baji ona inanmıyordu.

Ben sadece ueyamadan duymak, gerçeği duymak istiyorum demiş.
Kapıdan kilit sesi gelirken hızla ayağa kalktım.
Bajiyle göz göze geldiğimizde yüzünde ki sırıtış silindi.

Bir şey olmasına gerek yoktu.
Beni gördüğü gibi gülüşünün silinmesi zaten çok şeydi.

"Bu saatte neden buradasın?"

Bunu derken başka bir yere bakıyordu.
İki hafta öncesinde şu durumda olacağımız söylenseydi hayvan gibi güler, gider bajiye anlatır sonra onunla hayvan gibi gülerdim.

Nora gitti belki ama bajiyle ayrılmamı isteyen duaları kabul oldu sanırım.
"Özledim." Dedim doğruyu söyleyerek.
Gözleri bir an beni buldu ve alayla sırıtıp yine başka bir yere baktı.

"Doğru olduğuna inanmalı mıyım?"

"Sana hiç yalan söyleme-" sustum. Susarak cevap vermeyerek yalan söylemiş olmuyordum ama bajinin kafasında çoktan bir şeyleri ondan saklayan biriydim.

(Şanışer acilen gün yüzüne çıkmalı!
Beni bana yar etmezler
Yanarım acılar yetmez gel
Tutuşurum ama alevimi fark etmezler..)

Kahkaha attı. Başımı öne eğdim. Kendimi ona o kadar uzak hissediyorum ki.
Yüzüne bile bakamıyorum. "Sana yalan söylemek istemiyorum baji." Yutkundum.
"Ama söyleyemeyeceğim şeyler var ve sırf yalan söylememek için bunu yap-"

"O zaman bana doğruyu söyle ueyama. Senden hiç bir zaman bir şey saklamadım. Ama senin yaptığın.."

"Söyleyemem."

"İyi de neden!? Her şeyinle kabul ediyorum! Her suçunla! Her yalanınla her doğrunla! Yeter ki benden bir şey saklama!"

"Söylemem baji!" Boğazım acıyordu. Ağlayacaktın ve onun önünde ağlamak istemiyordum. "Özür dilerim." Arkamı döndüm ve bahçenin dışına doğru yürümeye başladım.

"Sana özür istemediğimi söylemiştim."

Ve sonra kapı sesi.
Öyle sert çarpmıştı ki kapıyı dönüp kırıldı mı diye kontrol etmek istedim.

Bana lanet olsun.


~

İki gün önceki akşamdan sonra bajiyi daha görmedim.
Her saniyesinde tomanla birlikteydim ama gelmedi. Chifuyu onun sağ koluydu, ona bile sordum ama bilmiyordu.

"Hey."

Yoko yanıma oturduğunda başımı masadan kaldırdım ve ona baktım. "Efendim?'

"Nasılsın?"

"Bajinin yokluğunda nasılsam öyle." Tekrar başımı masaya yasladığımda yokoda benimle aynı şeyi yaptı.

"Biliyorum bu sır yüzünden aranız bozuldu ama..bazen gerçekten söyleyemeyeceğin şeyler vardır ueyama."

Kıkırdadım. "İyi de herkes kisakiden nefret etmiyor mu zaten? Onların adamlarıydı deriz, ondan öldürdük deriz. Neden söyleyemiyoruz yoko? Ben bajiyle böyle olmaktan bıktım. Belki senin mikey ile bir sorunun yok ama." Sesim titredi. Konuşamadım. Başımı masadan kaldırıp ellerimin arasına aldım.

(Üzgünüm ama senin eserin ülkede ki umutsuz nesil
Senin eserin bu umutsuz kesim NOLUR DİNLEYİN AQ)

"Özür dilerim ama halledeceğim ben. Baji de anlar. Belki doğruyu söylemeyeceğiz ama halledeceğim."

"Umarım halledersin." Hızla ayağa kalktım ve fabrikadan çıkıp bahçeye baktım.
Bugün hava güzeldi ve yine eğitim yapılıyordu.
Takemichi oturuyordu, chifuyu yanındaydı.
Hakkai ve mitsuya gülerek bir şey konuşuyordu.
Nahoya ve souya uyuyordu.

"Baji-san!"

Takemichinin bağırışı ile hızla girişe baktım.
Bıraktığım gibiydi, son gördüğüm gibiydi. Sırıtıyordu.
İşte bu bıraktığım gibi değildi.

Chifuyu onun yanına giderken gülerek konuşmaya başladılar. Gözleri yine beni bulmadı.
Yanlarına doğru ilerleyip takemichinin yanına oturdum.
Mitsuya, hakkai, chifuyu ve o sohbet ediyordu.

"Nasılsın ueyama?"

"İyi." Takemichinin sorusu ile hepsi bize dönmüştü. O bile. Gözleri gözlerime değdiği an bakışlarımı kaçırdım.

"Siz ayrıldınız mı lan?"

Mitsuyanın sorusuna cevap vermedim. Bana kalsa onun içinde ki her şey bitmişti, ona kalsa.. bilmiyorum. Ne düşünüyordu?

"Bir kaç sorun var o kadar."

Bir kaç sorun. Tebessüm ettim. O sorunlar bizim iki haftadır tek tük konuşmamıza neden olmuştu.

"Bir kaç sorun olduğuna emin misiniz?"

Diye konuşmaya daldı yoko.

"Bence çok küs kaldınız barışın artık. Baji sende sorgulamayı kes lan!"

Bajinin yokoya olan bakışlarını yakaladığımda yutkundum. İlk defa yokoya bakışları böyleydi.

"Bakma öyle oyarım o gözleri."

"Siz ikiniz ne saklıyorsanız artık."

"Kızlar arasında, belki hanmayla kavga ettik? Ha!?"

"Hanmayla kavga etsen ueyamayı siktir eder seninle ilgilenirdi yoko! Bir kaç yara bereyle geldin ve ueyamanın yüzü neredeyse seçilmiyordu! HANMA SENİ BIRAKIP UEYAMA İLE Mİ İLGİLENDİ LAN!?"

Yerimde sıçradım. Herkes sustu, tüm toman susup bize döndü.
İlk defa.. bırakın gidin bakışları ilk defa yokoya bağırıyordu.

"Sizde dönün önünüze lan! İşiniz gücünüz mü yok!?"

Toman işine geri döndü. Yoko çatık kaşlarla bajiye bakıyordu.
Aralarında kavga çıkmasın.. lütfen kavga çıkmasın.

"BANA BAĞIRMA KEİSUKE! SES TELLERİNİ KESERİM LAN SENİN!"

"BİRİNİZ BANA DOĞRUYU SÖYLEYİN O ZAMAN!"

"HER BOKU BİLMENE GEREK YOK LAN!"

harika! Cidden harika!
Çenem tekrar titremeye başladığında kalktım ve fabrikanın çıkışına gittim.
İki yakın arkadaş bir bok için kavga etti.
Suçlusu benim.. kahretsin yoko neden söyletmiyorsun




&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Valla istediginiz kişiye aövebilirsiniz

Yokoya falan da

Ehm neyse

Bölüm nasıldı?

Görüşmek üzere...

Baji / reader (Tokyo revengers / reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin