(35)

1K 103 96
                                    

Abi ben aglicam aq of heter sikicem aski meski ya

Kahve icmek istiyorum ama uykum da var of

Duş almam gerek ama yarın maçım var ve üst üste duş alırsam saçlarımı sikerim

Yicem kafayı

Bölüme geçebilirsiniz

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Kaze ueyama

"Japonyaya hoşgeldin ueyama."

"Beni çağırman yeterli olurdu böyle saçmalıklara gerek yok, çocuk musun sen?" Sırıtışı silindi. Bir zamanlar yakın arkadaşım olan kızın en ufak şeye sinirlenmesi çok güzeldi.
Nefret ettiği kişiler nefes alsa sinirlenen bir yapısı vardı.

"Seni öldürürüm."

"Sonra yanımda ki kıza dersin ki 'sakın kimseye söyleme tamam mı?' oda bajiyle arasını falan bozar. Senaryoyu biliyorum hatırlatmana gerek yok." Oturduğu yerden kalkıp bana doğru yaklaştı.
Yoko her zaman benden dört beş santim kısa biri olmuştur ve hâlâ öyle.
Eh benim uzamamı da sayarsak..

Karşımda küçük durması çok hoş bir şey. Ama herkes işte onun bu küçüklüğüne aldanıyor. Beygir gibi kız da neyse.

"Altı ay öncesi için pişman mısın ueyama?"

"Hayır."

"Neden?"

"Gerçek yüzünüzü gördüm de ondan." Boynunu kütlettiğinde yüzümü buruşturdum. Kısa olduğu için mi veya sevmediğim için mi bilmiyorum ama haraketleri çok saçma gelmeye başladı.

"Ben pişmanım."

Dedi sırıtmaya devam ederken. Kaşlarım çatıldığında cümlesinin devamı daha da sinirlerimi bozdu.

"Çünkü baji ile aram bozuldu, seni dövdüğüm için falan sanma ha."

Kahkaha attı.

"Seni hâlâ o kadar dövmek istiyorum ki! Altımda yardım çağır istiyorum! Yine seni savunamas-"

Yüzüne attığım yumruk ile başı yana yatarken derin bir nefes aldım. "Sen! Sen! Diyecek bir şey de bulamıyorum ne kadar iğrenç bir insansın sen!" Nabzımı kulaklarımda hissediyorum..
Yoko yine kahkaha atıp bana döndü ve yumruğunu yüzüme geçirdi.

Bir iki adım geriledikten sonra vurduğu yeri tutup sırıttım. O zamanla aynı yer. Aynı..

"İlk yumruğu atan her zaman-"

"Hayır yoko." Elimi vurduğu yerden çekip yüzümdeki sırıtış ile ona baktım. "İlk kışkırtan her zaman suçludur. Ve sen beni altı ay öncesinden kışkırtmıştın."
Üzerine doğru koşmaya başlamıştım ki aramıza bir beden girdi.

Siyah uzun saçları görüş alanımı kapatıyordu. Kimin geldiğini çoktan anlamıştım ama göğsünden başka bir yere bakmıyordum ve haraket edemiyordum.

"Siz yine ne bok yediğinizi sanıyorsunuz lan!?"

Bağırışını en son kavgamızda duydum. Kavgamızı bile özledim. Çünkü onu görebiliyordum. Derin bir nefes alıp bakışlarımı yüzüne çıkardığımda bana değil de yokoya baktığını gördüm.

"Zaten bu yüzden yoko! Zaten bu yüzden hayatım sikildi ve sen yine mi!?"

Bu sefer bana döndü.

"Ve sende hâlâ akıllanmadın mı!? Kaybedilmiş şeyler varken hâlâ devam mı!?"

Ayak uçlarımdan saç diplerime kadar bir elektrik geçti sanki. Tüm tüylerim diken diken oldu ve ben bir şey diyemedim.

"Altı ay önce kendime verdiğim sözü biliyorsun ba-"

"Sikmişim sözünü yoko! Sen abim dediğin insanı siktir edip de sikim sonik bir sözü mü düşünüyorsun hâlâ!?"

Yoko..bajiye siktir mi ne? Yoko bir söz için bajiyle arasını mı bozdu!? Sırf beni dövmek için benden bile kıskandığı kişiyle arasını hani!?
Yuh!
Bu kızı nasıl bir nefret bürümüş böyle.

"İnanamıyorum size..cidden. inanamıyorum. Asıl.. asıl siz iğrenç insanlarsınız."

Duymuştu. O zamandan beri buradaydı.
Yine konuşamadım. Bakışlarımı yüzünden çektim ve ellerimi cebime koyup arkamı dönüp yürümeye başladım.
Biraz daha burada kalırsam ağlayacaktım ve yine önlerinde ağlamak istemiyordum.

Eğer bajinin karşısında ağlarsam ne yapar? Onun karşısında ağladığımı hiç hatırlamıyorum.
Kapüşonumu başıma geçirdim ve saçlarımın yüzümü kapatmasına izin verdim.

Bıktım, dayanamıyorum. Cidden dayanamıyorum ama her bajiyi gördüğümde, her hakkında düşündüğümde kendimi gurursuz gibi hissediyorum.

Neden böyleyim? Hâlâ bitmeyen bir şey var bende, onda biten.

"Ueyama."

Durmadım. Ağlayacağım, dayanamiyorum! Cidden dayanamıyorum.

Adımlarım daha da arttı, resmen koşuyordum.
Yine yüz yüze gelemem, bu kadar doluyken ve en ufak kelimesine bile ağlayabilecek bir durumdayken nasıl karşısına çıkabilirim ki?

Soğuk eller kolumu yavaşça tutup durdurdu. Yerimde debelendim ama baji yine bırakmadı. Derin bir nefes alıp ona döndüm ve yanaklarımın içini ısırıp ona baktım. "Söylemediğin bir şey mi var?"

Ağlama kızım, sakin ol. Sakin ol.
Nefes al ver, ısır yanak içini, bak havaya sonra bak onun gözlerine. Dayan bir kaç dakika.

Baji elini kaldırıp başıma koydu ve beni göğsüne çekip diğer kolunu bana sardı.
Ayrılmak için ellerimi göğsüne koyduğumda dediği şey yüzünden durdum.

"Ağlayabilirsin. Dayanamıyorum."




&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

AGLİCAM AQ NASİL Bİ PSİKOLOJİ İÇİNDEYİM YETER

BARİSSİNLAR ARTİK

OF

BÖLÜM NASILDI?

GÖRÜŞMEK ÜZERE.


Baji / reader (Tokyo revengers / reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin