12

8.2K 856 194
                                    

Jungkook'un beklediği şey bu değildi.

Taehyung'un kapı pervazına yaslanmış ince, kıvrımlı ve uzun bedenini izlerken tam olarak ne beklediğini bilmiyordu ama çoğunlukla bol ve klasik modeller giymeyi tercih eden esmerin böyle bir cevher sakladığından tamamen bir haberdi. Taehyung, üzerindeki kısacık siyah şort ve onun üzerine giydiği haki rengi tişörtle göz alıcı görünüyordu. Jungkook daha renklerin teniyle oluşturduğu uyumu sindirememişken bakışları beline yaslanan eli sayesinde ortaya çıkan kıvrımlarına kaymış, oradan da pürüzsüz, biçimli bacaklarına inmişti.

Taehyung, tek kaşını havaya kaldırırken oldukça memnun görünüyordu halinden. Muzipçe gülümsedi. "Gördüklerin hoşuna gitti mi?"

Jungkook cevap vermedi.

Öne doğru minicik bir adım ve saniyeler içinde kapıyı kapatmış, Taehyung'u da kapının yanında kalan portmantoya yaslayarak öpmeye başlamıştı.

Kirli mi oynamak istiyordu? Kirli oynarlardı.

Jungkook'un elleri daha dün gece dokunma şansına eriştiği kalçaları kavrarken Taehyung, öpücüğü karşılamakta hiç zorlanmadığı gibi yine hiç zorlanmadan bir çırpıda Jungkook'un kucağına tırmanmış, bacaklarını kalçasının üzerinde çaprazlarken kollarını da boynuna dolamıştı. İkisinin de hamleleri sert, vahşi ve beklenmedikti. Jungkook, Taehyung'u kaslı kolları sayesinde kolayca taşırken dudaklarına da türlü işkenceler yapıyordu. Öyle ki öpücüğün şiddetiyle dişleri çarpıştığında ikisinin de ağzından minik bir kıkırtı döküldü.

"Hala fazla mı ıslak?" Diye sordu Taehyung Jungkook'un üst dudağını bir şeker gibi emip dişlerken.

Jungkook onu biraz daha kızdırmak istiyordu. "Bilemiyorum." Dedi o yüzden. "Belki de çok iyi öpüşemediğin için partnerlerin kaçıp gidiyordur."

"Öyle mi?"

"Hıhım." Diye mırıldandı Taehyung'un alt dudağını hafifçe ısırıp sonra da ısırdığı yeri diliyle ıslatırken. İkisi de öpüşmekle birbirlerinin dudaklarıyla oynamak arasında bir yerde yaşadıkları anın tadını çıkarıyorlardı. "Daha sık öpüşmemiz gerekebilir." Dedi Jungkook. "Bilirsin, pratik yapmak açısından."

"Fırsatçı." Dedi Taehyung da. "İtiraf et. Beni öpmek hoşuna gidiyor."

Jungkook, tutuşunu sıkılaştırıp ikisini de derin ve ıslak bir öpücüğün içine çekerken ağzını konuşmak için kullanmadı. Taehyung'un saçından yükselen temiz ve ferah koku, ensesinde gezinen parmakları ve ara ara tenini çizen tırnak uçları, küçük inlemeleri... her şey ama her şey... Ne diyebilirdi ki güzel öpüşüyordu. Jungkook'u kızdırmasaydı arabada öpüştüklerinde bunu ona da söylerdi ama öfkesi o an için galip gelmişti.

Islak bir sesle ayrıldıklarında Taehyung memnun bir mırıltı çıkararak burnunu Jungkook'un boynuna sürttü. "Güzel kokuyorsun." Dedi bir süre sonra. "Erkeksi ama tatlı." Taehyung aynı şeyi Jungkook için de söyleyebilirdi.

Erkeksi ama tatlı.

Jungkook, Taehyung'u kucağında bir kez hoplatarak daha rahat yerleşmesini sağlarken koridorda ilerlemeye başladı. Daha önce Taehyung'un evine gelmemişti ve onu yönlendirmesini bekliyordu.

"Sağdan." Dedi Taehyung tatlı tatlı gülümsürken. "Ama yatak odam sol tarafta."

Jungkook'un parlak gözleri Taehyung'un muzip parıltılar saçan bakışlarını bulurken "Film izleyeceğimizi sanıyordum." Dedi.

"Şansımı deneyeyim dedim."

Önce gönlümü alman gerek, diye geçirdi Jungkook içinden. Yine de hiçbir şey belli etmeden salona girdikten sonra esmer olanı yere bıraktı ve üzerindeki deri ceketi çıkartmaya koyuldu. Taehyung, L koltuğun önündeki sehpanın üzerine bir sürü atıştırmalık hazırlamıştı.

moth to a flame : taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin