"Sorun ne bilmiyorum. Gerçekten. Ne yapmış olabilirim ki? Her şey iyi gidiyordu."
Sonlara doğru kısılan sesimle birlikte bakışlarımı masanın üzerindeki küçük çentikle oynayan parmaklarımdan ayırmadan iç geçirdim. Jimin, gecenin bir yarısı arayıp telefonda anlattığım her şeyi ikinci kez dinliyordu ve artık sıkılmaya başladığını biliyordum. Yerinde kıpırdanıp duruyordu. Bir yerlere yetişmesi gerektiğinin farkındaydım ama son bir yıl içindeki sayısız kalp kırıklığından birini daha yaşayan arkadaşını nasıl yalnız bırakacağını düşünüyordu.
İyiden iyiye diziyle ritim tutmaya başladığında bir kez daha iç geçirerek arkama yaslandım. "Hadi git. Daha sonra konuşuruz."
Azad edilmiş bir kölenin sevinciyle bakışları parlasa da gerçekten iyi olduğumdan emin olmak istercesine uzun uzun baktı bana. "Emin misin? İstersen erteleyebilirim-"
"Jimin, sorun değil. İlk terk edilişim değil nasılsa. Öyle görünüyor ki son da olmayacak." Bir kez daha sesli dile getirmenin daha çok acıttığını fark ettiğimde mahsunlaştım. Dün geceden beri uyuyamamıştım. Yorgunluk ve kalp kırıklığı bir araya gelince zaten çekingen ve durgun olan benliğim iyice kabuğuna çekilmişti. Karşımdaki Jimin olmasaydı bu kadar rahat içimi dökemezdim muhtemelen. Melankolik biri değildim ama deli dolu olduğum da söylenemezdi. Ve belki de insanların benden kısa süre de kaçmasının sebebi buydu.
"Büzme şu dudağını." Jimin oturduğu yerden kalkarak yanımda dikildi ve büyük bir şefkatle yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Bitirme tezim için tez danışmanlarımla görüşmem gerekiyor. Yoksa asla yalnız bırakmazdım seni."
Gözlerini iri iri açmış ona inanmamamdan korkuyormuş gibi dikkatle yüzüme bakıyordu. Yanağımdaki ellerini kendi avuçlarımın arasına aldım. Her zamanki gibi benim avuçlarımın arasında arasında minicik kalmışlardı ve bu, nihayet gülümsememi sağladı. Jimin hep gülümsememi sağlayan yegane kişi oluyordu.
"Sorun yok." Dedim gülümsemeyi sürdürürken. "Sürekli benim için işlerini erteleyemezsin, değil mi? Akşam görüşürüz."
"Taehyung... Bebeğim, böyle söyleme. Senin bir kabahatin yok, tamam mı? Tüm o piç kuruları-"
"Hadi git. Onları daha fazla bekletme." Konunun bir kez daha uzamasını istemiyordun. Nasılsa o gittikten sonra kendime acıma seansıma devam edebilirdim.
Eğilip saçlarımın üzerine bir öpücük kondurdu. "Akşam görüşürüz."
Ceketini ve çantasını koluna asarak, apar topar kafeden çıktı. Oturduğumuz masanın solunda kalan büyük camekandan onu izledim. Karşıdan karşıya geçmeye çalışırken bir yandan da telefonundan birilerini aramaya çalışıyordu. Benim yüzümden geç kaldığı ve muhtemelen azar işiteceği gerçeği vicdanımı yeterince sızlatmıyormuş gibi bir de dün akşam Dojoon'un benden ayrılmadan önce söyledikleri Jimin'in gidişiyle birlikte zihnime doluştu.
Sorunun ne olduğunu bilmediğimi söylerken samimiydim. Kötü biten diğer tüm ilişkilerimde olduğu gibi her şey iyi gidiyordu ya da sadece ben öyle sanıyordum. Yine de daha açık olmalarını dilerdim. En azından daha kibar. Dojoon, dün akşam çok çirkin cümleler kurmuştu. Bir aydan biraz daha uzun bir süredir birlikteydik. Sadece birkaç gün önce ise onu ilk kez yatağıma kabul etmiştim. Benim için idare ederdi. Uçtuğumu ya da zevkten aklımı kaybedecek raddeye geldiğimi söyleyemezdim. En azından Jimin'in Yoongi hyung'la olan sıcak gecelerinden bahsederken kullandığı hiçbir kelimeyi kullanamazdım.
İdare ederdi işte.
Dojoon ise tüm gece boyunca, onun için dizlerimin üzerine çöktüğüm andan kucağına oturup onu sürdüğüm ana kadar çok iyi olduğumu söyleyip durmuştu. Gecenin sonunda o üstümde bilmem kaçıncı orgazmının keyfini çıkarırken ben, son tablomda sarı ve siyahı yeterince kullanıp kullanmadığımı düşünürken orgazm olmuşum gibi yapıyordum. Evet, bu kadar da düşünceliydim işte. Yeterince iyi olmadığını düşünüp üzülmesindense ustalıkla orgazm taklidi yapabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moth to a flame : taekook
FanfictionTaehyung terk edildiği onlarca ilişkiden sonra fakültenin en popüler ismi Jungkook ile bir anlaşma yapar. Jungkook ile bir ay takılacak, sonrasında ise neden sevilmediğini öğrenecektir. Gördüğü ilk andan beri Taehyung'a aşık olan Jungkook için ise b...