29

5.9K 578 334
                                    

Selaaaam, her gün bölüm yazmamın karşılığı olarak yorum görebilir miyim lütfenn🥺 zor bi bölümdü umarım beğenirsiniz💜

☁️☁️☁️

Jungkook, bu anın geleceğini biliyordu ama bu şekilde olacağını hiç düşünmemişti. Taehyung'a kendisi söyleyecekti nihayetinde. Sadece aralarındaki ilişkinin biraz durulmasını ve daha sağlam köklere sahip olmasını istemişti.

İstemişti çünkü Taehyung'un onu terk etmesini kaldıramazdı.

Şimdi ise eline sıkıca tuttuğu sevgilisi bir anlık duraksamanın ardından kaşlarını çatarak Dojoon'a bakmış ve beklenen soruyu sormuştu. "Burada ne işin var?"

Dojoon sırıttı. Birbirlerine kenetlenen ellerine ve Taehyung'un az önce arabada yaptıklarını ele veren dağılmış görüntüsüne baktı. "Hiçbir şeyden haberin yok değil mi?"

"Tanrım! Yine ne saçmalıyorsun?"

"Neden sevgiline sormuyorsun? Eminim sana neden burada olduğumu kolaylıkla açıklayacaktır."

Jungkook, Taehyung'un etrafında olan, hayatına giren, onunla yapamadığı her şeyi yapan bütün o heriflerden nefret etmişti elbette. Ama içlerinde Dojoon kadar öfkesini harmanlayan, gözlerinin kırmızıya bürünmesini sağlayan ve içindeki ilkel tarafı ortaya çıkaran başka bir kişi bile yoktu. Jungkook ondan ölesiye nefret ediyordu ve son seferinde daha sağlam yumruklasaydım diye düşünmeden edemiyordu. Ağzını öyle bir kırsaydım ki bir daha asla konuşamasaydı.

"Jungkook mu?" Taehyung tereddütle bir Dojoon'a bir Jungkook'a bakarken yüzü epey şaşkın görünüyordu. Jungkook gözlerini sıkıca yumdu. "Onunla ne ilgisi var?"

"Aksine, bugün burada, bu konumda olmamızın tek sebebi o."

Jungkook, göz kapaklarını hızla araladı. "Kes sesini!" Dedi dişlerinin arasından. "Siktir git!"

"Bilmeyi hak etmiyor mu sence? Onu aptal yerine koymaya devam mı edeceksin?"

"Neyi bilmem gerekiyor? Siz ikiniz ne saklıyorsunuz benden?"

"Dojoon, ciddiyim seni öldürürüm."

Taehyung'un elinden kurtulup öne doğru bir hamle yaptığında zarif parmaklar beklediğinin aksine daha sıkı tuttu onu. "Jungkook!" Diyordu bir yandan da. "Lütfen sakin ol. Derdi neymiş öğrenelim."

Jungkook'un öfkesi, Taehyung'un her şeyden habersiz dinginliği bir yana Dojoon, her şeyin bir an önce açığa çıkmasını istiyordu. Taehyung bir an önce sıkı sıkıya tuttuğu eli bırakmalı, yaptığı büyük hatanın farkına varmalıydı.

"Seni kandırdı." Dedi o yüzden bir an bile tereddüt etmeden. Sıradan bir sohbetmiş gibi omuzlarını silkerken ellerini dar koturunun ceplerine koydu. "En başından beri yaptığı bu. Hayatına giren herkesi ama herkesi korkutup, tehdit ederek kaçırdıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etti yoluna. Ta ki sen onu kabul edene kadar." Dojoon gözlerini irice açmış Taehyung'un gittikçe solan yüzüne bakıyordu. "Anlanasa Taehyung, kötü sonuçlanan bütün ilişkilerinin sebebi Jungkook'tu. Son kurbanı da benim. Bana senden ayrılmazsam-"

"Onu aldatıyordun!" Jungkook Taehyung'un elinden kurtulmayı bu sefer başardı. Dojoon'u yakalarından tutarak hızlıca geriye doğru ittirdi. "Madem dürüst olacağız bunları da söylesene!"

Dojoon'un sırtı gürültüyle duvara çarptığında Taehyung hala duyduklarını anlamaya çalışıyordu. Geçmiş ayrılıkları, kötü biten ilişkileri ve onu terk eden herkesin yüzü birer birer geçti zihninden. Kalbi olanları reddetmeye çalışırken mantığı ona gözden kaçırdığı detayları sunuyordu. Jungkook'un her ayrılığından sonra burnunun dibinde bitmesi, ona sırnaşması, birlikte daha iyi olacaklarını tekrar tekrar anlatması gibi ayrıntılar. Onu terk eden her adamın yanında Jungkook'u gördüklerinde yolunu değiştirmeleri gibi ancak şimdi anlamlandırabildiği şeyler.

moth to a flame : taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin