28

5.7K 560 84
                                    

dojoon
sana tanıdığım süre dolmak üzere
ve hala taehyung'la konuşmadın
gerçekten sabrımı zorluyorsun
(iletildi)

dojoon
kendini akllı mı zannediyorsun
bu işten sıyrılabileceğin gibi çılgınca bir fikre kapılmadın umarım
jungkook
gerçekten sabrım dolup taşmak üzere
(iletildi)

dojoon
harika
bir de onu randevuya mı çıkarıyorsun
taehyung'un paylaştığı çiçekleri de sen aldın değil mi
piç herif
(iletildi)

dojoon
vay canına o restoran senin gibi biri için fazla pahalı değil mi
ne kadar uğraşırsan uğraş taehyung'un benimleyken yakaladığı strandarta ulaşamazsın
(iletildi)

dojoon
sikik herif
demek beni görmezden geliyorsun
iyi
kendim hallederim öyleyse
ellerimi kirletmem için beni çok fazla zorladığını unutma olur mu
(iletildi)

***

"Harika bir akşamdı." dedi Taehyung, Jungkook arabasını kaldırımın kenarına park ederken. En samimi gülümsemelerinden biri esir aldı dudaklarını. "Çok keyif aldım."

Gerçekten de ikisi için de güzel bir akşamdı. Taehyung, akşam yemeği boyunca Jungkook'la tatlı tatlı sohbet etmekten ve Jungkook da yemekten sonra el ele sahilde yaptıkları kısa yürüyüşten çok hoşlanmıştı. Gerçek bir randevuydu ve şimdi de gerçek bir çift gibi hissediyorlardı. Sanki bunu uzun zamandır yapıyormuş gibi huzurlu ve dingin, ilk buluşmalarıymış gibi heyecanlı ve toylardı.

Jungkook, içindeki burukluğa rağmen uzanıp Taehyung'un hafifçe pembeleşen sıcak yanağını öptükten sonra, "ben de öyle." Dedi. Bir elini Taehyung'un oturduğu koltuğun arkasına atmış, diğeriyle de minik çenesini kavramıştı. "Sana sahip olduğum için çok şanslıyım."

Taehyung tamamen kızardı. Bakışlarını kaçırmaya çalıştığında karamel rengi saç tutamları anına dökülmüş, Jungkook'un yüreğini sabun köpüğü gibi eritmişti.

"Ben de." Dedi Taehyung, kirpiklerinin altından. Elleri hala kucağında dinlenirken Jungkook'un güçlü omuzlarına tutunma arzusunu bastırmaya çalışıyordu. "Ben de çok şanslıyım. Seni tanıdığım ve hayatıma aldığım için."

Jungkook gülümsedi. Taehyung çoğu zaman oldukça utanmaz ve itiraf etmesi gerekirse biraz dişli bir adamdı. Ama bu akşam o kadar çekingen ve tatlıydı ki ona fena şeyler yapmak istiyordu. Daha çok utanmasına ve kızarmasına neden olacak şeyler.

Başını eğip burnunun ucunu esmer olanın sabun kokan boynunda gezdirdi. Hemen ardından da dudaklarını bastırdı. "Çok güzelsin." Dedi neredeyse inildeyerek. "Tanrım, Taehyung! Harika görünüyorsun."

Aslında Jungkook her zaman Taehyung'un güzel ve çekici göründüğünü düşünüyordu. Karamel rengi yumuşak saçları, lekesiz teni, eşi benzeri olmayan gözleri ve kare dudaklarıyla tam bir şaheserdi. Onu saatlerce izleyebilirdi. Hiç sıkılmazdı üstelik. İnce belini, damarlı kollarını, zarif ellerini, yuvarlak kalçalarını ve uzun ince bacaklarını düşünmek bile başını döndürürken onu izlemenin ona neler yapabileceğinin bilincindeydi üstelik.

Taehyung nihayet başını kaldırdı. Jungkook'un parlak, iri gözlerine bakarken elini omuzlarında ve boynunda gezdirdi. "Yukarı gelmek ister misin?" Diyordu bir yandan da.

Jungkook, bu sefer de yanağından öptü. İkisini de yakıp kül edecek kadar ıslak bir öpücüktü. Taehyung, onun küçük kiraz dudaklarının sıcaklığını iyice hissetmişti. Piercing'inin soğuk metalini de. Bacaklarını sıkıca birbirine bastırdı.

"Gelmemi ister misin?" Jungkook, Taehyung'un yanağına yasladığı avucundan destek alarak başını iyice kendine yaklaştırdı. Dudakları kulağının yakınında bir yerlerde hem küçük ıslak öpücükler bırakıyor hem de yukarıda ne yapacakları ile ilgili edepsiz sorular soruyordu.

"K-kahve içmek istemez misin-ah! Tanrım!"

Taehyung'un başı arkaya düştü. Saçları sağa sola savrulurken Jungkook kulak memesini dudaklarının arasına almış eziyet etmeye başlamıştı. Şehvetli ama ufak dokunuşların bir anda hız kazandığını fark etti. Kalbi gümbür gümbür atmaya başladı. Jungkook'la temas halinde olduğu her an Taehyung için ayrı bir sınavdı.

"Kahveden daha cezbedici bir teklifin var mı? Hm?"

Taehyung o an sağlıklı düşünemiyordu. Aklındaki tek şey Jungkook'un dudakları ve ıslak diliydi. Sıkıca tutundu boynuna. Parmak uçları traşlı ensesinde gezindi. Sırtından başlayıp boynuna ve ensesine dığru kıvrılan kocaman ejdarha dövmesinin çizgilerinde gezdirdi parmaklarını. Eskiden dövmeleri sevdiğini bile düşünmezdi ve sevgilisinin vücudunda siyah mürekkeple süslenmemiş tek bir nokte bile yoktu.

Dudaklarını şakaklarında gezdirirken "Jungkook," dedi inleyerek. "Kahveyi siktir et! Sadece yukarı gel. Yatağıma."

"Evet, sanırım bu yeterince cezbedici bir teklif."

Bir süre daha öpüştüler. Jungkook, kendi koltuğuna dönerken esmer olanın da kemerini çözmüş ve güzel, kıvrımlı vücudunu kucağına çekmişti. Ellerini önce beline, sonra da yuvarlark kalçalarına koyarak dizleri üzerinde konumlanan bedenini destekledi. Fazlasıyla tutkulu bir öpücüğü paylaştılar ve Jungkook birkaç kez fısıldayarak onu sevdiğini söyledi. Taehyung ise her defasında gülümseyerek Jungkook'u oldukça zor durumda bıraktı.

Taehyung'un sadece gülümseyerek Jungkook'a yaptıramayacağı bir şey yoktu nihayetinde.

Jungkook, kez esmer olanın tenini dudaklarıyla okşadıktan sonra geri çekildi. Arabanın içi ısınmış, ikisinin de yanaklarını tatlı bir pembelik esir almıştı. Taehyung, Jungkook'un sert göğsüne yaslanmaktan son derece memnun, tatlı tatlı gülümsüyordu. Zarif parmakları artık alışkanlık haline gelmiş gibi omuzlarını okşuyordu.

Arabadan inip ele ele binaya doğru ilerlemeye başladılar. Jungkook daha mutlu olduğu bir anı daha hatırlamıyordu. Geçen sene aldığı şampiyonluk bile onu bu kadar mutlu etmemişti. Bulutların üzerindeydi sanki. Taehyung'un ona yaptığı şey buydu işte. Ona aşık olmak tüm güzel şeylerin tek sebebiydi.
Başını çevirip Taehyung'a baktı. Onun da yüzünde mahçup bir gülümseme vardı ve o kadar güzel görünüyordu ki sokak lambalarının altında adeta parlıyordu. Güzel bir akşamdı. Jungkook, hayatında görüp görebileceği en güzel insanla harika bir randevuya çıkmıştı ve birazdan onu kollarının arasına alıp sarmaş dolaş uyuyacaklarını bilmek her şeyi daha iyi bir hale getiriyordu.

Gülümsemeyi bir an bile kesmeden apartmana uzanan basamakları tırmandılar. Apartman girişinde onları bekleyen Dojoon'u gördüklerinde ise ikisinin de gülümsemesi soldu.

***

Ups! Olaylar olaylar yorum görmek istiyorumm lütfen🥺💜

Ups! Olaylar olaylar yorum görmek istiyorumm lütfen🥺💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
moth to a flame : taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin