0.6

1.5K 101 43
                                    

BAŞLAMADAN ÖNCE OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN💕

Saatlerce oturduğum bilgisayardan kafamı kaldırmıştım. Çağman'a baktığımda içeride olmadığını farkettim.

ÇOCUK OKUL TEMSİLCİSİ CANIM SENİN GİBİ BOŞ İNSAN DEĞİL.

Saatlerce oturduğumdan olsa gerek her tarafım tutulmuştu. Ayağı kalktım ve birkaç hareketle esnemeye başladım.

Tekrar oturduğumda şu sıralar sık sık dinlediğim Little mix- Power şarkısını söylemeye başladım.

-"Baby you're the man
But ı got the, ı got the, ı got the power.
You make rain
But ı make it, ı make it, ı make it shower.
You should now..."

O sırada kapı açıldığında sustum ve kapıya baktım.

-"Aksanın güzelmiş." Dedi Çağman.

Bir an deja vu oldum, sanki daha önce yaşamıştım.

Elinde iki kahve vardı.

-"Bulabildin mi bir şeyler?" Dedi sırıtıyordu. Muhtemelen bulamayacağımı düşünüyordu ama yanılıyordu.

-"Bulamadım." Dediğim an dudağı kıvrıldı ve sırıtmaya devam etti.

-"Son gülen iyi güler." Dedim dümdüz bir ifadeyle.

-"Erva okul kapanacak birazdan farkında mısın? Hala bir şeyler bulabileceğini mi düşünüyorsun?"

Bir hışımla başımı saatlerdir uğraştığım bilgisayara çevirdim. Bir şeyler söyleyemeden araya girdi.

-"Saatin farkında değilsin herhalde?" Bu kez gülmüyordu.

-"Biz saat sınırı koymadık, bugün bir şeyler bulacağım ve sende, ben bir şeyler bulana dek yanımda olacaksın." Dedim.

-"Nasıl?" Dedi. Anlamıştı ama söylediğim şeyden vazgeçmem için süre tanıyordu sanki.

Kahveleri masaya koydu ve masanın en uç köşesine tam önüme oturdu.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda tekrar konuşmaya başladı. "Anlamadım, bütün gün burada mı kalacağız?"

Bir şey söylemeden başımı salladım.

-"Bak kızım! Sen manyaksın ama ben değilim. Şimdi paşa paşa aşağıya iniyorsun."

-"Yani sen benimle inatlaşacaksın?" Dedim ayağı kalkarak.

Gözlerine baka baka kapıya doğru geri geri gitmeye başladım. Ne yaptığımı merak edercesine olduğu yerden beni izliyordu.

Kapıyı kilitledim ve anahtarı göğsüme yerleştirdim. Ellerimi arkadan bağladım ve omuzlarımı kaldırıp indirdim.

-"Bu kadar basit, seni burada tutmak."

Elleriyle şakaklarını ovalayıp başını kaldırdı. Sabır diliyordu, sinirlendiğinde bunu sık sık yapıyordu. Ayaklandı ve bana doğru yürüdü.

Ellerimi ona doğru uzattım.

-"Hey hey! Napıyorsun?" Dedim tedirgin bir sesle.

Almazdı değil mi? Almazdı bence.

-"Aç kapıyı!" Dedi düz bir sesle.

Sustum.

-"Aç şu kapıyı."

Susmaya devam etti.

-"Erva şu kapıyı açıyor musun ben mi açayım?"

-"Açamazsın ki." Dedim.

0705//Aşık CesetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin