Eksik Parçam

65 6 0
                                    

Zeynep dakikalardır huzursuzca yerinde kımıldanıp sürekli telefonuna bakıyordu. Selin ise onu izleyip duruyordu, dayanamayıp:

"Sormayayım sormayayım diyorum ama dayanamıyorum. Ne oluyor? Kimden telefon bekliyorsun?"

"Emre'yle buluşacaktık, arayacağını söyledi ama bu saat oldu hâlâ aramadı."

"Aramayacak boşuna bekliyorsun."

Selin'i cevaplamayıp telefonuna bakınmaya devam eden Zeynep, "Niye numarasını almadım ki? Unutmuş olmalı ben arardım. Ah nasıl akıl edemedim." Diye homurdanarak yerinden kalktı. Birkaç saniye ayakta bekleyip ne yapacağını bilmez halde geri oturdu. Boş boş karşı duvara bakmaya başladı. Oda öyle sessizdi ki çalan telefonun sesiyle ikisi de yerlerinden hopladı. Zeynep bir çırpıda telefonunu eline aldı ama çalan telefon onunki değildi. Selin'e dönüp baktığında Selin telefonunu açmış konuşuyordu. Zeynep elindeki telefonu kanepeye atıp of çekti. "Neden benim ki çalmadı ki?" diye şikâyet etti. Selin ise telefon konuşmasını bitirip Zeynep'e:

"Zeynep, benim gitmem gerekiyor canım, annem çağırıyor. Seninle kalacağımı söyledim ancak önemli misafirler gelecekmiş gitmezsem olmaz. Akşam misafirler gittikten sonra geleceğim."

"Önemli değil Selin'ciğim. Git sen, keyfine bak. Akşam geç olur gelmesen de olur, kalırım ben tek başıma."

"Ben yinede gelmeye çalışacağım. Geç kalabilirim o yüzden gelmeden önce ararım."

Başını sallayarak onayladı onu. Ayağa kalkıp kapıya doğru gittiler. Selin'i geçiren Zeynep telefonun sesini duyunca "Emre arıyor olmalı" diyerek hızlı adımlarla salona gidip telefonunu heyecanla eline aldı ancak arayan babasıydı. Telefonu gönülsüzce açan Zeynep sakin ve kısık bir ses tonuyla babasını cevapladı:

"Efendim baba?"

Zeynep'in ses tonunu duyan babası endişeyle:

"Ne oldu kızım, bir şey mi oldu, neyin var, hastalandın mı yoksa, doktoru aradın mı? Selin yanında mı?" diye soru yağmuruna tuttu.

Zeynep babasına: "İyiyim baba, beni merak etme. Selin'in işi çıktı gitmek zorunda kaldı ama dönecek. Siz ne zaman dönüyorsunuz?"

"Bizim işimiz biraz daha uzayacak galiba sana haber veririm ama sen halana geç istiyorsan" "Yok babacığım ben iyiyim, sen hiç merak etme. Hadi görüşürüz kendine dikkat et"

"Tamam kızım öpüyorum"

Telefonu kapatmasıyla mesaj sesinin gelmesi bir oldu. Tanımadığı bir numaraydı bu, mesajı açtı ve mesajın sonunda ki can kelimesi dikkatini çekti. O, mesajı Emre'den beklerken Can'ın mesaj atması onu sinirlendirmişti. Okumadan sildi mesajını. "Bu ne yapışkanlıktır arkadaş ya. düşmedi gitti yakamdan. Neyse bir yukarı çıkayım hazırlanayım"

Ağır adımlarla yukarı doğru çıkarken kapı çaldı. Çıktığı basamakları inerek kapıya doğru yürümeye başladı. Kapının deliğinden baktı. Emre'yi görünce şaşkınca bakıp sırtını kapıya döndü. Başını tavana kaldırıp gülümseyerek: "Emre gelmiş" dedi. Hemen dönüp kapıyı açtı. "Ben telefon bekliyordum ama sen buraya geldin. Demek beni dinleyeceksin çok mutlu oldum inan ki."

"Müsait misin?"

"Evet, evet tabi buyur lütfen içeri geç, hoş geldin."

İçeri geçerken etrafa göz gezdiren Emre Selin'i görmeyince:

"Arkadaşın burada değil sanırım. Bende pek haz etmedim zaten."

"Selin'den söz ediyor olmalısın, iyi kızdır öyle söyleme"

UMUT ARAYIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin