Ürkütücü bir sessizlikle süren yolculuk, genç kızı iyice germişti. Kasıklarında hafif bir sancı vardı ve ince ince sızlıyordu.
Ağlamak istemiyordu ama elinde değildi. Gözyaşlarını sessizce akıtırken, Demir'e baktı. Yüz ifadesi çok hissizdi. Tek kelime etmiyor, sadece düz bir şekilde yola bakıyordu.
Başını öne eğip ağlarken, bu sefer hıçkırıkları da ona eşlik etti.
Araba durduğunda hastaneye geldiklerini anladı. Başını eğdiği yerden kaldırdığında, Demir'in hâlâ iki eli direksiyonu sıkarak, karşıya baktığını gördü.
Ona söyleyecek tek bir kelimesi bile yoktu, çünkü hissettiği şeyler iyi değildi.Emniyet kemerini çözdükten sonra arabadan inecek zaman, elinde sevdiği adamın sıcaklığını hissetti.
Demir onun stresten buz tutmuş ellerini okşayıp, sonra yanaklarını kavradı. Şefkat içeren ses tonu ve bakışlarıyla,
"Sen herşeyden önemlisin... Benim için herşeyden önce sensin... Güçlü kal sevgilim, benim için, tamam mı?" dediğinde Sude ona başını sallayıp, güvenli göğsüne sığındı.
*
Sekretere acil durum olduğunu bildirdikten sonra, çok beklemeden doktorun odasındalardı.
Sude doktora, sabah düştüğünü, sonrasında kanamasının olduğunu söyleyince, Demir birden ona döndü.
"Bundan neden benim haberim yok?" derken, doktor araya girip
"Ultrasondan bakalım, durumumuz neymiş." dediğinde genç kız başı önde yürüdü ve sedyeye uzandı.Demir stresle yumruğunu sıkarken, ekrana endişeyle bakıyordu. Sude ise umutla doktordan gelecek olumlu bir cümle bekliyordu ama, kadın üzgünce onlara baktı.
"Düşük gerçekleşmemiş ama, gebelik sonlanmış Sude. Şimdi yatışını yapalım. 5 saat aç kalman gerek, kürtaj yapmak zorundayız.
En başında size de söylemiştim, düşük riski yüksekti. İlk gebeliklerde çok karşılaştığımız bir durum maalesef."
Genç kız, yatışı için servise çıkarken, doktorun cümleleri yankı halinde beyninin içinde dönüp duruyordu.
Demir elini tutan elde gevşemeyi hissedince ona döndü.
"Sude! Sude iyi misin?" dese de, genç kızın gözleri kapanıverdiğinde, Demir onu düşmeden kucakladı.
"Yardım edin!" diye bağırınca ,kısa sürede hastane görevlileri yanına geldi ve müdahale ettiler.Sude çok geçmeden gözlerini açtığında, odada olduğunu anladı.
Başını sola çevirdiğinde pencere önünde dışarıya bakan Demir'i gördü. Çatallayan sesiyle
"De-Demir?" diye seslendiği an, genç adam ona dönüp yanına geldi bir kaç adımda."Sude, iyi misin? Çok korktum bir anda bayılınca." derken elini destek olurcasına tuttu.
"Yapamadım Demir, ona sahip çıkamadım... Keşke sabah evden hiç çıkmasaydım, düşmeseydim belki ona da zarar vermemiş olurdum." diyince Demir başını sağa sola salladı.
"Hayır hayır, bu senin hatan değildi güzelim, olacak varmış." diyip elini öptü ve okşadı onun.
O sırada kendilerine yardımcı olan, kırklı yaşlardaki kadın hasta bakıcı odaya girip, içerdeki dolaba tıbbı malzeme tarzı bişeyler bıraktı.
Sude'nin hastalıklı görünen yüzüne şefkatle bakıp
"İyi misin kızım? Çok korkuttun bizi." diye sorarken genç kız öylesine başını salladı.Kadın sonra Demir'e bakıp
"Aileniz nerede? Bu kız neden yalnız?" diye baktı.Demir onun merakını umursamadan omuz silkti
"Neden merak ediyorsunuz, ben onun yanındayım, kimseye ihtiyacı yok." derken ters bir bakış attı kadın kendine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDEKİ SEN
Teen FictionAsla yapmam dedikleri şeyi yapan, iki yaralı yürek... Tek gecelik hatayla başlayan bir aşk... Asla kopmayacak bağları engelleyen, dikenli yollar... Her şeye rağmen birbirine delicesine koşturan iki sevdalı genç... Yazılma tarihi: 5 Haziran 2022