6.bölüm

143 20 1
                                    

İki gün geçmişti ve bu süre içinde Demir, o günkü arama ya da mesajlarına neden dönmediğine dair açıklamalar yapmıştı. Dedesinin rahatsızlandığını ve onunla ilgilendiğini söylemişti. Ama Sude ona inanmıyordu.

Vizelerden sonra boş günlerini sevgilisiyle değerlendireceğini düşündüğü zamanda, yaşadıkları şaka gibiydi.

Evde durmayacağını anladığında, kararsızca Aslı'ya mesaj attı. Eğer müsaitlerse, Rüzgar ve onunla görüşmek istediğini söyledi. Aslı ona evde olduğunu söyleyip, adresini göndermişti.

Dışarı çıkıp yürürken çalan telefonunu eline aldı. Demir'in aradığını görünce sinirle dişlerini sıktı. Tam aramayı reddedecekti ama fikrini değiştirip açtı.

"Efendim Demir?"
"Merhaba bitanem, nasılsın?" dediğinde Sude göz devirdi.
Nasıl rahat davranabiliyordu bu kadar?

"İyiyim, Aslı ve Rüzgar'la program yaptık, biraz takılacağız." diyerek Demir'in içine kurt düşürmeyi başardı.

"Hmm, öyle mi? Onlarla bu kadar samimi olduğunu bilmiyordum." dediğinde sıkılgan bir sesle konuştu.

"Sen yoksun diye, benim de evde oturmamı bekleyemezsin değil mi?"

Demir bu cümle ile bozuldu ama ona belli etmeden,

"Öyleyse yarından sonra seni evde oturmaktan kurtarırım canım, akşam dönüyorum." diye cevap verdi. Sude ona geleceği için heyecanlanmış gibi yapıp,

"Hmm çok iyi, görüşürüz o halde." dedi ve sonra kapattı telefonu.

O geldiğinde ne yapacağını, nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Canı çok acıyordu...

Aslı'nın evinin önüne geldiğinde, apartmanın girişinde Rüzgar'la karşılaştı.
Genç adam kızın yıkılmış halini görünce telaşla ona yaklaştı.

"Sude, iyi misin sen? Hasta mısın?" diye sorarken Sude başını olumsuz anlamda salladı.
"Yukarı çıkalım, öyle konuşalım olur mu?" dediğinde genç adam,
"Tamam, hadi gel bakalım." diyerek kapıyı açtı.

Aslı'nın iki ev arkadaşıyla kapıda ayak üstü tanışıp, onların çıkmasına sevindi Sude. Tanımadığı insanların yanında rahat edemezdi.

"Tatlım sen hiç iyi görünmüyorsun. Neyin var?" diyerek kollarını açan Aslı ile Sude ona sarılıp sessizce ağlamaya başladı.

Uzun süren bir ağlama krizinden sonra, yaslandığı koltuktan doğrulup, Aslı'nın kendine getirdiği sudan bir yudum aldı. Sonra bakışlarını Rüzgar'a çevirip

"Bana Demir'i anlatsana, onunla ilgili ne biliyorsun?" dediğinde Rüzgar kararsızca baktı kendine.

"Ne anlatmam gerekiyor Sude, anlamıyorum." derken Sude kaşını kaldırıp,

"Onun nişanlı olduğunu biliyordun değil mi?" diye sorunca Aslı birden
"Neeeee?!!" diye bağırdı. Sonra Sude'nin neden bu halde olduğuna hak verdi.

Rüzgar başını üzgünce sallayıp
"Nereden öğrendin bunu?" diye sorunca genç kız telefonunu çıkarıp bulduğu fotoğrafı gösterdi.

"Aslında gözümün önündeymiş de, ben görememişim." diye söylendi.

"Bak Sude, Demir benim çok eski bir arkadaşım ama... Geçen yıl saçma bir sebepten dolayı kavga ettiğimizden beri onunla konuşmuyoruz. Bildiğim kadarıyla Demir'in nişanlısı çok eskidendir var. Üniversiteye başlamadan önce sözlülermiş, yaz sonunda da nişanlanmışlar. Olayın iç yüzünü bilmiyorum tabi.

Ben sadece sizin sevgili olduğunuzu öğrenince, ondan uzaklaşman için kötüledim Demir'i."

Rüzgar sustuğunda, Sude'nin gözlerinden ardı ardına dökülüyordu yaşlar.

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin