16.bölüm

119 16 1
                                    

"Ups! Yakalandık!"

Sude şu stres anında bile Demir'in tepkisine gülmek istedi.

Dayısı ve ailesi yaklaşırken, Selin'in yüzünde, haber ayağına gelmiş, magazinci sırıtması vardı.

Cahit bey ciddi bir bakışla ikisini süzüp
"Gençler iyi akşamlar" derken, soran gözleri Sude'ye çevrildi.

"Dayıcığım Demir'le tanışın... Erkek arkadaşım." dediğinde, Demir bunu beklemediği için şaşkındı.

Arkadaşım diye tanıtır, sonra da bir şekilde gönderir diye bekliyordu ama, bu tavrıyla da mutlu olmuştu.

Aynur hanım ona göz devirip,
"Yok artık!" diye söylense de, genç kız onu önemsemeyip dayısına baktı.

Cahit bey biraz gerilmişti, ama dert etmemeye çalışıp Demir'e elini uzattı.

"Memnun oldum Demir, Cahit Arıkan." diyerek genç adamın elini sertçe sıktı.

Demir yüzünde saygılı bir ifadeyle
"Memnun oldum efendim" dedi.

Sude sonra araya girip sırayla ailenin diğer üyelerini tanıttı.

"Yengem Aynur, kuzenlerim Selin ve Tuna" dediğinde, durumdan en çok memnun olan Selin gibiydi.

Tuna'nın ne düşündüğü, asla belli olmazdı zaten bakışlarından.

Demir herkesle tek tek el sıkıştıktan sonra, tam gitmek için konuşacaktı ki, Cahit bey,

"İçeri gelsene Demir, bir kahvemizi iç, Sude sana bişey ikram etti mi?" diye sorarken, Demir onun asıl amacını biliyordu.

Eve girip girmediğini merak ediyordu, ama dolaylı yoldan soruyordu. Tepkisini bilmediği için, ona eve girdiğini söyleyemezdi.

"Teşekkür ederim, aslında ben, buralardan geçerken görmek istedim Sude'yi, kapıdan bir iyi akşamlar dileyip gidecektim." diyince Sude ona bıyık altından gülüyordu. Ne kadar da profesyoneldi.

Cahit bey ona ısrar etmeyip,
"Peki öyleyse, başka bir zaman gelirsin, bizim de haberimiz olduğu bir gün, bekleriz." derken genç adam saygıyla başını sallayıp,

"Tabi efendim siz nasıl uygun görürseniz, hoşça kalın, iyi akşamlar." dedi ve diğerlerinden de aynı cümleleri duyduktan sonra, arabasına binip uzaklaştı.

Herkes eve girerken, Sude de peşlerinden ilerledi. Fena gerilmişti az önce.

Aslında onu erkek arkadaş olarak tanıştırmayı düşünmüyordu henüz, ama birden çıkıvermişti ağzından kelimeler. Dayısının ne tepki vereceğinden çekinse de, olan olmuştu artık.

Kapının önünde duran Selin, ona pis pis sırıtıp omzuna çarptı ve cilveli bir edayla,

"Ayy babam da bişey ikram etti mi diyor, kız ne ikram edecek, sarılıp öpmekten başka." diye dalga geçerken Sude ona ters bir bakış atıp, kolunu çimdikleyerek,

"Selin, valla sende terbiye kalmamış, acil sana sevgili bulmak lazım, yoksa bana sarıp duracaksın." dediğinde genç kız ellerini havaya kaldırıp,

"Ahh ah nerdeee." dedi. Sude onun iflah olmaz hallerine gülüp eve girdi.

Dayısı koltukta bacak bacak üstüne atmış, beklentiyle kendine bakıyordu. Uslu bir çocuk gibi gidip yanına oturdu ve utanarak sordu.

"Sen... Bana kızdın mı dayıcığım?"

Cahit bey aslında kızmamıştı, ama biraz kötü olmuştu. Yine de akşamki hali aklına gelince kıyamadı ona. Baskı kurmak istemiyordu, ama yanlış yapıp üzülmesini de istemezdi.

BENDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin