"Bu kadar kalabalık olacağını düşünmemiştim."
"Bende." Garsonların servis yaptığı kanepelerden birini elime aldım. Mukaddes hanım anın tadını çıkartırken ben olabildiğince gazetecilerden saklanmaya çalışıyordum.
Röportaj yapmak için beni kenara çekmelerinden o kadar çok korkuyordum ki tanıdık tanımadık herkesle sohbet eder yanlarına yapışır hale gelmiştim.
"Başarıcaz bu işi İzmir'li."
Daha önce Savage gibi bir dergi ile büyük ölçekli bir başarıya imza atmış Mukaddes hanım paslanmadığını dile getirirken gülümsedim. O tüm parasını bu işe yatırırken ben sadece ama sadece çalışma azmimi masaya koymuştum.
"Telefonun çalıyor."Minik çantamın içinden telefonumu çıkartıp aramayı kontrol ettim. Seda'nın araması ekranda yanıp sönerken ben açıp açmamakta tereddütlüydüm.
"Ben hemen geliyorum."
Dışarıya doğru çıkıp kimsenin beni göremeyeceği bir yere geçtim. Dergide sorun çıktığını yazan Seda gelemeyeceğini mesaj atarken ben Eymen'in söylediklerini düşünüyordum.
Mukaddes hanıma göre Savage 'de bilgi taşıyan,çalışanlar arası sorun çıkmasını sağlayan biri vardı. Queen tarafından sokulduğu bariz olan truva atının kim olduğu Mukaddes hanım için bilmece olsada öğrendiğim son gelişmeler bana benim cevaba birkaç adım mesafede olduğumu söylüyordu.
"Güzel çelenk değil mi?" Telefona boş boş bakmayı bırakıp başımı yukarı kaldırdım.
Girişte bekleyen Akhan pis pis sırıtırken beline sıkı sıkı sarıldığı Belgin'i çok sonra görmüştüm.
"Kırmızı en sevdiğim renktir,ona uygun bir tasarım yapmalarını istemiştim." Arkama dönüp önünde dikildiğim şeye baktım. Akhan tarafından gönderildiğini yeni öğrendiğim dev çiçek yığını boyutu ile diğerlerini gölgede bırakırken söyleyecek birşey bulamıyordum.
"Senin burada ne işin var?"
Belki sizin demeliydim ama Belgin'in hayatımda oluşundan zerre rahatsız değildim.
Tamam Doruk'un kuzeni olarak hayatımızda kalsaydı bir miktar kıskanabilir huysuzluk çıkarabilirdim. Ama Bera ile yakınlaşmadığı sürece kısa sürede Belgin'i yeni kazandığım dostlar listesine koyabilirdim.
Dost demişken...
Yüzümü buruşturup telefona baktım. Seda'nın ismini gördükçe göğüs kafesimde bir huzursuzluk hissediyordum. Sanki büyük bir lokma ısırmış ama yutamamış gibiydim.
"Mukaddes bizi davet etti."
"Mukaddes hanım..." Tek kaşım havadaydı. Belgin'in "Aslında beni davet etti." diye düzeltme yapması yanlış anlaşılmayı çözmüştü.
Akhan'dan en az benim kadar nefret eden patronumun neden böyle birşey yaptığını anlamak zor değildi.
Belgin ve Akhan'ın birlikteliğini onaylamasa da arkadaşını yalnız bırakmak istmiyordu.
Onun gibi biri için Merve hanımı geride bırakmak çok zor olmalıydı. Aralarında bildiğimden fazla sorun var gibi duruyordu . Ama anlatmadıkça kurcalayıp öğrenmeyecek dahil edildiğim kadar olayın içinde olacaktım.
"Lütfen içeri geçin."Telefonu çantama attıp elimle kapıyı işaret ettim.
Binaya girmek yerine kımıldamadan duran Akhan Belgin'e bir süre bizi yalnız bırakmasını söylemiş korkudan ensemde ki tüyler diken diken olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Çeşmesi (Tamamlandı)
Humorİnsanlar ikiye ayrılır. Tatlı tesadüflerin mükemmel aşkı önünüze sunabileceğine inanan romantikler ve gerçekte ruh eşi diye bir şey olmadığına inanan mantıkçılar... Cansel dışarıdan bakıldığında evcilleştirilmesi mümkün olmayan vahşi bir kedi olabil...