Ağlamam bile suç benim biliyor musunuz. Ah Nalan Ah! Keşke benim ne kadar iyi birisi olduğumu, duygularımı anlayabilseydin ve ben seninle dertleşiyor olsaydım. Tıpkı Ceviz Ağacı'nın altında oturup Çam Âğaçlarının parkın ortasına serpiştirdikleri Fıstıkları yemek üzere taşla kabuklarını kırarken yaptığın gibi. Ben sana "Bir ilişkide dürüst olunmalı;erkek kız için değişiyor çünkü kız öyle istiyor ancak evlendikten sonra eski haline dönüyor çünkü artık nasıl olsa elimde evlendik artık diye düşünüyor kız da erkekler evlenince değişiyor diyor" demiştim. Sen bunu benden duyunca " Çok haklısın, biliyor musun?" demiştin. Buna sevinen benim kalbimin nasıl attığını
biliyor muydun peki sen? Bu demek oluyor ki düşünce ve gelecek beklentilerimiz aynı , birlikte mutlu biri olabilirdik. Buna inanamamıştım. Tıpkı herkesin beni ve düşüncelerimi halaya aldığı o gün senin de onlarla birlikte bana kahkahalarla güldüğünde inanamadığım gibi.
Sen de mi bana bunu yapıyorsun Nalan? Seni gözyaşlarına boğanların aksine sana ne gözyaşları döktüğümü bir bilsen! Siz kızlar ,ah siz kızlar; neden değeri beş para etmeyen kişilerin size değer vermediği ortadayken siz gidip onlara gönül veriyorsunuz ? Hayır efendim ,kabul etmiyorum. " Gönül bu; ota da konar..." falan demeyin bana
tamam mı? Eğer böyle söyleyecek olursanız ben de size şunu hatırlatırım. Onlar sizi dövüp, öldürdüğünde suçu sadece gönlünüze atmalısınız. İnsanlar beni suçlama hakkını ya da alay etme hakkını nereden alıyorlarsa ben de bunları söyleme hakkını oradan aldım. Birisiyle sürekli alay edilmesi onun hakkında konuşulmasa bile kendi kendine kendisiyle alay edildiğini düşünmesi doğal değil mi? Öyleyse neden ben haksız oluyorum.Belki bunlar kafaya takılmaya değer şeyler değildirler. Zira her şeyi kafaya takarsak hayat geçmez , yaşam olmaz, hiçbir şeyden haz alınamaz. Böyle söylenince de zoruma gidiyor.Neden derseniz zihninizi bulandırıp bu gibi takıntılar edinmenize sebep olanlar asıl yargılanması ve yanlış yaptıkları ikaz edilmesi gereken kişilerdir. Senin bu söylediklerimi anlayacak kadar kültürlü olduğunu biliyorum. Nalan, keşke bunları yüz yüzeyken söyleme fırsatı bulduğumda,bunları söyleme cesareti de bulabilseydim. O günü unutmam mümkün değil. Bir bayram günü size misafir olmuş ve bayramınızı kutlamıştık. Sen yine hamaratlığınla yaptığın bayram temizliği ile annemin beğenisini kazanmıştın. Üzerindeki açık pembe tişörtün ve altındaki beyaz pantolonun ve ayaklarındaki beyaz kalpler bulunan pembe çorabın ve ipeksi saçlarınla karşımda elime kolonya dökerken şişeyi fazla sıkınca üzerime gelen kolonyadan dolayı utanmış ve yanaklarını kızarmıştı. O andaki gülümsemeyle beliren inci dişlerin ve o gamzelerinle tam bir melek gibiydin. Seni sevmeye bile kıyamıyorum biliyor musun? Bazen bakışlarındaki farklılığı hissediyorum ama beni sevdiğini de söyleyemem doğrusu. Nalan seninle ne çok anımız var. Sen kızınca bile güzelsin. Kaşlarını çatınca o yay gibi hafif kalın kaşların daha da güzelleştiriyor seni. Her ne kadar öfke duysan da senin o güzel gözlerin bir dolu merhametle bakıyor. Kuzu gibi masum birisisin. Ah Nalan kim bilir hangi Öküz, kabadayı ile evleneceksin! Yazık sana gül fidanım. Neden sosyal medyadan atılan tatlı sözlere kanıyorsun? Sen bu kadar saf olamazsın ama sen de bir kızsın sonuçta! Kimin söylediği değil ne söylediği önemli senin için. Peki bu sözlerle sizi tuzağa çekmedikleri ne malum? Neden karaktersiz insanlara ya da pisliğin, çirkinin teki olan berduş insanlara kanıyorsunuz? Ben bu tür kişilere...Neyse yarım kalsın lafım. Neden olacak bazı yarım adamlara tam laf fazla gelir de ondan! Kimse dört dörtlük değildir biliyorum. Öyle olmak zorunda da değiller biliyorum. İnsan hata yapabilir ancak bazıları bunu hata yapmakta başka bir deyişle suç işlemekte özgür oldukları manasına yoruyorlar. Bu doğru değil ki! Tüm bu anlattıklarım sizi pek mutlu etmemiş olabilir. Zira başka şeyler duymak istiyorsunuz belki de. Öyleyse şunu bilin; kendinizi değersiz insanlara çiğneterek değerden düşürmeyin çünkü siz değerli bir mücevhersiniz. Bu tür şeylerle sizi tava getirmeye çalışanlara da aldanmayın.Kimileri
ya da herkes aynı şeyleri söyler ama bazıları farklıdır; onlar sadece söylerler, yaşamazlar bahsettikleri gibi. Mesela ben hep söylediğim şeyleri uygularım,gerçek bir iyi olurum.Bende olan bir kusur için başkalarını kınamam. Hal böyleyken insanlar bana suistimalle yaklaşınca iyi olmayı bırakıp onların hak ettiği kişi olmak geliyor içimden. Korkuyorum, korkuyorum günün birinde azılı bir suçlu olmaktan korkuyorum. Belki şizofrenik bir katil olurum. Bazı kimselere göre hali hazırda şizofren olabilirim.Ne yani sadece cinayet işleme kısmı mı eksik! Yoksa bu yolda gitgide gelişme mi kaydediyorum bana yapılanlardan ötürü! Bilmiyorum Allah'ım bilmiyorum ne yapabileceğimi! Hayat ve insanlar neden böyle? Aklınızda ne var?Sanki aklınızın ya da yüreğinizin köşesine takılıp kalmış bir şeyler var? Bu satırları gözyaşlarıyla ah
çekerek mi okuyorsunuz yoksa benim ahmaklığıma mı gülüyorsunuz bilemiyorum? Belki de ailemi kimlerin öldürdüğünü, nasıl ve neden öldürdüğünü merak ediyorsunuzdur. Pekala anlatayım. Kız kardeşimden başlayalım mı? Belirsizlikle dolu bir hikaye bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.Ö.R.(Karmaşık Ölüm Raporları)
Mystery / ThrillerBu kitap toplum tarafından her zaman ve her şekilde hor görülen,dışlanan ve kendisine o yokmuş gibi davranılan,hayatında birçok çetrefili yaşamış olan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Sabah akşam aynı hikaye... Aradan çok yıllar geçse de h...