Dış kapının kapanma sesini duyduğumda yarısı bitmiş tabağımı alıp ayağa kalktım. "Nereye?" Arkamı dönmeden tabağı tezgaha bırakırken "Doydum, odama gidiyorum." diye cevapladım onu.
İnsanlardan korkuyordum ve bunun için başta beni para kaynağı olarak görmelerinden tutun da assistant olduğum için bana her şeyi yapabilecek olma hakkına sahip olduklarını düşünmeleri gibi kendimce haklı sebeplerim vardı.
Haruto ile kaldığım odaya girip kapıyı kilitledim. Mahiro ile sadece Haruto markete gittiğinde yalnız kalmıştık ki onda da ben bahçedeydim, Mahiro ise kahvaltı hazırlıyordu.
Kendisini pek tanıyamamıştım. Haruto arkadaş olduklarını söylese de birbirlerine fazla mesafeli davranıyorlardı. Haruto ile yakın olmadığı için ona güvenip güvenemeyeceğimden emin değildim.
Yatağa oturup onun geri dönmesini beklerken sakin kalabilmek için birlikte geçirdiğimiz anları düşünüyordum.
Fazlasıyla dalmış, gerçekliğe algılarımı kapatmışken adımı duyduğumda sıçradım. "Doyoung, iyi misin?"
"Evet."
"Neden odadan çıkmıyorsun?"
Sorusunu görmezden geldim. "Haruto döndü mü?" Bir süre sessiz kaldığı için gittiğini düşünecektim ki cevap verdi. "Hayır. O, dönene kadar orada durmayı mı düşünüyorsun?"
"Evet."
"Ama çoktan beş saat geçti, acıkmadın mı?" Neden sadece soru sormayı bırakıp gitmiyordu? "Acıkmadım. Lütfen beni yalnız bırak."
"Hadi ama Doyoung," Devamında duyamadığım bir şeyler mırıldanırken kapıyı açmaya çalışınca açamayacağını bildiğim halde refleks olarak ayağa kalktım. "Neden kilitledin?"
"Neden içeriye girmeye çalışıyorsun?" Kapıyı zorlamaya bıraktı ve beni geren başka bir sessizlik yaşadık. "Kolyene bakmak istiyorum, girebilir miyim?" Sağ elimle istemsizce tişörtümün altında kalmış olan kolyemin zincirini tuttum. "Neden bunu istiyorsun?"
Lütfen anlamamış olsun.
"İlginç bulduğum bir şeye benziyor."
"Hayır, bakamazsın."
Sahte ve kısa süren bir kahkaha attı. "Bu yüzden seninle konuşmak istediğimde her seferinde aramıza giriyordu değil mi? Başta utangaç olduğun için bunu yaptığını düşünmüştüm ama o adamlar haklıymış şu an emin oldum."
Adımlarımı geri geri atarken kaşlarım çatıldı. "Hangi adamlar?"
"Seni arıyorlar. Bana senin kim olduğundan bahsettiklerinde inanıp inanmayacağımı bilememiştim ama sen kolyeni saklama konusunda ısrarcı olduğuna göre haklılarmış." Kulpu birkaç kez daha zorladığında "Git başımdan!" diye bağırdım.
"Gideceğim ama adamlardan birini bulmaya. Zaten sürekli senin çevrendeler onlara ulaşmam zor olmayacak." Hangi adamlardan bahsettiğini anlamıyordum, ben şüpheli davranan kimseyi fark etmemiştim.
Dış kapının kapanma sesini duyduğumda kilidi açtım. Odanın dışına bir adım atacağım sırada Mahiro'nun daha demin söyledikleri geldi aklıma. Sürekli senin çevrendeler.
Açtığım kapıyı kapatıp yeniden kilitledim. Dışarı çıkamazdım. Çıkarsam hem adamlara yakalanırdım hem de onlara yakalanmasam bile Haruto beni bulamazdı.
Yatağın ve dolabın arasında kalmış boşluğa oturup sırtımı duvara yasladım. Mahiro çoktan beş saat geçtiğini söylemişti yani Haruto'nun gelmesine az bir zaman kalmış olmalıydı. Zaten işi en fazla ne kadar uzun sürebilirdi ki?
Bacaklarımı kendime doğru çekip kollarımı etrafına sardım. Çenemi dizlerime yaslarken gözlerim arkasını görebilecekmiş gibi kapıdaydı.
Sessiz evde en ufak bir ses duymak için dikkatle dinlerken bir yandan da Haruto'nun bir an önce gelmesi için dua ediyordum ama ne Haruto ne de adamları kolayca bulabileceğini söyleyen Mahiro dönmedi.
###
finale son üç
her moment verdiklerinde ben:
dipnot:medyadaki asahi'nin gülümsemesi beni bitirdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
free hugs, doruto
Fanfiction"İhtiyacınız olan her an bana sarılabilirsiniz, Efendim." doruto/hayoung/harubby #1 hayoung -07.06.22