¹⁹🦋son

144 19 40
                                    

Güneş batarken eve dönmüş, Mahiro'yu görmezden gelerek odamıza geçmiştik.

Bize evini son bir kez açma karşılığında para alacağı için bir şey diyemiyordu ama Doyoung bunu bilmediği için "Burada kalmamız doğru mu?" diye sordu.

Onu cevapsız bırakarak, üstümü değiştirip yatağa geçtim. "Orada dikilmeye devam mı edeceksin?" Ben öyle söyleyince dolaba ilerleyip kendi pijamalarını aldı. Rahatsız olmasın diye arkamı dönerek giyinmesini bekledim.

"Giyindim."

Yatakta kendi tarafına oturdu. "Benden sakladığın şeyler olduğunu biliyorum. Daha sonra kırılmamam için her şeyi anlatır mısın?"

Bir süre sessiz kalarak olanları tekrar düşündüm. "Tamam," Oturuşumu dikleştirerek odada rastgele bir noktaya odaklandım. "Gideceğimizi söylediğim gün birinin beni takip ettiğini fark etmiştim, bu yüzden senin güvenliğin için oradan uzaklaşmanın en doğrusu olduğunu düşünmüştüm ama işe bak ki buraya kadar gelmişler."

"Mahiro haklıydı."

Bu bir soru olmamasına rağmen başımı sallayarak onayladım onu. "Geçen güne kadar onları fark etmemiştim bile ama her yerde aynı yüzleri görmeye başlayınca ne istediklerini anlamam uzun sürmedi. İşim var dediğimde onlarla anlaşma yapmaya gittim."

"Peki, ne oldu?" diye sordu biraz korku biraz da telaşla.

"Başta her şey iyi gidiyordu, durumu iyi idare ediyordum. Sonra Mahiro geldi ve bir anda her şeyi bozdu. Onun senin kim olduğunu bildiğinden haberim yoktu ve hâlâ o adamları nereden bildiğini bilmiyorum."

"Belki onunla konuşmuşlardır."

"Olabilir çünkü Mahiro'yu gördüklerinde hiç şaşırmadılar, sanki onu bekliyor gibiydiler. Her neyse..." Devamını getirip anlaşmanın sonucunun ne olduğunu söyleyemedim ama o, çoktan anlamış gibi örtünün üstünde duran elimi tutup hafifçe sıktı. "Sorun değil Haruto."

"Özür dilerim."

"Sorun değil."

"Seni seviyorum."

"Biliyorum."

"Senin peşinde olmalarının asıl nedeni tüm önemli bilgileri öğrenmiş olmanmış." Başını omzuma yaslarken "Doğru."diye mırıldandı. "Mahiro gelmeden önce onları nasıl ikna etmiştin?"

"Parayla. Onlara ortadan kaybolacağımızın sözünü vermiştim onlar da verdiğim rüşvet karşılığında patronlarına gidip seni öldürdüklerini söyleyeceklerdi." Günün yorgunluğuyla daha fazla dik tutamadığım başımı onun başının üstüne yasladım böylece tatlı hafif kokusunu daha net hissetmeye başladım. "Mahiro gelip tanışmanızın üstünden birkaç gün geçtikten sonra senin onlar hakkında bilgi verdiğini söyleyerek blöf yapana kadar sorun yoktu. Güvenilmez biri olduğuna onları ikna etti. Tabii bir de benim o, gelmeden önce söylediğim tüm yalanları ortaya çıkarması var. Hal böyle olunca ya seni götüreceklerini ya da gerçek anlamda seni ortadan kaldıracaklarını söylediler."

Üst üste duran ellerimizin yerlerini değiştirip, onun elini avucuma hapsederek sıkıca tuttum. "İkinci seçeneği seçemezdim."

°•°•°•°

Bu ayki ikinci alışverişini biten abur cuburları için yapmış, yaşadığı binanın kapısında onu bekleyen kişiden tamamen habersiz bir şekilde eve dönüyordu.

Poşetleri bir kenara bırakarak anahtarı deliğe yerleştirdiği sırada yan tarafında duran ve onu izleyen bedeni fark etti.

Başını ona doğru çevirerek kendi yaşlarındaki çocuğa "Bir sorun mu var?"diye sordu. "Ev arkadaşı ilanı için gelmiştim. Yoshinori'ye istediğim zaman gelip evi görebileceğimi söylemişsin."

free hugs, dorutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin