MEVA

5. Bölüm

‘ Bu gece de başım omzunda, kokun burnumda değil. Geceler de iyi değil zaten. Bu yüzden, iyi uykular sevgilim.’
 
Bir yerden sesler geliyordu ama net duyamıyor ve sesler susmuyordu. O kadar derin uykuda olduğum sıralar çok nadiren gözükürdü. Ama sanki ilk kez huzurlu bir şekilde uyuduğumu hissediyorum.
 
Başım çatlıyordu elimi başımın üstüne yerleştirdim ve göz kapaklarını yavaşça yukarı doğru kaldırdım etrafıma bakarak göz gezdirdim yatak odamda olduğumu fark ettim. Ama ben buraya nasıl geldiğimi hiç bir şekilde hatırlamıyordum.
En son hatırladığım kızlar ile birlikte gece barda eğleniyor ve Güneş’ e içki içmesini istemiştim gerisini hatırlamıyorum. Aslında içkiye biraz alışık biriyim ama neden böyle hissediyordum bilmiyorum. 
 
Başım hala çok kötü ağrıyordu. Bir tane ağrı kesici içsem geçer diye düşünüyorum. Üzerimde ki örtüyü kaldırdım ve uzandığım yerden kalktım. Üzerime baktım ama gördüklerime şaşırdım. Çünkü üzerim değiştirilmesi beni şaşırtmıştı. Kim üzerimi değiştirirdi ki diye düşündüm belki bizim kızlardan biridir diye düşündüm başka kimse aklıma da gelmedi aslında ve  umursamadım. 
 
Lavaboya doğru yürüdüm ve kapıyı açtım içeri girdim. İhtiyaçlarımı giderdikten sonra duşa girdim.
Bornozlu şekilde odama geri geçtim telefonun nerede olduğunu baktım ama etrafta gözükmüyordu. Üstümü değiştirmeden aşağı kata indim. Salona girdim  etrafı taradım ve sonunda buldum.  Koltuğun yanındaki sehpanın üzerinde duruyordu. Hemen sehpanın önüne geçtim telefonu elime alarak açma tuşuna bastım saat sekiz olduğunu gördüm. Geri aynı tuşuna basarak ekranı kararttı. Salondan çıkarak merdivenlere yöneldim yukarı çıktım ve yatak odama girdim. Elimdeki telefonu makyaj masasının üzerine bıraktım.  
Dolaba yöneldim kapağı açtım. Mavi renkte bir kot pantolon ve beyaz bir de gömlek elime aldım geri dolabın kapağını kapatarak yatağın üzerine seçtiğim kıyafetleri bıraktım.
 
Hastanede Gaye ile şekersiz sıcak kahve içiyordum. Kafeteryada açık havada terasta masanın iki tane karşılıklı sandalyede oturuyorduk.
 " Gaye, bugün nasılsın canım? " Gözlerinin içine bakarak sordum. Çünkü biraz sessizdi dalgın dalgın gözleri etrafa bakıyordu. Ona sorduğum soru ile başını bana doğru çevirdi ve göz göze geldik ona hafif içten tebessüm ettim.
" İyiyim canım dinç turp gibiyim merak etme." Benim gibi içimde endişe kalmasın diye o da hafif içten gülümsedi. Bende başımı salladım.
Elimdeki sıcak kahveden bir yudum aldım. 
" Sizin bensiz dün gece parti nasıl geçirdiniz?" Dedi. Ona baktım. 
" İyi geçti sıradan yine sende nasıl olmasını bekliyorsun ki." Dedim.
" Yok canım bir şey olmasını beklemiyordum sadece sordum canım." Dedi. Bende sonra cevap vermedim başımı salladım.
Bir süre sessiz geçen zamanda masadaki telefonum çaldı. Telefonu elime aldım ekrana baktım. Aykut stajyer arıyordu ve aramayı cevapladım. " Efendim Aykut, bir sorun mu var? " diyerek ilk ben konuştum.
" Hocam müsaitseniz gelebilir misiniz? " Sordu. Hafif kaşlarım çatıldı.
" Tamam bekle geliyorum neredesin? " Sordum
" Poliklinik katındayım hocam. " dedikten Sonra aramayı sonlandırdım.
Gaye' ye baktım. " Gaye ben gidiyorum Aykut çağırdı sonra görüşürüz." Dedim.
"Tamam sonra görüşürüz Zeliha." Dedi. Bende sandalyeden kalktım kahveyi elime aldım. 
Hastanenin içine girmek için terasta kapısı açık olan yere doğru yürüdüm. Hastanenin içinde yürüdüm asansörün olduğu yere kadar yürümeye devam ettim. 
Asansör düğmesine basarak beklemeye başladım. Bir süreden sonra asansörün kapısı açıldı ve içeriye girdim. 3.kata gideceğim için üç yazan küçük yuvarlak düğmeye bastım. 
 
Aykut, bir hasta oda kapısının önünde bekliyordu. Ama kapının çevresinde de üç adam üzerlerinde siyah takım elbise vardı. Bir tuhaflık olduğunu gördüm ve ben neden şimdi çağırdığını anladım. Onun yanına giderken benim geldiğimi hissederek bana baktı.
Yanına vardığımda hemen söze girdi. “ Hocam bir beyefendi geldi. Hasta olarak ama yüzünde kaşı patlamış ve pansuman yapılması lazım ben yapacaktım izin vermedi.” Dedi. Ona baktım, “ anladım canım beyefendi neden izin vermiyor sordun mu peki? “ dedim.
Bana baktı “ Nedenini öğrenmek için bende sordum ama cevap vermedi öyle yüzüme baktı. “
“Tamam ben şimdi beyefendi ile konuşurum pansuman yaparız. “ dedim. Aykut da bir şey demedi.
Odanın kapısını çaldım ve kapıyı açtım içeri asistan ile birlikte girdik. Sedye de  bana arkası dönük oturan adama baktım.
“ Merhaba, iyi misiniz? “
“ Evet iyiyim.” Diye cevap verdi ve bana yüzünü gösterdi. Bu adam AVM de ki mağaza da yanlışlıkla çarptığım adam yani Yiğit Vural şuan karşımda duruyordu. Kaşlarım havaya kalktı şaşırdım.
Ama o beni görmesine hiç şaşırmadı. Belki beni tanıyamamış ya da o günü bile hatırlamıyor diye düşündüm. Ona yüzüne dikkatli bir şekilde baktığımda kaşının üstünde hafif kanamış olduğunu fark ettim ve üst dudağının kenarı da kan lekesi vardı. Bu Yiğit Vural nasıl bu hale gelmişti de yüzü kan içinde kalmıştı neden bu halde olduğuna anlam veremedim.  
 
Asistana, gerekli malzemeleri vermesi için söyledim. Karşımdaki Yiğit Vural’ın yanına giderek göz teması kurdum. Gözlerinin içindeki derinliklerde anlam veremediğim şeyler vardı ama bu his hoşuma gidiyordu çok tuhaf hissediyordum.
“Yüzünüze pansuman yapmamız gerekiyor lütfen oturur musunuz? “ sordum.
Yüzüme buz gibi gözleri anlam veremediğim bir şekilde bakıyordu. Ama söylediğimi ikiletmeden arkasındaki hasta yatağına oturdu.
 
Aykut gerekli malzemeleri yanıma getirdi. Elime küçük bir parça pamuk aldım ve oksijen suyu üzerine damlattım. Adamın yanına yaklaştım yüz hizasına gelecek bir şekilde “bu biraz canınızı yakacak” dedim .
Yine bir şey söylememişti , yüzüme sadece donuk bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Bu kadar nasıl canı yanmıyor gibi duruyor ve yüz hatları çok sakin duruyor ve endişe etmiyordu. Şaşırtıcı bir şekilde.
 
İlk önce yüzündeki kaşının üstüne oksijen suyu ile akan kanı ile temizlemeye başladım. Temizlendikten sonra dikiş atmak için gerekli malzemeleri ayarlayıp kaşının olduğu açık yaraya dikiş atmaya başladım.
 
 Bölümün kısa olduğunu biliyorum. En fazla yazabildiğim bu kadar olabildi. Ailevi nedenlerden dolayı babam kanser hastası durumu biraz iyi ona bakmam lazım bu yüzden bölümleri sıklıkla yazamıyorum. Kusura bakmayın lütfen
😊🥺