𝐓İ𝐍𝐘 𝐄𝐘𝐄𝐒 [ᴍʏɢ]

14

Bütün sıkıcı ve stresli dersleri sonunda atlatmış ve son ders olan felsefe dersine geçiş yapmıştık. Bu dersin öğretmeni Kim Seokjin adındaki benim daha çok dünya çapında yakışıklı olarak nitelendirdiğim adamdı. Aynı zamanda da sınıf öğretmenimizdi.

Dirseklerimi sıraya yaslamış, başımı da avuçlarım arasına almış dikkatle en sevdiğim hocamı dinliyordum. Anlatırken asla yerinden durmaz, el kol hareketleriyle konuşmasını güçlendirir, doğru yerlerde vurgu yaparak konuşmasını akıcı hale getirirdi. Onun düşünce yapısı benimkiyle her zaman aynı olurdu. Beni en çokta bu etkiliyordu zaten. Düşüncelerimi ifade edemediğim zamanlarda bile ne demek istediğimi anlar ve anlatmam konusunda da yardımcı olurdu. Ondan etkilenmemek elde değildi yani. Çok olgun ve havalı bir adamdı.

"Platon'a göre ruh-beden ilişkisinde üstünlük ruhtan yanadır. Ruh kalıcı beden ise geçicidir. Ayrıca ruhun ölümsüz olduğunu savunur. Ama Aristoteles için durum farklı. O ruh ve bedenin birbirini tamamlayan iki öğe olduğuna inanır. Ona göre ruh olmadan beden bir işe yaramaz, beden olmadan ise ruhun varlığı bir somutluk belirtmez." Yavaşça oturduğu masasından kalktı ve devam etti konuşmasına.

"İkiside farklı düşünceyi savunan ünlü düşünürler. Peki siz hangi düşünceye katılıyorsunuz? Sizce Platon'un dediği gibi ruh bedenden üstün müdür? Yoksa Aristoteles'in de dediği gibi ikisi birbirini tamamlayan bir bütün müdür?"

Bay Kim'in sorusuyla sınıfta hafif bir uğultu başlamış, bir kaç kişi söz olmak için parmak kaldırmıştı. Hiç şaşırmadığım gibi bu kişiler arasında Ji Eun da vardı. Her zaman onun hocaların gözüne girmek için fazla uğraş verdiğini fark ediyordum ama bu gün nedense daha çok gözüme batar olmuştu. Normalde de yaptığı davranışlar artık itici hale gelmişti gözümde.

Tekrar Bay Kim'e odaklandığımda o birkaç kişiye söz hakkı veriyordu. Genel olarak herkes Platon'un görüşüne katılıyordu. Hoca söz hakkını ısrarla bekleyen Ji Eun'a verdiğinde bende ona dikkat kesildim.

"Hocam, çoğu arkadaşımında dediği gibi bende Platon'dan yanayım bu konuda." Yüzümde alaycı bir gülümseme oluşmuştu ister istemez. Tamda ondan beklediğim gibi o da Platon'u savunuyordu. "Bence de ruh bedenden daha üstündür çünkü ruh olmadan bedenin her hangi bir işlevi olmaz. Ne düşünebilir, ne sorgulayabilir ne de eyleme geçer. Ayrıca beden bir gün illa ki yok olur ama ruhun yok olacağına inanmıyorum. Bu sebeple Platon gibi ruhun daha üstün olduğunu düşünüyorum."

Konuşmasını bitirdiğinde bende kendi fikrimi söylemek için söz istedim. "Evet Sue." Söz hakkını aldığımda ise göz odağımı sabit bir şekilde Bay Kim'de tutarak konuşmaya başladım.

"Arkadaşımın dediklerine katılmıyorum. Bence ruh bedende üstün değildir. Evet ruhun olmadığı yerde bedenin herhangi bir işlevi kalmaz ama aynı şekilde beden olmadan da ruh bir anlam kazanmaz. Bu bağlamda beden madde ruh ise onu biçimlendiren, ona insan nitelikleri kazandıran formdur. Yani Aristoteles'in dediği gibi ikisi bir bütünü oluşturan ana öğelerdir."

Konuşmamı bitirip yerime oturduğumda Bay Kim herkese görüşleri için teşekkür etmişti. Daha sonra kendininde aynı benim gibi düşündüğünü ve Aristoteles'in görüşünün mantığına daha çok yattığını söylemişti. Dediğim gibi Bay Kim ile düşünce yapılarımız birbirine çok benziyordu. Bu yüzden de bu adama karşı ayrı bir sempatim vardı.

Dersin ilerleyen dakikalarıda aynen böyle devam etmişti. Bak Kim görüşlerimizi soruyor bende her seferinde Ji Eun'nun tam tersi fikri sanvunuyordum. Bunu aslında bilerek yapmıyordum. Gerçek düşüncelerim bunlardı fakat sanırım herkes bunu bilerek yaptığımı düşünmüştü. Kendisi de dahil. Bu yüzden bana sanki tuhaf bir şey yapıyormuşum gibi bakıyordu. Tabi bu pekte umrumda değildi. Şuanda tek odak noktam Bay Kim ve onun fikirleriydi.