Uçmağa varan dagbanlar kurganlarina gömülmüş, yuğları söylenmiş, herkes obaya geri dönmüştü.
Herkes eşyalarını toplamış, Ayda' yı bekliyordu , eski yurtlarına dönmek için . Halk Ayda ya güvenmişti.
Çolpan Han hazırlıklar nasil gidiyor diye bakmaya oba meydanına çıkmıştı. Bir terslik var mi diye etrafı kolaçan ediyordu.
Saltuk yaklaştı sevdiğinin yanına ;
- Pek bi mutlu görünürsün, Çolpan Hân dedi gülümseyerek.
Yan yana durmuş , birbirlerinin yüzüne bakmadan konuşuyorlardı.
- Nasıl mutlu olmayayım , Saltuk. Öldü sandığım ablam , dirildi geçti karşıma.
Yalniz günlerin geride kaldı, döndüm dedi bana .Saltuga doğru döndü.
- Hâlâ hayal gibi gelir , sanki birden uyanacakmışım gibi . Hayatımda bu kadar güzel şeyler olmasına alışık değilim , Saltuk .
Yaklaşıp kulagina fısıldadı, dikkat çekmemeye özen göstererek.- Senin dışında.
Tekrar önüne döndü Çolpan .Gözleri parladı Saltuğun . Çolpan böyle şeyleri dile getirmezdi genelde .
- Gülerek , hem ne dedi candaşim , hatırlar mısın Çolpan ? Öcümüzü ben alicam dedi . Hem o kafasına koyduğunu yapar , bilirsin . Artık önümüzde " öç " denen bir engel kalmaz belki .
- Ne dersin sen Saltuk ? Öcümüzü ablamın üstüne yığıp kendi hayatımı mi kurayım yani ?
- Yetmedi mi yıllardır ayrı kaldığımız Çolpan . Anlamam ki, beni istemezsin de bahane mi bulursun ?
- O ne demek olur Saltuk ? Seni istemesem yanimda ne işin var alık mısın sen ? Bencillik edip kendi mutluluğumu mu düşüneyim imdi ben ?
- Ben anladım Çolpan. Sen şartlar ne olursa olsun her daim kendine mutluluğu hak görmezsin. Yıllardır sen çekersin bu yükü. Yetmedi mi kendine ettiğin eziyet ?
-Ofkeyle patladı Çolpan 'ın gözleri, ama kavga etmeye niyeti yoktu bu güzel günde , gozlerini kapatıp derin bir nefes aldı ;
- Heh , dersin ki eziyet çekme sırası ablan da . Daha fazla konuşmayalım bu konuyu Saltuk . Seninle kavgalı olmayı sevmem bilirsin . Ama dediklerinin bencilliğini bir düşün sen yinede .
Saltuk tam ağzını açıp bir sey diyecekti ki , gelen haberci şahini fark ettiler .
- Tilbe , eldiveni getir .
Şahinden aldı bitiği Çolpan. Şahini gören Akkız, Batuga , Sırma ve Yaman yanlarına geldiler .
- Ne haber gelmiş Han im .
Bitigi açıp okudu Çolpan. Gülümsedi. Ablası yine dediğini yapmıştı.
- Alpagu Handandır . Dağın sürgün hükmünü kaldırdığını yazar , dedi Çolpan.
Sevinçle birbirlerine baktı gençler.
- Gerçekten inanılmaz bir hatundur , bu kadın dedi Yaman . Geleli bir gün olmadı, kurtardı Dağ ı .
Çolpan kendine itiraf edemese de , kıskanmıştı biraz . Ablasına hayrandı. Çocukken de aynı böyle kıskanırdı ablasını bazen . Ama çok ta severdi.
Bu kıskançlık hissi , küçüklüğüne, bir anıya götürdü onu .
...
Çolpan 12 , ablası 15 yaşındaydı daha. Ayda çok güzel bir taç takmıştı. Zaten güzeldi , bu taç daha da guzellestiriyordu onu. Çolpan hem hayran olmuş hem kıskanmıştı ablasını. Ama şükür ki Çolpan da çok güzel bir kızdı, yoksa her seyini kisaknirdi ablasının. Çolpan in bakışlarını fark eden Ayda , gülümseyerek yanına geldi kandaşının;
Güzel kandaşım, bunu mu beğendin sen , ondan mi bakarsın böyle? Çıkardı tacı kafasından,
- Al , senin olsun.
- sahiden mi abla ?
Kardeşinin yüzünü elleri arasına aldı Ayda
- Sahiden tabi ki , hicbir şey senden kıymetli olamaz benim için . Bu caput da neymiş . Gülümsedi Çolpan.
- Hem sana daha çok yakışır, şu kocaman ceylan gözlere bak , hangi tacı taksam sönük kalır bu gözlerin yanında.
Sarıldı iki kandaş , birbirlerinden değerli hiçbir şey yoktu bu acunda.
....